Harun ÖZDEMİR
Yeniden yeni CHP, nereden nereye! (I)
16 Ağustos 2012 Perşembe

Birinci Meclis’te 1920’nin ikinci yarısına gelindiğinde
-Tesanüt (Dayanışma) Grubu,
-İstiklal Grubu
-Müdafaa-i Hukuk Zümresi
-Halk Zümresi
-Islahat (Yenileşme) Grubu teşekkül etmişti. Bunun yanında fazla öne çıkmayan az üyeden oluşan başka gruplar da vardı.
 
İlk Meclis’in demokrasi tarihimiz açısından bir başka önemi de şudur:
                - Türkiye Komünist Partisi[1]
-Türkiye Halk İştirakiyyun Fırkası[2] ve
-İslamcı sosyalizmi savunan Yeşil Ordu Derneği[3]’nin resmen kurulmuş olmasıdır.
 
16 Haziran 1923’de kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na veren ama izin alamayan Kadınlar Halk Fırkası[4] vardır ki, çok önemli bir girişimdir. 
 
Bugünün CHP’sinin kısa tarihi de şöyle başlar:
10 Mayıs 1921’de Meclis’te Müdaafa-i Hukuk Grubu kurulur. 8 Nisan 1923’de bu grubun seçimlere Halk Fırkası olarak gireceği kamuoyuna duyurulur. Halk Fırkası’nın kuruluş dilekçesi ise İçişleri Bakanlığı’na (23) Ekim 1923’te verilir[5].
 
CHP’nin kuruluş tarihinin 9 Eylül 1923 olduğunun yasal bir dayanağı yoktur. 9 Eylül’ün ancak şöyle bir önemi olabilir! Meclis, 23 Ağustos 1923’te Lozan Antlaşmasını onayladıktan sonra bir grup milletvekili Mustafa Kemal Paşa’nın talimatlarıyla Halk Fırkası’nın tüzüğünü hazırlamaya başlar ve 9 Eylül 1923’te bitirir. Kurulduğu tarih denen 9 Eylül’ün anlamı tüzük çalışmasının tamamlandığı gündür. Çok sonraları buna İzmir’in kurtuluşu gibi bazı tarihi anlamlar yüklenmeye çalışılmışsa da işin doğrusu, partinin resmi kuruluş dilekçesinin Ekim 1923 olmasıdır.
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi tarihi aslında Osmanlı Devleti’nde süregelen siyasal mücadelenin devamı niteliğindedir. Milli bir devlet, parlamenter sistem, cumhuri bir yönetim, demokratik, laik ve liberal bir ekonomik, sosyal ve siyasal rejim, hukukun üstünlüğü, yerinden yönetim, kadın hakları… gibi konular, 1865’ten beri Osmanlı’da İslamcı dergilerin gündeminde ayet, hadis, yetmediği yerde de içtihatlarla yer almıştır[6].
 
Cumhuriyeti kuran bütün kadro, bila istisna, çocukluklarından beri bu tartışmalardan etkilenmekte ve beslenmekteydi. O nedenle çok partili siyasal hayatın temelinde Cumhuriyet öncesi teorik ve pratik çalışmalar vardır ki, onu başka bir yazıda ele almak daha uygun olacaktır.
 
Halk Fırkası kurulduktan sonra 17 Kasım 1924’te Fırkasından istifa eden 45 milletvekilinden 32’si, bir araya gelerek ve içlerinde Milli Mücadelenin önemli paşalarının da yer aldığı bir grup milletvekili Terakkiperver Cumhuriyet Halk Fırkası’nı kurdu.  
 
Serbest Cumhuriyet Fırkası ise 12 Ağustos 1930’da kuruldu, 17 Kasım 1930’da da kurucuları tarafından kapatılır.
 
Atatürk döneminde CHP’nin izlediği siyaseti özetlemek mümkündür:
-Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin ve ilk Meclis’te faal olan grupların kamuoyunda bıraktıkları etkiler dikkate alınarak Halk Fırkası’nın temelleri atılmıştır.  
-Milli Mücadele günlerinde kurulan SSCB yanlısı politikaları benimseyen partiler, o ideolojileri benimseyen kişiler tarafından kurulmamıştır. SSCB’den yararlanmak ve o yönden gelebilecek tehlikeleri kontrol etmek için faaliyetlerine izin verilmiştir. Bir süre sonra da samimi komünistler “etkisiz” hale getirilmişlerdir.
-Terakkiperver Cumhuriyet Halk Fırkası kapatılmış ama o partinin bayraklaştırdığı Cumhuriyet kavramı, muhalefetin elinden alınmış ve 10 Kasım 1924’te Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Fırkası yapılmıştır.
-Uzun müzakereler sonunda 1928 yılında Fransız bankerlerle imzalanan Duyunu Umumiye ve Borçlarla ilgili antlaşma Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasına sebep olmuştur. İnönü, borçların bir kısmının silinmesi karşılığında altına dönüştürülmesine karşı çıkar. 1929 krizinin Türkiye ekonomisini de etkilediği günlerde Başbakan İnönü, bu antlaşmayı uygulamayacağını ilan eder. Bu durum Türkiye’yi bankerler karşısında zor duruma düşürür. Atatürk döneminde, bizzat Atatürk’ün izniyle kurulan SCF’nin kuruluş nedeni, Fransız bankerlerin talepleridir. O nedenle Atatürk yeni partiyi, özellikle müzakereleri yürüten Paris büyükelçisi Fethi Beye kurdurmuştur. Antlaşmanın kısa sürede Türkiye’nin aleyhine olduğunun görülmesi, kriz nedeniyle altının aşırı değerlenmesi yanında Fransız Frangının aşırı değer kaybetmesi… SCF’nin kapatılmasını gerektirmiştir. Başka nedenleri de sıralayabiliriz ama sözünü ettiğimiz gerekçeler asla gözardı edilemez. (Devamı var)


[1] Türkiye Komünist Partisi’nin başvuru tarihi 13 Ekim 1920, resmen onaylanması ise 18 Ekim 1920’dir. 30 kişilik kurucu heyet arasında Yunus Nadi, Kılıç Ali, Mahmut Esat, Hakkı Behiç, Tevfik Rüştü, Fevzi Paşa, Kazım Paşa, İsmet Paşa, Refet Paşa, Ali Fuat Paşa… gibi M.Kemal Paşa’nın yakın çevresinden birçok kişi vardır.  
[2] Kuruluş tarihi 7 Aralık 1920’dir.
[3] Mayıs 1920’de kurulmuştur. “… Yeşil Ordu’nun ilk kurucuları arasında yer alan yakın arkadaşlar, yalnız bana yardım amacı ile beni ayrıca yormamak düşüncesiyle kendileri işe girişerek çalışmayı uygun görmüşlerdir.” M.K.Aratürk, Nutuk,s.346. Kurucuları arasında Adnan Adıvar, Yunus Nadi, Şeyh Servet, Hakkı Behiç, Eyüp Sabri, Hüsrev Sami, İbrahim Süreyya, Çerkez Reşit… gibi birçok milletvekili ve bakan yer almıştır.  
[4] 16 Haziran 1923
[5] Dilekçede gün yoktur, sadece Teşrinievvel 1339 – Ekim 1923 yazmaktadır.
[6] Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi gibi zevat, Osmanlı Devleti’nin ilk İslamcı yazarlarıdır. Yakın siyasi ve edebi tarihi tasnif edenler, İslam’la ve Müslümanla problemli olduklarından, Batı’da ve Osmanlı’da yükselen değerlerin İslam’la ve Müslümanla asla bir ilgisi olamaz şeklinde sınıflandırmışlardır. “Yeni Osmanlılar” diye tesmiye olunan aydınların, yüzlerce makalesi buna örnek gösterilebilir ki, en bariz özellikleri, Batının yükselen değerlerinin İslam’dan alındığı ve aslında İslamî değerler olduğu yönündeki görüşleridir.  

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
düşünür 17 Ağustos 2012 Cuma 19:57

ve nihayet yazardan beklenen yazı! Yazar CHP'nin tarihsel evrilmesini anlatıyor ve çözümü gösteriyor. Aklına sağlık. CHP bence mutlaka bu analiz,öngörü ve projeksyondan ders çıkartmalıdır. Yeniden yenilenirken, bu süreçte mutlaka yazardan gerek teorik-entellektüel-akademik birikiminden, gerekse politik,örgütçü,alan deneyiminden yararlanmalıdır. Hürriyette Ahmet Hakanın çığlığından daha etkili ve dönüştürücü bir etki yaratacağı konusunda hiç kuşkum yok.

Yorumu oyla      15      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva