Ürkütücü…

Daha fenası korkutucu!

Korona Belası’nda…

Deprem gibi son 30 gün…

6 Mart’ta vaka sayısı 11 bin 770…

Vefat sayısı: 62…

6 Nisan’da vaka sayısı 50 bin…

Vefat sayısı: 211…

Kırmızıya boyanmayan şehir kalmadı!

30 gün içinde…

Neredeyse “en acıklı” pandemi rekoru kırdık!

Hastanelerin trafiğinde belirgin artış var…

Yoğun bakımlarda daha önce 50 yaş üstü vatandaşlar vardı…

Şimdi ise 18-35 yaş aralığındaki gençlere yer aranıyor…

Çözüm ne, demeye kalmadan…

Her kafadan bir ses çıkıyor…

Uzmanlara göre…

Vaka sayılarını düşürmek için…

Yeni önlemlere başvurmak ve hayata geçirmek şart…

Gelgelelim…

Çarşı karışık!

***

Şimdi evlerde, gazetelerde ve…

Ağırlıklı olarak TV’lerdeki “son derece aydınlatıcı” sohbetlerde…

Olmayacak duaya “amin” misali…

Türkiye’nin…

28 günlük “tam kapanma”sı tartışılıyor…

***

“Tam Kapanma” nedir?

Aynen şudur:

Fırıncılar, sağlıkçılar, emniyet güçleri ve basın mensupları hariç…

Hiç kimse evinden çıkamaz…

Sadece pencereden bakarsın…

Fırıncı kapıya ekmek getirir; sepet sallar alırsın…

Suyu bile musluktan kullanırsın…

Olmadı, kaynatır içersin…

Evinde kaldığın o 28 gün için…

Etini, sütünü, bebeğin mamasını, bebek bezini filan…

Önceden stoklayacaksın…

Yoksa, havaya bakarsın…

Bi’de…

Kalp krizi mi geçirdin, 112’yi arayacaklar; seni o yetiştirecek hastaneye…

Katlanılır gibi değil ama…

Yaşamak için gerekli…

***

Bugünün Türkiyesi’nde mümkün mü?

Hayır!

“Tam Kapanma” yapan ülke var mı?

Var; Çin mesela…

Polonya da yaptı; bi’ara…

İngiltere, geçen Kasım’da o kervana katıldı…

Üç gün için dahi olsa İtalya bile tam kapandı…

Önemli ayrıntı…

Avrupa’da tam kapanmalar…

En çok 7-14 gün arasında değişen takvimlerle uygulandı…

Tamam, herkes uydu ama…

Ona rağmen…

Tepkiler çok sert oldu…

***

Bu “tam kapanma” neden bizde “çok zor” uygulanır?

Prof. Mehmet Ceyhan TV’de anlattı:

“Yapamayacağımız şeyi tartışmanın anlamı yok; boşuna zaman kaybederiz… Türkiye’nin 28 günlük tam kapanmayı uygulaması mümkün görünmüyor… Biz oturalım, tedbirleri konuşalım… Yani tam kapanma olmadan alacağımız önlemleri düşünelim… Aslında tam kapanma şahane olur… Dünyada ilk kez Çin uyguladı; şu anda dünyada en az vaka ile bu salgını bitirdi…”

***

Peki, ne yapacağız?

28 gün Türkiye’yi nasıl kapatacağız?

Maskeyi doğru dürüst taktıramadığın bir kısım vatandaşa…

“Sokağa burnunu bile çıkarmayacaksın!” diyebilir misin?

***

Tut ki, kısa süreli “tam kapanma” yaptın…

Aynı apartmanda…

Can sıkıntısı yüzünden başlaması muhtemel…

Korona’nın en çok sevdiği…

Bulaşa müsait “çay-kahve dolaşımı”nı nasıl kontrol edeceksin?

***

Peki, biz nerede hata yaptık?

İzmir’de “esnek çalışma düzeni”ni yürütemedik…

Çalışanların…

(Kamu personeli başta olmak üzere…)

Sabah 07:00, 09:00 ve 11:00’de işe gelme sistemini yürütemedik…

Bu yöntemle…

Toplu taşım araçlarında “korkmadan seyahat” fırsatını…

Bozuk para gibi harcadık…

Kapalı mekanları ağzına kadar doldurduk…

Kademeli açılış fikrini çöpe attık!

(Önce okullar… Sonra restoran ve kafeler… Ardından ana okullar… Araya havuzlar… Tadında bırakmak üzere halı sahalara gitmeler…)

Şimdi “çare bulma” peşinde kafa patlatıyoruz!

Bu nedenle…

Tam kapanmayı unutalım!

Artık, çözüm değil!

***

Elini vicdanına koy koy; hafta sonuna bak…

“Fırına gidiyorum!”, diyeni sahilde balık avlarken görünce ne yapıyorsun?

“Eczaneden ilaç alacağım!” diyeni, takip edebiliyor musun?

Bırak evinden yürüme mesafesi uzaklaşma zorunluluğunu…

En az üç kilometre uzaktaki…

Annesine elinde çiçek kahvaltıya gidene ne diyorsun?

Evden çıkabilmek için…

“Hastanede ameliyat olacak yakınımız var; gitmezsek ayıp olur” diyenlere nasıl karşılık vereceksin?

***

Çok zor…

Biz kapanamayız! 

Bari…

Maskeyi çenemizin altına indirmeyelim…

Nokta…

Sonsöz: “Yasaklar ve kısıtlamalar geri gelir mi? Cevabı, 12 Nisan’daki kabine toplantısında…”