Yeni yılın ilk aylarıydı!

Bundan tam 10 ay önce Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün teklifiyle İzmir’in Urla ve Çeşme ilçelerinde vatandaşlara ait arazilerin tapularına şerh koyuldu. Bu şerh kamulaştırma kararına yani ekili-dikili arazilerin devlete geçmesi anlamına geliyordu.

Ortalık ayağa kalktı; herkes tek bir şey sordu: Burada neler oluyor?

Neler olduğu, neler planlandığı daha sonra ortaya çıkacaktı ama kamulaştırma tartışmaları sürerken Suudi Arabistan merkezli Al Bassam Grup’un “Yeni Çeşme” projesi ortaya döküldü. Görüntülerde golf alanları, adaların imara açılması, marinalar, eğlence merkezleri ve konut-ticaret-turizm karma projeler yer alıyordu.

Önemli bir gelişme daha vardı. Ne Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ne de Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın olanlardan, yapılacaklardan bilgisi bulunmuyordu. Zaten Urla’da kayyum yönetime bir şey danışan da yoktu!

Daha sonra bizzat Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un müdahalesiyle sis perdesi aralandı. Ve bakan önce ortalıkta dolaşan ve kamuoyunda “Kanal Çeşme” olarak lanse edilen projenin bakanlıkla bir alakasının olmadığının altını çizdi. Resmi kayıtlara, “Ege Turizm Merkezi-Çeşme Projesi” olarak geçen gerçek projeyi anlattı.  Şöyle dedi: “20 milyar dolarlık bir yatırım olacak, 100 bin kişi istihdam edilecek…”

Ardından projenin sınırları tespit edildi, özel mülkler üzerindeki kamulaştırma kararı kaldırıldı. Artık proje sadece ve sadece hazine arazileri üzerinde yürütülecekti.  Zaten sonrasında “Çeşme’nin mallarını ham yaptırmam” diye bağıran Belediye Başkanı Ekrem Oran projeye destek verdi. Tunç Başkan ise, “İstemezükçü gözükmemek için projeye destek veriyor, toplantılara katılıyorum” dedi.

Sayın Bakan hem İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’in organizasyonunda yürütülen toplantılarda hem de tüm buluşmalarda bir söz daha vermişti.

Şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışı!

Bu tanım ve İzmir’de yürütülen çalışma modeli görünürde gerçekleşmişti ama fiiliyatta gerçek değildi.

Nereden mi ortaya çıktı?

Sayın bakanın bilgisi ve onayı dahilinde henüz planlama aşaması bile ortada olmayan Çeşme Projesi’nin tüm işlerinin HeavenlyMade Mimarlık ve Tasarım Limited Şirketi’ne verildiği belirlendi. Daha üç ay önce kurulan bu şirketin eski adı Beş Turizm Gıda ve Ticaret Limited Şirketi’ydi.  Peki bu şirket ne alakaydı?

Hem ticaret sicil kayıtlarında hem de gerçekte olan şuydu ki şirketin ortakları ve sahipleri Çeşme’ne bazı tanınmış beach clupleri işleten kişilerdi. Çeşme ve İstanbul Bebek’te bulunan oteller zincirine de ortak olan bu isimler aynı zamanda MARS Entertainment Group'un ortaklarından ve CEO'su film yapımcısı Muzaffer Yıldırım’la da ilişki içindeydi.

Büyük bir ekonomi harekatı, turizm hamlesi ve istihdam projesi olarak adlandırılan bu projeyi şehir ve bölge planlama uzmanları, üniversiteler,  mimari proje otoriteleri dışında sinema ve turizmciler mi yapacaktı?

Meselenin özü şuydu: İzmir’de yapılması düşünülen ve birçok kez dinlediğimde şahsen etkilendiğim projede yaşanan son gelişmelerden kimsenin haberi yoktu. Ne sayın bakana İzmir ziyaretinde eşlik eden İzmirli siyasilerin ne de toplantılara ev sahipliği yapan isimlerin olanları görmesi mümkün değildi.  Projeye karşı çıkan ve çekincelerini bir rapor ile bildiren TMMOB başta olmak üzere tüm bileşenlere getirilen “şeffaflık” önerisi niye gerçekleşmedi?

Sayın bakan başta olmak üzere yanında gezen, kendisine ev sahipliği yapan siyasi ve ticari tüm isimlerin gelişmeleri kamuoyuna açık ve net bir şekilde açıklama zorunlulukları vardır.

Sayın bakan en başta İzmirlilere daha sonra da projeyi destekleyen isimlere karşı şeffaf olmalıdır.

Aksi halde ne partisinin kendi teşkilatına ne de diğer yapılara samimiyetini geçiremez!

Not: Projenin gerçekleşeceği alanda “orman sınırı” olduğu ve babası merhum Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli adına yapılması düşünülen Alaçatı Havalimanı ortadan kaldırıldığı için iki kez söz hakkı bulunan İzmirli Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli acaba ne düşünüyor?