Harun ÖZDEMİR
Akla davet
31 Ekim 2017 Salı

Aklından başka sermayesi olmayan insanı akla davet etmek, haddi aşıp sınırları zorlamaktır. İzninizle bugün sınırları zorlamak istiyorum:

-Aklı olmayanın dini yoktur!

-Allah’tan ancak bilginler korkar!

-İslam ve iman, ancak onu anlayabilecek akıl ve beden olgunluğuna ulaşmış kişilere gerekir.

-“Genel” olarak akıllı olan kişinin, dinin her bir konusunu da anlayacak aklı olmalı ki her bir konudan da sorumlu olabilsin.

-Sorumluluk, onu yerine getirebilecek akıl, sağlık ve maddi imkânlar ile sınırlıdır.

-Akılcı olmak, bir konuda önermeler serisi yaratabilip çelişkiye düşmeden konuyu hüküm cümlesi ile sonuçlandırabilmektir.

-Akılcı olmak, akla gelen bir kelime üzerinde uzun süre düşünüp, gözlemlerde ve deneyimlerde bulunarak o kelimeyi bir önermeye, önermeyi bir paragrafa, paragrafı makaleye, makaleyi kitaba dönüştürebilmektir.

-Akıl sahibi olmak demek, velisi veya kurul raporunun beyanı ile akıllı olmak anlamına gelmez. Her insanın sorumluluk üstlendiği konuda da ayrıca aklının yeterli olup olmadığının test edilmesi gerekir ki, ehliyet ve liyakat sorgulaması bununla yapılabilir.

Aklı iptal eden hastalıklar

Aklında sorun olan her kişi gözetim altına alınamaz. Ama arıza görülenlere toplumsal sorumluluk verilmez.

-Her konuyu şiir, müzik, resim, karikatür, sinema… ile açıklamaya çalışmak akla arız olan bir kusurdur. Çünkü şiir, resim, karikatür, sinema gibi sanatların konusu net olsa da “yüklemi belirsiz”dir.

-Her insanı akılla ele geçirmek çok zordur. Ama duygularına seslenerek onu ele geçirmek ve ifsat etmek kolaydır. Bu nedenle şiir, müzik, resim, karikatür, sinema… duygulara seslenen en etkin araçlardan olduğundan Müslüman yöntem bilimciler (usulcüler), insanları bu kişilere karşı uyarmışlardır.

-Sürekli şiire ve şaire başvurup ondan alıntılar yapmak toplulukta kısa bir süreliğine duygu anaforu yaratabilir. Bilinmelidir ki bu duygusallıktan elde edilebilecek sonuçlar tek kelimeyle fiyasko olacaktır.

-Sürekli şiire ve şaire atıflar yapanlar nedense konusu ve yüklemi belli olan “analitik önermeler”den uzak dururlar. Oysa insanlığa asıl yol gösterecek olan da analitik düşünce ve önermelerdir.

-İslami ilimlerde dilden sonra aranan ikinci ilim “mantık”tır. Mantık da “kurallı düşünme ilmi”dir. Ne yazık ki, mantık da ilgi görmeyen ve değer verilmeyen bir ilimdir.

-Mantık ilmi ile başlayan kurallı önermeler serisi yaratarak düşünme çabası, Batı’nın akılcılığı ile yüksek matematik, fizik ve kimya…ya kadar varmışsa, bu ilimlerin İslam nazarındaki değerleri azalmamış; aksine yüceler katına yükselmiştir.

-Akılla yaratılan düşüncelerin, başkalarının aklı ile ve deneyle denetlenmesi zorunludur.

-Bazen akıl beş duyuyu, bazen de beş duyu aklı yanlış yönlendirebilir. Bu nedenle akıl ve deney birbirini sürekli denetleyen iki araç olmak zorundadır.

-Kişide olgunlaşan bir düşünce, dışa açılmalı ve başkalarıyla yürütülecek müzakere ve tartışmalarla olgunlaşabilmelidir.

-Bir şiiri ezberleyip duygulu bir ses tonuyla okumak, akılcılık açısından ne kadar yanlış ise analitik bir metni ezberleyip kitlelere ezberden okumak da o kadar yanlıştır.

-Kendini hakikat karşısında sorumlu bilen kişinin topluluğu avlama gibi bir kaygısı ve hastalığı olamaz.

Vesselam…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Nedim Atilla 31 Ekim 2017 Salı 12:20

Bu sitede bütün yazarları okumaya çalışıyorum. Ama sizinkileri çoğu kez iki defa okuyorum... Bu yazı çerçeveletilecek nitelikte olmuş. Akıl üzerine yeniden çok düşüneceğim. Kutluyorum.

Yorumu oyla      14      5  
Fikret Aslan 31 Ekim 2017 Salı 10:32

Bütün çevresini kendine düşman edenlerin aklı yoktur. Rahatı huzuru yerinde olanlardan rahatsız olanların aklı yoktur. Emrindeki mutlu insanların mutluluğundan rahatsız olanların aklı yoktur. Bütün bu olanlara bakarak bu tip insanlara siyasal ve sosyal dünyada faşistlik deniyor. Yüce Rabbim bizleri ve milletimizi bu tip faşistlerden korusun inşallah.

Yorumu oyla      14      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva