CHP’de kim il başkanı olmak isterse…

Şu klişe cümle dudaklarından düşmez:

“Ateşten gömleği giymeye hazırım…”

Nasıl bi’gömlek bu demeyin…

Gerçekten “yakan” bir gömlek ama talibi her daim çok…

Peki, neden “ateşten” gömlek?

Şundan…

Atatürk’ün partisidir…

Sosyal demokrat ruh hakimdir…

Partiye gönül veren herkes konuşur!

Özgürlükçü partidir ama…

Haddini aşarak konuşan “yolcu” olabilir veya…

Disiplin kurullarında sürünür…

Belki de diğer siyasi partilerden en önemli farkı…

“Muhalefet benim karakterimdir” diyenlerin…

Buluştuğu politik arenadır!

***

Türkiye’nin her köşesinde olduğu gibi…

Özellikle de…

CHP’nin “kale’m” dediği…

İzmir’de İl Başkanı koltuğuna oturan…

CHP Genel Başkanı’nın o kentteki temsilcisidir…

Sırtındaki “Ateşten Gömlek” yakmasın diye…

Sadece çalışkanlık, vizyon, başarı hikayesi filan yetmez…

Genel Başkan’la arası “şeker tadında” zorundadır…

Yetmez…

Genel Merkez’le güzel güzel geçinmek şarttır…

O da yetmez…

İlçe başkanları ile kendisi arasında “hassas bir denge” olacak…

Daha daha?

İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı ile mümkünse çatışmayacak…

Kimi ilçe belediye başkanları arkasından konuşursa…

Onlara “destur” demesini bilecek…

Bazı milletvekillerinin nazını çekmeye hazır olacak…

Yeter mi?

Yeter…

***

İzmir’deki manzaraya bakalım o zaman!

Kurultay yaklaştı; örgütü kongre heyecanı sardı…

Kılıçdaroğlu, aniden “uzlaşı adayı” formülünü ortaya attı…

Çok ilginç…

İzmir’in CHP örgütü hiç “tek aday” formülüne “okey” çeker mi?

Mevcut İl Başkanı Deniz Yücel…

Üstü örtülü de olsa…

“Göreve devam” niyetinde…

Baktım…

Altıoklu Partinin…

Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı…

İzmir’den örgüte mesaj veriyor:

“İzmir’de kongre tek adaylı olursa memnun oluruz... Olmazsa yapacak bir şey yok. Tüzüğümüz ortada…”

İyi de…

CHP’nin özgürlükçü yanına n’oldu?

Ortada bi’ton isim dolaşıyor…

Sema Pekdaş var…

Devrim Barış Çelik var…

Mustafa Kormaz var…

Nilay Kökkılınç var…

Var oğlu var…

O zaman bırakın; hepsi çıksın er meydanına…

Bugünün Türkiyesi’nde…

Melek gibi insanların bile arkasında konuşuluyor!

***

Aslında günün sorusu şu:

“Neden uzlaşı adayı aranıyor?”

İzmir’in koca CHP örgütü…

Bula bula…

AK Parti’nin 17 yıldır etkin kullandığı bu formülü mü buldu?

Ha’di diyelim ki…

Bi’uzlaşı adayı kongreden çıktı…

O gün koluna girenlerin yarısı…

Altı ay sonra o il başkanını çekiştirmeye başlarsa…

N’olacak?

Yalan mı?

***

CHP’nin İzmir Kalesi gibi bir uç beyliğinde…

İl başkanı en az dört yıl görev yapmalı…

Eksikler, fazlalıklar ancak bu kadar bir sürede belli olur…

Deniz Yücel 20 aydır görevde…

Yeniden aday olmak O’nun hakkı değil mi?

En ilginci şu:

20 aydır görevde biri var; iki seçim geçirmiş ve…

Her iki seçimde de CHP’nin İzmir’de oyları ve belediye sayısı artmış…

Ve dahi kongreye aylar var…

Siz…

Arkadaş görevde iken “uzlaşı adayında birleşelim” diyorsunuz…

Deniz Yücel…

Eğer yeterli “uzlaştırıcı başkan” kimliğine sahip değilse…

Yaramazlığı varsa, yanlışı varsa, kavga ediyorsa…

Ve de gerçekten “istenmiyor” ise…

Ya kendiliğinden aday olmaz…

Ya da yeterli sayı bulup aday olur ve kaybeder…

Bu kadar basit…

***

CHP’nin İzmir’de “uzlaşı adayı” arayışına saygılıyım…

Ama…

“Uzlaştırıcı” ararken…

Kongreden bir “Terminatör” çıkmasın…

Nokta!

Sonsöz: Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun… Tek kanatla uçulmaz zaten… / Hz. Mevlana…”