Harun ÖZDEMİR
Büyük değişimin neresindeyiz
3 Ocak 2019 Perşembe

İnsanlık tarihi, bir anlamda Kuzey yarımkürenin Doğu – Batı ekseninde yaşandı. Dine, siyasete, ekonomiye, bilime, teknolojiye, sanata, edebiyata, felsefeye… yaratıcılığa ilişkin her ne var ise çoğu Kuzey yarımkürede doğdu ve gelişti.

İnsanın yeryüzünde varoluşu ve yayılışı, Orta Afrika merkezli olduğu düşünülüyor. Bu konunun gerçeği de açıklık kazanacak ve görülecektir ki, insanlık tek bir geniş ailede değil, çoğu Kuzey yarımkürede gelişme gösteren birçok geniş ailenin homo sapiens sapiens aşamasına gelmesi ile olmuştur.

İnsanlık tarihi, neredeyse Doğu – Batı ekseninin orta kuşağında yaşayan insanların tarihi olarak da görülebilir.

Çağımıza kadar intikal eden olumlu veya olumsuz insana ilişkin tüm sorunlar, insanlığın Kuzey yarımkürede sürdürdüğü yaşamla doğrudan ilişkilidir.

Tedavi edilemeyen sağlık sorunları ve psikolojik rahatsızlıklar da Kuzey yarımkürenin iklim ve bitki örtüsüyle sabitlenmiş yaşamıyla ilişkilidir.

Büyük savaşlar, bir türlü sağlanamayan barışlar, büyük imparatorluklar, büyük çöküşler, katliamlar, kitlesel ölümler, salgın hastalıklar, kıtlıklar, açlık korkuları, yağmalar… bunların ve daha nice temel sorununun nedenini, yaşamın Kuzey yarımkürenin Doğu – Batı eksenine mahkum olunmasında aranabilir.

Kitabi dinlerin ve bilimin kaynaklarına ve sorunlara yanıt arayışına bakıldığında, sanki dünya kuzey yarımkürenin orta kuşağından ibaret.

Kuzey – Güney ekseninde, ekvatorun iki yakasını bir bütün gibi düşünen klasik bir düşünceye ve bilime rastlamak neredeyse imkansız.

Dünyanın yuvarlak mı değil mi, sorusu tarihte çok tartışıldı. Ama yuvarlak diyenlerin de, düz diyenlerin de Kuzey – Güney eksenindeki yaşama ilişkin dikkat çeken bir görüşüne rastlamak mümkün değil.

İnsani sorunlar yenmek ve yenilmek üzerine temellendirmeye devam edildiği sürece dünyanın kaç bucak olduğu anlaşılmayacaktır.

Enerji savaşlarıymış!

Sağlık sorunlarıymış!

Organik / doğal yaşammış!

Ekonomik yaşammış!

Açlık ve yoksullukmuş!

Kaynakların çok kötü kullanımıymış!

Mutsuzluk!

Stres!

Kin ve nefretmiş!

İsyan ve ihtilallermiş! …

Ne kadar sorun varsa bunların tamamı insanın bitki gibi doğduğu yerde ölmeye zorlanması, bunu başarmak için de ona uygun siyasal ve ekonomik rejimlerin inşa edilmesi ile olabilmiştir.

Gümrükler, pasaportlar, vizeler, kotalar, tel örgüler, mayın tarlaları… ne kadar prosedür varsa bunların tamamı insanın bitki gibi düşünülmesinden doğmuştur.

Kışın kader olduğu doğru! Ama insanın büyük zorluklarla elde ettiklerini kış sezonunda tüketmesi hangi dinsel ve bilimsel verilere dayanıyor?!

Yüce dinlerin bile günümüzde Kuzey yarımkürenin ot gibi coğrafyaya sabitlenmiş yaşamına ilişkin sığ düşünceler şeklinde öğretilmesi ve yaşanması ne yazık ki kimseyi rahatsız etmiyor!

Ey insanlık! Yüz binlerce yıldan beri az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik… Dönüp arkamıza baktığımızda ne gördük?

Sizce ne kadar yol gittik?

* http://www.harunozdemir.com.tr/kitaplarim/2053-utopyadan-gercege-gelecekte-kentsel-yasam/

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Fikret Aslan 3 Ocak 2019 Perşembe 23:48

Bırakın yol gitmeyi, gidilmesi gereken yolları kapattık son zamanlarda. Şu anda yola değil uçuruma doğru uçuyoruz. Cebini dolduran veya cebi doldurulan bir takım sülükler ise gidilen bu uçurumu dünyaya bir başkaldırış olarak bize yutturmaya çalışıyor. Sorarım size hangi küçük ülke başkaldırarak büyük olmuş. Norveç mi, isveç mi, İsviçre mi, izlanda mı, Kanada mı,,,,,, Şimdi diyeceksiniz ki bu ülkelerin hangisi büyük. Bende size soruyorum, büyük geçinen Türkiyedemi demokrasi, sosyal yaşam ve adalet var yoksa yukarıdaki küçük gördüğünüz ülkelerde mi? Neden müslüman ülke vatandaşlarının bir çoğu bu ülkelere vatandaş olmak için çırpınır durur da, bu ülke vatandaşlarından bir tanesi, sadece bir tanesi vatandaş olmak için ülkemizi seçmez. Neden neden neden...

Yorumu oyla      10      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva