Nedim ATİLLA
Dalkavukla bostancının hikayesi….
28 Nisan 2017 Cuma

Bu memlekette sıfatı meslek zannedenler var… Geçen gurme bahsinde yazmıştım. Bugün İzmir’de hemen her yerde karşıma çıkan bir mesleğin – bakın sıfat demiyorum- tarihsel geçmişini anlatayım size… Çünkü geçen Salı günü tanık olduğum bir olay bu mesleği anlatmamı gerektirdi, yazmasam rahatlayamayacağım inanın..

Malumatfuruşluk sevdiğim bir şey değil ama bugün size anlatacağım mesleğin sakinleri piyasada o kadar yaygın ki… Anlatacağım meslek dalkavukluk… Önce neden “dal” ve “kavuklar” onu anlatayım...

Zengin konaklarında ev halkıyla misafirlerini eğlendiren, hoşça vakit geçirmelerini sağlayan ve “esnaf topluluğu” olan dalkavuklar, isimlerini başlarına giydikleri “sarıkız kavuk” anlamına gelen “dal kavuk” tan almışlardı. Evliya Çelebi’den öğreniyoruz ki, dalkavukların da diğer tüm esnaflar gibi lonca örgütleri, kâhyaları, nizamnameleri vardı ve gittikleri yerde yapılacak şakalar ve ücretleri dalkavukluk narhıyla belirlenmişti.

I.Mahmud devrine ait bir arzuhalde bazı dalkavuklar, meslekteki dağınıklıktan yakınarak diğer dalkavuklardan şu cümlelerle şikayet etmişler: “Her sene ramazanı şerif geldiğinde İstanbul’da davetli, davetsiz iftarlara gideriz. Ulemanın, ricalin, devletin vesair büyüklerinin, mevki sahiplerinin sofralarında çeşitli nefis yemekler, türlü türlü reçeller, süzme aşureler, şerbetler, tavukgöğüsleri, elmas-pareler, helvalar, kaymaklı baklavalar, ekmek kadayıfları, hoşaflar yer ve içeriz, üstüne göbek tütünü ve kahve ile ikram görürüz. (Yahu bunlar da gurmeymiş aslında!)

Lakin içimizde bazı terbiyesizler bulunup edebe uymayan hareket ve tavırları ile velinimetlerimiz efendilerimizi gücendirmekte, zararı da hepimize dokunmaktadır. Dalkavukluk sağlam bir nizama bağlanmazsa cümlemizin açlıktan öleceğimiz aşikardır.

Kadim nizam ve kanuna göre yeniden bir nizama bağlanmamızı, içimizden uygunsuzların tard edilmesini, tavır ve hareketleri hepimizin makbulü olan Şakir Ağa’nın cümlemize kahya tayin olunmasını ve eline memuriyetin bildiren bir kıta ruhsatname ihsan buyrulmasını niyaz ederiz. Emir ve ferman devletli inayetli efendim sultanım hazretlerinindir.”

Bu arzuhalin altındaki başka bir belgedeyse dalkavukların görevlerinden, meclise girdiklerinde yapıp edecekleri şeylerden bahsedilmiş, ev sahibinin söylediği her şeyin “fevkalade yardakçılıkla tasdik edileceği” belirtilmiştir.

***

Dalkavukların yapıp söylediği veya onlara yapılan şakalar hakkında birçok hikâye anlatılmıştır. En ilginçlerinden biri, Müverrih Peçevili İbrahim Efendi’nin aktardığı, şaklabanlara, dalkavuklara çok düşkün olan III. Murad ve dalkavuğuyla ilgili şu hikâyedir:

Dalkavuğun biri işini bitirip ücretini alacağı sırada, “Yok Hünkârım, bugün altın istemem, yüz değnek isterim” der. Padişah sebebini sorunca “Ellisini vurduktan sonra sorun” diye cevap verir. Padişahın emriyle dalkavuğu falakaya yatırırlar. Elli değnek yedikten sonra “Durun” der. “Bir ortağım var, ellisini de ona vurun.” Bunun üzerine ortağının kim olduğunu sorarlar. “Beni her gün davete getiren bostancı, padişahımızın ihsanını alıp giderken ‘Seni ben çağırdım. Ücretinin yarısı benimdir’ diyerek paranın yarısını elimden zorla alır. Bugün de yarısını elimden zorla alsın. Değneğin yarısı onun hakkıdır.”

Padişah dalkavuğun söylediklerini duyunca gülmekten katılır, adama iki katı para verdikten sonra bostancıyı da falakaya yatırırlar.

***

Bizim memleketin dalkavuklarına ve bostancılarına duyurulur… Son günlerde millet referandum derdindeyken şehirdeki bostancılar enteresan dümenlere başlamışlar diye duyuyorum da ondan yazdım bu eski hikayeleri… Biliyorsunuz bu şehide falakaya doymayacak adam çok…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva