Tayfun MARO
Çıkış var ama niyet yok
21 Ağustos 2017 Pazartesi

Bilişim dünyasında hararetle tartışılıyor bu mesele; Yok edici yeni bir dalga yeryüzünü büyük bir felaketin eşiğine getiriyor olabilir mi?

Facebook, Tesla, Google, Apple gibi grupların geliştirdikleri yapay zekânın, kapitalist sisteme sunduğu imkânlar itibarıyla, yok edici yeni bir dalgaya yol açtığına dair kaygılar giderek artıyor.

Sanayi devrimi ve sonrasında kullanılan teknolojilerin yarattığı ekolojik sorunlar, iklim değişiminin çölleştirmeye başladığı topraklar, canlı türlerinin yüzyıl içinde başına gelebilecekler hakkında yeterince fikir veriyor. Hemen yanı sıra, bilişim devriminin üretimde başlattığı insansız dönemin ortaya çıkardığı Dünya problemi, işsizlik olacaktır. İşi olmayan insan sayısı, otuz yıl içinde, çalışan nüfusun yüzde ellisini geçecek.

Endüstri devrimiyle ortaya çıkan çevre sorunlarının olabildiğince yıkıcı olacağına dair bilgimiz bir vehimden kaynaklanmıyor, bilimsel gerçektir. Bilişim devriminin işsizliğe yol açması sonucu ortaya çıkacak toplumsal sorunların daha az yıkıcı olmayacağına dair bilgimiz ha keza bir vehime değil ama sosyoekonomik gerçeklere dayanıyor. Ne gelende hayır var ne gidende… Peki, sorun ne?

Sorunun kaynağında, kusurlu bir yaratık olarak insan ve uyumsuz doğası, mülkiyet fikri ve kapitalizm var. Bu üçlü hayata ve tabiata meydan okuyor; Tanrıya atfettiği gücü geri almak için onbin yıldır büyük bir mücadele veriyor. İnsanlık bu mücadelenin adını “uygarlık” koymuş…

Tanrı ile aşık atan insan nihayet yapay zekayı geliştirmeye başladı. Sonlu olanın sonsuzluk arayışı… Yapay zekâ sonrasında olacaklar uzun uzun tartışılıyor… Lakin yeryüzünde varlığını sürdüren canlı türlerinin bunları görmeye ömrü yeter mi, orası meçhul… Yeryüzü yaşamı, “çabalama kaptan, ben gidemem,” diyor.

İnsan yaşamı, varlık ile hiçlik, sonlu ile sonsuz arasında oluşan gerilimin, sıkışmışlığın ve karşıtlıkların birbirini ürettiği çelişkiler yumağı… Yeryüzü ceza mı, ödül mü? Lanetli miyiz, Tanrı’nın sevgili kulları mıyız? Tanrısal tasarım mı, rastlantısal oluşum mu? Tanrı var mı, yok mu? Cevabı olmayan sorular veya insan aklının cevabını veremediği meseleler…

Bilimin verdiği cevapların, cevabı bilinemeyen soruların veya verilmiş tanrısal cevapların hariminde anlam kazanan hayatlarımız, toplumsal alanda harmanlanıyor. Ve neye inanırsak inanalım, nasıl düşünürsek düşünelim, toplumsallık adına, toplumları yöneten muktedirlerin önünde diz çöküyoruz. Yeryüzünde bir ömür geçirmenin güvencesi olarak önümüze koyulan toplumsal sözleşme koşullarına boyun eğiyoruz. Sistemin birer sadık bendesi oluyoruz.

Bugün yeryüzünde beş milyardan fazla insan yoksul ise, yeryüzü nimetlerinden doğru dürüst yararlanamıyorsa, barınma ve beslenme gibi en temel haklarını bile çok kötü koşullarda kullanabiliyorsa, insanlık durumumuzu sorgulamak kaçınılmazdır. Ve Dünya nüfusunun neredeyse %80’i bu durumdaysa, bu duruma düşürülmesine göz yuman her kişi de olan bitenden sorumludur.

Sonuç itibarıyla, “çıkış var” ama insan o çıkışı ya benimsemiyor ya kendi gücüne inanmıyor. Uygar insanın tercihi, ne acıdır ki bir muktedir önünde diz çökerek yaşamak… İnsanlığın girdiği bu yolun çıkışı yok; ancak, bu gerçekle yüzleşmeye de niyeti yok.

İnsan onurunu koruyacak, insanlığı yeryüzü nimetleriyle koşulsuz buluşturacak yol, insana henüz çok uzak. Çıkış var fakat insanın niyeti yok. O kadar ki Tanrı bile insandan umudunu kesmiş…

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva