Suriye sınırları içindeki İdlib’te…

Esad Rejimi alçakça saldırdı gözlem noktalarımıza…

Önce sekiz kahraman Mehmetçik’imiz…

Birkaç gün sonra da…

Taftanaz’da…

Destan yazan beş askerimiz şehit oldu…

Kan ağlıyoruz…

Tepkimiz her dakika büyüyor; çığ oluyor…

Kendi halkının celladı olan zalim Esad Rejimi’ne…

Hak ettiği cevabı misliyle veriyoruz…

Fırtına obüsleri patlıyor hainlerin tepesinde…

Hallaç pamuğu gibi atıyoruz oraları…

Kınalı Kuzularımız’ın kanını yerde bırakmıyoruz…

Bırakmayacağız…

***

Türkiye’nin tepkisi ortak yürek atışı gibi:

MHP Lideri Devlet Bahçeli, yeri göğü inletti:

“Türk milleti başka seçenek görülmezse Şam’a girmeyi planlamalı, zalimleri yerle yeksan etmelidir… Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad…”

***

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iktidara yön verdi:

“Mehmedim toprağa düşerken ve bunu bir devletin askeri yaparken lafı uzatmanın anlamı yok… Mikrofon delikanlılığını artık bırakın ve gereğini yapın…”

***

Askeri milletiz; hassasız…

Ancak…

Yeri geldi mi?

Şahin oluruz…

***

Asırlar boyu çok sataştılar bize…

Hepsi dersini aldı…

Çanakkale’de… Kurtuluş Savaşı’nda… Kıbrıs Barış Harekatı’nda…

Derken…

Anılarımız, bizi 25 yıl önceye götürdü; ister istemez…

***

Bazen, diyorum…

Türk kadını daha mı gözü kara oluyor?

***

Taaaa, 24 yıl önce…

1995 yılının son günleriydi…

Türk Bayraklı bir yük gemisi…

Bodrum’a altı kilometre uzakta karaya oturdu…

O kayalıklara, Yunanlılar “İmia”…

Biz de “Kardak” diyorduk…

Geminin kaptanı Türkiye’den yardım istedi…

Bi’anda kriz çıktı…

Yunanistan, kayalıkların kendi suları içinde olduğunu iddia ediyor…

“Size ancak biz yardım ederiz” diyordu…

Biz de bastık itirazı, doğal olarak…

Çünkü…

Kardak kayalıkları iki ülkenin “hakimiyet mücadelesi” demekti…

Türkiye, eğer o kayalıkları “Komşu”ya bırakmayı kabul etseydi…

Yunanistan, Ege Denizi’ndeki çakıl taşında bile hak iddia edecekti...

Türkiye'nin tezi ise, “Osmanlı İmparatorluğu sonrasındaki kalan toprak parçaları, antlaşmalarla belirlenmemişse Türkiye'nin olduğu” yönündeydi.

Sinirler iyice gerilmişti…

İlk hareket Yunanistan’dan geldi…

Gece yarısı kayalıklara gelip Yunan bayrağı diktiler…

Hürriyet Gazetesi İzmir Temsilciliği’nden üç gazeteci…

(Nedim Demirağ’ın tarihe geçen projesi…)

Sabaha karşı helikopterle Kardak Kayalıkları’na indiler…

Yunan bayrağını indirip, bayrağımızı dalgalandırdılar…

Yunanlı’nın aklını uçurmuştuk…

Bu sefer donanmalarıyla kayalıklara gelip, etrafı kuşattılar…

Tekrar bayraklarını diktiler…

O sırada…

Dünya, 1996’ya girmiş; Ege’de sular iyice ısınmıştı…

***

Şanlı Türk Ordusu, müdahaleye hazırdı…

Fakat…

Cumhurbaşkanı Demirel, karşı çıktı…

Bi’de şunu dedi; engin deneyimlerinin gölgesinde:

“Eğer bu sebeple bir savaş çıkarsa, bunu Türk Milleti’ne izah edemeyiz... Dünyaya da izah edemeyiz, başka bir yol bulun…”

Başbakan Tansu Çiller…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeri göğü inletti:

“Bu asker gidecek, o bayrak inecek…”

Ortalık tel gibi gerilmişti…

Amerika’nın tavrı giderek serleşiyordu…

Dünyanın karşısında titrediği Sam Amca…

“İlk kurşunu kim sıkarsa karşısında bizi bulur!” diyordu…

İşin, bi’de o tarafı vardı…

Türkiye, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasındaki duruma düşebilirdi…

Ekonomi batmış…

Bi’paket sana yağına muhtaç olmuştuk…

Unutulacak gibi değildi…

Acil bir çözüm bulunması gerekliydi…

Dönemin ABD Başkanı Clinton, iyice endişelenmişti…

Gözdağı vermek için, Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı’nı aradı ve O’na şöyle dedi:

“Sayın Başbakan, üzerinde ot bitmeyen, canlı yaşamayan bir kara parçası için iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdiniz…”

Başbakan Tansu Çiller’in cevabı tarihe geçti:

“Sayın Başkan, bizde can verilir, çakıl taşı verilmez…”

*** 

Telefon konuşmasından bir saat sonra…

SAT komandoları harekete geçti…

Gecenin simsiyah örtüsü altında…

Yunan savaş gemilerini atlatıp Kardak Adaları’na çıktılar…

Al bayrağımız bir kez daha adaya diktiler…

Günün ilk ışıkları Ege sularına yansırken…

Türk komandolarının Kardak’a hareket düzenlediğini…

Sabah haberlerden öğrenen Yunan Genelkurmay Başkanı istifa etti…

Ardından…

Yunan Hükümeti düştü!

***

Türkiye, çok büyük bir Devlet…

Kıskandıran bir Devlet…

Dünyanın gözü üstümüzde…

Hem korkuyorlar hem çimdik atmaya çalışıyorlar…

İyi de…

“İnsanlık bizde kalsın…” düsturu ile…

Nereye kadar?

Nokta…

Sonsöz: “Al bayrak dalgalandığı sürece bu vatan dimdik ayakta olacaktır… / Anonim…”