Atatürk’ün bize bıraktığı en büyük miras cumhuriyettir. Cumhuriyetin ortaya çıkardığı temel anlayış, temel düşünce yapısıdır. Yıllar içinde olgunlaşarak gelişen bu temel değerler, çağı paylaşmayı hedef alan bir modernleşme modelidir…

Atatürk, yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden yeni bir devlet yaratmıştır. Ülkesinin kalkınması için, henüz millet olma aşamasına gelmemiş bir cemaatler topluluğunu milli bilince kavuşturmuş, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı önüne hedef koyan bir anlayışla büyük bir mücadeleyi başarıyla uygulamış dahi bir liderdir…

Atatürk, az gelişmiş bir toplumun, feodalite, din ve inanç baskısı altındaki düşüncesini, siyasetini, toplumsal ilişkilerini özgürleştirmiş, bu dönüşümlere öncelik etmiş ciddi bir siyasi düşünür ve önder olarak tarihteki yerini almıştır.

“ Benim en büyük eserim cumhuriyettir” diyen Atatürk’ü anlamak için, en büyük eseri cumhuriyeti bilmeniz gerekir. Atatürk ve cumhuriyet birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Özdeştir…

Cumhuriyeti bilmeden, anlamadan, Atatürk’ü anlayamazsınız. Cumhuriyeti özümsemeden, Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatamazsınız…

Cumhuriyete giden yolu açan İstiklal Savaşımız, sadece emperyalist devletlere karşı değil, Osmanlı’ya da karşı savaşarak zafere ulaşmış ve sonra cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu savaş sadece dışarıya karşı bir savaş olmaktan çıkmış, Türkiye’nin iç düzeninin ve rejiminin yeni bir anlayışla şekillenmesine yol açarak, “ Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” anlayışıyla son bulmuştur. Bunun sonucu olarak saltanat ve hilafet kaldırılmış, cumhuriyet ilan edilerek mili iradeye dayalı bir egemenlik anlayışı getirilmiştir. Onu için Arnold Toyme; “ Bizim batılıların 500 senede, ta Rönesans’tan itibaren başlayıp yarattığımız uygarlık değerlerini, Mustafa  Kemal 4-5 senede gerçekleştirdi.” demiştir. Batılıların yüzyıllarca savaşarak, oluk gibi kan akıtarak gerçekleştirdiklerini, Atatürk çok kısa sürede ve kansız olarak gerçekleştirmiştir. Onu için Atatürk; dünyanın en büyük devrimcilerinden bir tanesidir…

Cumhuriyet, 10 yıllık bir dönem içersinde hukuku değiştirmiştir. Yepyeni bir anlayışla, yepyeni kavramlara dayalı bir hukuk sistemi kurmuştur. Aile hukuku, miras hukuku, Özel Hukuk, Ticaret Hukuku değişmiştir…

Kılık kıyafet değişmiştir…

Alfabe değişmiş, Latin Harflerine geçilmiştir…

Eğitimde devrim yapılmış, medrese eğitiminden milli eğitime geçilmiş, eğitimde birlik bütünlük sağlanmıştır…

Cumhuriyetle birlikte kadının toplumdaki yeri değişmiş, kadın hukuki ve siyasi eşitliğe kavuşmuş, seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur…

Kültürüyle, sanatıyla yepyeni bir anlayışla, sistematik bir şekilde, bilinçli olarak yeni bir Türkiye yaratılmış, laiklik ilkesi hayata geçirilmiştir…

Onu için cumhuriyet projesi; bir toplumu, bir tarihi değiştirme, yenileme amacıyla gerçekleştirilmiş dünyanın en önemli projelerinden biridir. Cumhuriyetle birlikte laiklik ilkesi de anayasaya girmiş, bütün bu anlayışların ve bu kültürün sonucunda ülkemize demokrasi gelmiştir.

Cumhuriyetin getirdiği anlayış, 1923 yılından başlayarak millileştirme politikası izlemiş, kapitülasyonları kaldırmış, yabancı işletmeleri teker teker satın almıştır. Demiryolları- tramvay işletmeleri, tütün işletmeleri, başta olmak üzere, yabancıların elindeki her şey millileştirilmiştir. Sanayileşme çabalarına öncelik verilmiş, başta demir- çelik olmak üzere, çimento ve dokuma sanayinin temelleri atılmıştır. Şeker fabrikaları, Sümerbank, Paşa Bahçe Şişe Cam Fabrikaları kurulmuştur.

 Türkiye 1933- 1938 yılları arasında, Sovyetler Birliğinden sonra ikinci 5 yıllık Kalkınma planı uygulamış ve 4 yılda hedefine ulaşan bir ülke haline gelmiştir. 0-1 oranında değişen enflasyonla, % 8 kalkınma hızını yakalamıştır.

1939- 1945 yılları arasındaki 2. Dünya Savaşının meydana getirdiği ekonomik zorluklar ve yıkımlara rağmen, Genç Cumhuriyet 1950 yılına kadar yabancı şirketleri millileştirmiş, devrimleri yapmış, Osmanlı’dan kalan borçları ödemiş, 280 milyon dolar birikmiş döviz rezervi ve 16 ton altınla borçsuz bir Türkiye; iç ve dış sorunlarını büyük ölçüde çözmüş ve çok partili düzene geçilmiş huzurlu bir ülke bırakmıştır…

Bütün bunları inkar edenler, cumhuriyet karşıtı güçler, istedikleri kadar uğraşsınlar, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet sağlam temeller üzerine kurulmuştur, asla yıkılmayacaktır. Cumhuriyete sahip çıkmak ve yaşatmak boynumuzun borcudur.  Atatürk bir tarih yazmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Tarihin yazdığını, küçük adamlar asla silemezler…