Hanzade ÜNUZ
Çekmecemdeki minimalist arı
27 Ağustos 2018 Pazartesi

Bu aralar minimalizm üzerine okuyorum.

Regina Wong’un “Hayata Yer Aç” adlı kitabı bir sadeleşme rehberi...

Biriktirmemek, hafif olmak üzerine...

Daha az ama daha doğruyla yaşamayı öneriyor...

Sadece eşyalar konusunda değil bu çekici teklif...

Zihinsel ve duygusal anlamda da hafiflemek mümkün diyor Wong...

Kaygı, korku, öfke biriktirmeden...

Neşe, coşku ve sadeliğin dinginliğine kavuşmak...

Daha çok sahip olmak yerine...

Daha çok olmaya odaklanmak üzerine...

Kafa yoruyorum şimdilerde diyebilirim.

Yoğun bir eleme modundayım anlayacağınız.

***

Bayram tatili boyunca elimden düşürmediklerimden...

“Hayata Yer Aç” ta minimalizm şöyle tanımlanmış:

“Özgürlüğümüzü bize kazandıran bir araçtır. Sorumlulukların altında ezilmekten, gerekli olmayan şeylerden, tüketim kültüründen, zihinsel dağınıklıktan, duygusal blokajlardan ve olumsuz ilişkilerden, borçlardan ve keyifsiz koşuşturmalardan kurtaran bir özgürlük.”

Tüketim toplumunu alaycı bir dille analiz eden...

Fight Club’ın da yazarı olan minimalist akım öncüsü Amerikalı Chuck Palahnuik’in kitaptaki süzme cümlesi ise şöyle:

“Sahip olduğun şeyler günün birinde sana sahip olurlar...”

Ben de tam bu noktadayım.

Sahip olduğumuz şeylerin bizim kim olduğumuzu ve değerimizi belirlediğine inanmaya yönlendiriliyoruz.

Ne kadar çok şeye sahip olursak o kadar mutlu olacağımızı düşünerek biriktiriyor ve tüketiyoruz.

Eşyalar bize hizmet edeceğine...

An geliyor biz onlara hizmet etmeye başlıyoruz.

Saklamak, tasnif etmek, korumak zorunda olduklarımız ayrı...

Temizlemek, toz almak ve baş edemeyip depolamak zorunda olduklarımız ayrı...

Karıncalar gibi yuvaya taşıdığımız onlarca şey...

Kullanmadığımız, bir daha ne zaman kullanacağımızı bilmediğimiz...

Hayat alanımızı gasp eden, bizi esir eden eşyalara dönüşüyor. 

***

Ben gerçi eskiden beri “Atma” huyumla tanınırım.

Fazlayı tutamam.

Bozuğu, kırığı saklamam.

Üst üste yığmayı sevmem.

Kalabalığın arasında boğulurum.

Birikmişlerden hoşlanmam.

Tek istisna olsa olsa mutfaktaki bulaşıklar olabilir.

Maillerimin birikmesine de tahammül edemem.

Bana batar.

WhatsApp ekranındaki eski satırlar beni yorar, silerim.

Bir daha okumayacağım, özel olmayan kitaplarımı dağıtırım.

Kapsül gardırop taraftarıyımdır.

Kullanmayacağımı bildiğim eşyalarımı...

Giysilerimi, çantalarımı, ayakkabılarımı veririm.

Ailem, yakınlarım, sevdiklerim bu takıntımı bilir.

Muzdariptirler, söylenirler.

Onlar adına da atarım çünkü.

O yüzden bu minimalizm mevzuu bana iyi geldi.

***

Bayram dönüşü evde bir atma harekatına giriştim hunharca...

El atmadığım az sayıda kalmış çekmeceye daldım...

Verilecekleri, atılacakları ayırırken...

“Hayata Yer Aç” ta önerilen tüyoyu uyguladım...

Eşyaları ayırırken ona ihtiyacım olup olmadığını...

Ya da onu isteyip istemediğimi sormak yerine...

‘Neşe saçıp saçmadığını’ sordum.

Kimileri bu kez gümbürtüye gitti.

Vedalaştık.

Kimilerini de artık kullanmayacağımı bildiğim halde...

Neşe saçtığını hissettiğim için...

Özel anısı olduğu için kayırdım.

Gözüm gibi koruduklarım çekmecesine sakladım...

***

Bir de güzel sürprizle karşılaştım son çekmecede...

Son üç bayramdır artık aramızda olmayan babamın hediyesiydi.

Evime taşındıktan sonra...

Yüzünde tam da Günhan Ünuz ifadesiyle vermişti...

Utangaç, muzip ama hediyesinden de memnun küçük bir gülümsemeyle...

Birlikte çizgi film seyretmeye bayıldığımız babam...

Onu ne kadar çok sevdiğimi söylemekte...

Yeterince bonkör olamadığım babacığım bana harika bir lamba almıştı.

Minik bir bal arısı şeklinde...

Pirize takılan türde küçük bir led aydınlatma...

Paketinde duruyordu.

Daha önce de elime almıştım defalarca, sevgiyle bakmıştım.

Ama açıp kullanmamıştım.

Seksen küsur yaşındaki babacığım...

Kırk küsur yaşındaki kızına...

Gülen bal arısı bir gece lambası hediye etmişti.

Başında beyaz tacı, beyaz kanatlı, sarı tombik gövdeli mutlu bir bal arısı...

Hemen kabından çıkardım..

Bana neşeyle baktı...

Pirize taktım.

Tacı enfes bir maviye, kanatları pembe, yeşil ve kırmızı renge büründü..

Yanıp yanıp söndü karanlıkta...

Dünyanın en sevimli, en minnoş bal arısı gülümseyerek bana bakıyordu...

Gözümden yaşlar süzüldü.

“Sende minimalist bir arı tipi var” dedim.

Kafasını salladı...

“Hafiflemek için bana yardım eder misin” diye sordum.

Tek gözünü kırptı...

Hayatına yer açmak için açtığın bir çekmeceden,

Bazen çok özlediklerin...

Bazen minimalist bir arı çıkabiliyor...

Aslında en güzeli...

Güzellikleri koruyup sakladığın,

Gizli bir çekmecen olması belki de...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Reyhan 27 Ağustos 2018 Pazartesi 11:45

Duygusal anlatımın çok güzel ,her zaman yapmayı düşündüğümüz ama hep ertelediğimiz bir şey.Hafiflemek için bunu yapmak gerekiyor .

Yorumu oyla      9      5  
Oğuz 27 Ağustos 2018 Pazartesi 09:57

Çok güzel duygulu ve eğitici

Yorumu oyla      9      5  
Dr İnci Erkin 27 Ağustos 2018 Pazartesi 09:51

Ne güzel ifade etmişsiniz.Bu minimalist akım gerçekten güzel, ama eşyalardan da önemlisi var ! Olumsuz duyguları ve olumsuz bizi mutsuz eden anıları da fırlatıp atalım ki, yeni, güzel mutlu duygulara yer açılsın.

Yorumu oyla      9      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva