Tayfun MARO
Bu sol ile nasıl olacak?
1 Şubat 2016 Pazartesi

Yatay toplumu ve kentsel mekânlarını konuşamıyorsak, yeni sosyolojiyi konuşmak da bizi çok aşıyor demektir. Bu ahvalde, siyasal partilerde temsil sorununu tartışmak da abesle iştigaldir. Yani yukarıdan aşağıya birbirini kollayan mevcut hiyerarşik yapı bütün saçmalığıyla sürecek demektir.
Yurtta ve Dünya’da olan bitenler, siyaseti salt geçim kapısı olarak gören sözüm ona solcuların umurunda değildir.
Ayrıca, çoğu devrimcinin okumadığı bir gerçek; Günümüz Dünya problemlerini ne kavrayacak ne tartışacak birikime sahipler. Çoğu, yetmişli yıllardan aklında ne kalmışsa onunla idare ediyor.

Endüstri devrimi sonrası toplumsal değişimin ortaya çıkardığı yeni sosyal yapı, servet dağılımında sistemin dengeden çıkması sonucu yoksullar ve varsıllar arasında oluşan gerilim alanında altüst oldu. Bu altüst oluş, belki de binyılın en büyük göç dalgasına yol açmış bulunuyor. Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da yoksul halkların başlattığı büyük göç, sistemin sonunu getirecek bir Dünya problemi olarak gündemde. Yoksullar, Batı’nın refah toplumlarının topraklarına akın ediyor.

Sosyal yaşamda büyük altüst oluşun yanı sıra, kentsel dönüşüm süreci başladı, kentin yeni mekânları oluşuyor. Yoksullar kentlerin dışına sürülürken, yeni hayatın mekânları, dev rezidanslarda, gökdelenlerde, iş kulelerinde, AVM’lerde gün yüzüne çıkıyor.

Değerin maddi temsili olarak paranın, mülkiyetin, değerin ve artık değerin üretiminin yeniden konuşulacağı ve tanımlanacağı zamanlara geldik. Artı değerde sürekli genişlemenin ve sınırsız sermaye birikiminin sistemi getirdiği noktada ortaya çıkan çatallanma sistemi dengeden çıkardı.

Endüstriyel toplumda (fordizm) fabrika, direnişin temel alanıydı. Sermayenin fabrikadan kent alanına doğru aktığı günümüzde, direnişin mecrası bütün kent oldu.

“Sol, sermaye birikiminin yeniden örgütlenmesine koşut olarak kendisini yeniden örgütlüyor. Sol, eleştirdiğinin aynadaki aksi olmuşsa, yapılması gereken aynayı kırmak ve simbiyotik ilişkiden kurtulmak olmalıdır.” diyor David Harvey. Ve devam ediyor;
“Üretilen değerin piyasada realizasyonu olmadığı sürece, üretilen şeye içkin bir değer bulunamaz. (Kapital 2. Cilt ve Grundrisse) Sermeyenin ne ile ilgili olduğunu asıl tanımlayan, üretim ile realizasyon arasındaki çelişkili birliktir.”
“Kentleşme, artık değerin önemli realizasyon alanlarındandır. Zenginler de, yoksullarda gettolaşıyor.
Üretim alanında elde edilenler, kazanılanlar, kent uzamında kapitalistler tarafından geri alınıyor.
Kent, sermaye birikiminin mecrası olmanın yanı sıra, sermayenin realizasyonunun da mecrasıdır.
İş gücü dolaştığı için örgütlenmesi çok zordur.”
Fabrika emeği sürekli azalırken “işçi sınıfı nerede?” diye sormak olağandır. Bunun yanıtı; “işçi sınıfı, kentsel yaşamı üreten ve yeniden üreten bütün insanlardır.” “İşçi sınıfı” kavram olarak yeniden ele alınarak ortaya çıkan anlam kaymasının düzeltilme ihtiyacı ortada da, kim ele alacak?
Kent yoksulları, tam da bu nedenlerle, yeni kent yaşamının ortaya çıkardığı toplumsal kategori olarak ele alınmalı; başka türlü, sınıfların yeni durumunu anlamak mümkün değil.
Ne var ki, CHP’de nevi şahsına münhasır solcuların veya ulusalcıların bu meseleyi konuşması çok zor görünüyor. Sanki böyle bir dertleri yok.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
4 Şubat 2016 Perşembe 09:47

türkiyede sol???çok komik...servetlerini artırmak isteyen lumpen burjuvalar sol kimliği ile siyaseti işgal etmişler,özellikle izmirde,jose musice geldiği konferansta yanında oturanların emlak ağası olduğunu bilseydi salonda hiç oturmazdı.

Yorumu oyla      11      5  
Nedim Atilla 4 Şubat 2016 Perşembe 00:12

AKP hızlı bir şekilde otoriterleşirken, “sol” mahalleden gelen gizli açık desteği görmemiz gerek. Bence CHP’de asıl sorun budur. 2002’de AKP’ye önce sol liberaller, “Sivilleşme, askeri vesayeti geriletme, statükoyu yıkma” adına destek verdiler ve 2010 Anayasa değişikliği ile ilgili koydukları “Yetmez ama evet” tavırlarıyla desteklerini taçlanırdılar. Sonra “aydılar” 2013’ten itibaren desteklerini çekip, yanıldıklarını, hatta, Murat Belge’nin ifadesiyle, “Kandırıldıklarını” geç de olsa fark ettiler. Bugün ise aynı aymazlığa, kendisini “Ulusalcı sol” diye nitelendiren kol düşmüş durumda. Bu nedenle CHP’de yazdıklarınızı aklının ucundan bile geçirmeyen kadrolarla karşı karşıyayız.

Yorumu oyla      11      5  
Lombak 3 Şubat 2016 Çarşamba 12:24

Gezi olaylarında orta sınıfa mensup çiçek-böcek solcularına otelini açtığı için Koç'a neredeyse Tribute albüm yapacak bir sol kesime sahibiz ya. Hayırlı uğurlu olsun?! Yerim sizin sol geleneğinizi. Karaburun'a sığınmış 3-5 plaj komünisti ile olacak değil mi bunlar? Hinterlandı da Bedrettin ve Börklüce. Ne de sahiplenmiş Anadolu köylüsü zamanında bunları... Ah ah vah vah.

Yorumu oyla      11      5  
Lombak 1 Şubat 2016 Pazartesi 20:50

Akıllı fabrikaların devreye girmesiyle işçi ihtiyacının azalacağı söyleniyor. Buna karşılık yapılacakları CHP tartışmadı bile. Tersine Mustafa Koç özel programları yapıldı kanallarında. İşçilerin sorunları asıl vatansever solcuların konuları arasındadır. Bu konular solcu kılıfına bürünmüş liberal-teslimiyetçi, mezhepçi, etnikçi solcuların hiçbir zaman meselesi olmadığı halde, ağızlarına göstermelik olarak sakız ettikleri konular arasında bulunuyor.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’in deprem bölgesindeki büyük dayanışması…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu seçimin neden bunca talibi var?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva