Cumhur BULUT
Ben Fırat Y. Çakıroğlu Yoksa Beni Unuttunuz Mu?
20 Şubat 2019 Çarşamba

Merhaba, ben Fırat Yılmaz Çakıroğlu… Bugüne kadar tanışmamış ya da tanıştırılmamış olabiliriz…

Ben Fırat Yılmaz Çakıroğlu yani senin gibi bir İNSAN!

Göğüs kafesinin içinde tıpkı senin gibi bir kalp taşıyan…

Senden hiçbir farkım yok. Senin kadar buralı, senin kadar dini bütün, senin kadar hürriyet düşkünü ve senin kadar Cumhuriyet sevdalısı…

Yine senin kadar martıları, yine senin kadar dolunayı, ufukları ve yine senin kadar bu toprakları seven biri…

Sabahları işe yahut okuluma gider, yolda gördüklerimle selamlaşır; tebessüm karşılığı hüzün alır, bedelsiz umut dağıtırım… Cebimde bir gevrek bir de çay parası da varsa eğer, değmeyin işte o zaman keyfime…

Dedim ya ben de senin gibi biriyim işte; senin kadar cesur, senin kadar şefkatli ve senin kadar masum… Senin kadar ekmek derdinde, senin kadar acı içinde ve senin kadar âşık…

Nedense dert, acı ve aşk geçince cümle içinde önce yutkunur sonra derin bir nefes çekerim içime…

Dedim ya tıpkı senin gibiyim ben de...

Aramızda aşılamayacak dağlar yok! Ve yok seni benden beni senden koparabilecek hiç bir kuvvet…

Bu topraklar yok mu ah bu Anadolu Toprakları… Öyle bir hamurla yoğurmuş ki bizi; mayamız da manâmız da bütün âlemlerden farklıdır bizim…(1)

Merhaba, ben Ülkücü…

Birer bardak çay içsek mi, ne dersin? Belki yurdumuzun en sert tütününden birer de sigara yakar, dumanı ciğerlerimize değil, iliklerimize çekeriz,(2) ne dersin?

Dur, önce ben anlatayım, içimi dökeyim sana…

Mümin acılar yaşadım(3) ben, kurşunlara, namlulara ve nişanlara hedef olduğum da vardır, zindanlarda başımı duvarlara yasladığım da…

Sürgünlerde, darağaçlarında ve sehpalarda kaldığım da vardır; şiirlere mısra, romanlara satır, marşlara neşide olduğum da…

Küçük düşürülmüşlüklerimin, görmezden gelinmişliklerimin ve unutulmuşluklarımın yanında yalnızlıklarım da vardır benim… Aslında hangimiz yalnız değiliz ki şu dünya denilen gurbet çukurunda, hangimiz? Dedim ya aslında hepimiz aynıyız; biz birbirimizin aynasıyız…

Bir sevdanın yolcusuyum işte… Sen görmesen bile, sen bilmesen bile ve sen umursamasan bile bir kara sevdanın; yani senin sevdanın yolcusuyum…

Aşkı bilirsin değil mi?

Seviyorum arkadaş!

Seni seviyorum, toprağımı seviyorum; başı dumanlı dağlarımı, buz gibi serin yaylalarımı, masmavi denizlerimi, gökyüzümü, çakıl taşımı, gelmişimi/geçmişimi; köyümü, şehrimi, bayrağımı ve ötelerdeki kardeşlerimi seviyorum…

İçinde sen olduğun için, içinde biz olduğumuz için; içinde geleceğimiz ve umudumuz olduğu için seviyorum…

Birliğimizi seviyorum, bütünlüğümüzü; beraber döktüğümüz gözyaşlarını, sevinçlerimizi, coşkumuzu ve dualarımızı seviyorum… Hep çiçek vermek istiyorum, hep gül dermek istiyorum avuç avuç; uzatmak ve uzanmak istiyorum sana…

Ben seni, ben bizi, hani o hiç kimseye benzemezliğimizi, hoşgörümüzü, celadetimizi, vakarımızı, hürriyet aşkımızı ve yaşam savaşımızı seviyorum…

Seni seviyorum, şarkını, türkünü; ağıtını seviyorum… Sevda yüklü omuzlarla halay ve horon çekerken birden Efelenip kör talihimize Erzurum’a, Kars’a, Diyarbakır’a koşuyorum… Bir seda veriyorum Trakya’dan Balkanlara, oradan ta Avrupa’ya zulmünüz bitsin diye haykırıyorum!… Akdeniz’in serin sularında dinlendirirken ruhumu ansızın bir bozlak duyuyorum, Anadolu’nun bağrından kopup öteleri aşan bir ok oluyorum…

Açın tok, azın çok olsun istiyorum. Velhasıl kelam Seni iki cihanda aziz görmek istiyorum… 

Bu kara sevdadır işte, ara sıra çattığım kaşlarımın ve memleket kadar büyüttüğüm yumruklarımın sebebi(4)…

Ferhat dağları delmiş, Mecnun çöllere düşmüş ne gam? Ben senin için dünyaya meydan okuyorum!…

Çok konuştum değil mi? Sen bir de içimde kopan fırtınaları bilsen, o sayhayı,  o çığlıkları bir duysan…

Neyse, haydi kalkalım artık. Ekmek diye, vatan diye ve umut diye ikimizin de kutlu bir sevdası var; derdi var, aşkı var. Gidelim, gecikmeyelim… Soran olur, yolumuzu gözleyen olur…

...

Sana içimi döktüm arkadaş, anlatabildiğim kadarıyla beni sana, seni bana anlattım…

Şimdi ister sev, ister sevme beni! Ben böyleyim işte, ben böyleyim…(5)

Evet, ben Ülkücü Fırat Yılmaz Çakıroğlu!...

 Dipnotlar:

1- Bir NFK şiirinden

2-Bir Dilaver Cebeci şiirinden

3- Süleyman Ağa Baydili

4- Bir Yavuz Bülent Bakiler şiirinden

5- Bir Âşık Sefai Şiirinden

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Zahit 21 Şubat 2019 Perşembe 19:11

Çok duygusal yaklaşmışsınız. Objektif olmanızı beklerdim

Yorumu oyla      5      5  
Tarihçi 21 Şubat 2019 Perşembe 15:40

Sınıf arkadaşım biz mezun olduk o şehit oldu. O dönemde örgüt gerçekten işgal etmişti kampüsü. Fırat gitti feda etti kendini geride kalanlar rahat etti. Ruhu şad olsun. Yazıyı keşke Fırat da okusaydı. Anlatamadığını anlatmış. Duygulandık

Yorumu oyla      4      5  
serdar seçgin 21 Şubat 2019 Perşembe 10:52

Tam CUMHUR ca bir yazı .Sağolasın .

Yorumu oyla      5      5  
Şahin 20 Şubat 2019 Çarşamba 18:23

Kalemine sağlık cumhur kardeş dar zamanda ülkücü olduğunu gizleyen isim vermekten imtina edenlere aldırma

Yorumu oyla      5      5  
Mister No 20 Şubat 2019 Çarşamba 11:51

HDP´li Metineri yanina alip Cakiroglunun mezarini ziyaret eden Zeybekcinin destekcisi bir partinin elemani olarak bu yaziyi kaleme alman Cakirogluna hakarettir.Utanin.

Yorumu oyla      7      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Fenerbahçe ne istiyor?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yarattı... Veda ederken ağlattı!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva