Harun ÖZDEMİR
Kürt sosyolojisi
18 Temmuz 2017 Salı

Kürtler; İran, Irak ve Türkiye’de dağlık bölgelerde yaşayan ve “dağlı” olarak bilinen küçük aşiret (evlilikler yoluyla bir araya gelen geniş aileler topluluğu) topluluklardır.

Modern zamanlara kadar bir birinden bağımsız, aralarında işbölümü oluşmayan Kürt aşiretleri, Araplarda görüldüğü gibi bir “kabile” (tehlikeyi savmak ve işbölümü yapmak için bir araya gelen aşiretler konfederasyonu) kuramadılar.

Bu sebeple, Kürt sosyolojisi üzerinde çalışan yerli ve yabancı araştırmacılar, bir Kürt kabilesi olgusuna değinemedi. İran, Irak ve Türkiye’deki Kürtlerin tarihsel ve sosyolojik düzeyleri “aşiret” ötesine geçemedi.

Kürtlerin sosyolojik bir süreç olarak aşiretten kabileye, kabileden şaab’lar (kabileler konfederasyonu)a ve sonunda bir kavimleşme (uluslaşma) ye varamaması, Kürt sosyolojisini özgün kılan önemli bir özelliktir.

***

Kürt sosyolojisini açıklayan en eski ve somut belge İdris-i Bitlisi’nin Yavuz Sultan Selim’e yazdığı mektuptur:

Biz Kürtler sırtlarını dağların yamaçlarına yaslamış, birbirleriyle çatışan ve birbirlerinin dillerini anlamayan geçimsiz dağlı aşiretleriz. Bizleri İstanbul’dan atanmış bir eyalet valisi etrafında toplamak isterseniz, alışık olmadığımız bu idareye biat edemeyiz. Çünkü biz Kürtler; Allah’ın birliğine inanmanın ve Muhammed Aleyhisselama ümmet olmanın dışında üçüncü bir konuda anlaşamayız ve bir araya da gelemeyiz. İzin verin her bir Kürt aşireti doğrudan siz Padişahımıza biat edelim…” der.

Böylece;

Kürt aşiretlerinin bir araya gelerek kurdukları bir kabile olmadığına göre…

Kabileler de bir araya gelerek şaa’b (kent kuran topluluk) olamadıklarına göre…

Uluslaşmak için gerekli olan iş bölümünü yaparak “Kürtlerin eseri” denebilecek bir kent de bir kuramadıklarına göre… aslında bu sosyolojik olarak özgün bir olgu ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir.

Tarihte İran, Irak ve Türkiye’nin düzlük, ovalık yerlerinde birçok kent kuruldu. Bunlar; ya Mezopotamya merkezli siyasi toplulukların kurdukları ya da göçebe Türkmenlerin veya işgalci Yunan, Roma, Pers ve Arapların… kurduğu kentlerdi. Kurucu unsurlar sözünü ettiğimiz kavimlerdi. Bu kentlerden bir tanesi bile Dağlı Kürt aşiretleri tarafından kurulamadı.

İstilacı ve göçmen kavimlerin kurduğu kentlerde bazı dağlı Kürtlerin de yaşadığı biliniyor. Ama kurucu unsur göçmenler veya istilacılar olduğundan, bu bölgelerde özgün bir Kürt mimarisinden, yönetim tarzından, hukuk ve ekonomisinden, yazışmalarda kullanılan bir Kürt alfabesinden, yazılı bir Kürt edebiyatından… söz edilemiyor.

Dağ yamaçlarında teknik ve kurumsal yapılar olmasa da, yaşama ilişkin pek çok konu ilkel haliyle var olagelmiştir. Daha ilerisinin oluşamamasının temel nedeni, belirttiğimiz gibi medeni ilişkiler ve gelişmiş işbölümünün yapılabileceği yeterli sayı ve ölçüde nüfusun aşiret topluluklarında bulunamamasındandır.

Genel olarak aşiret topluluklarının bir başka özelliğine daha değinmek gerekir:

Aşiretler; geniş aile topluluğu olduğundan aşiretin lideri, aynı zamanda geniş ailenin de reisidir. Aralarındaki yönetim; hukuksal olmaktan çok sıhri ve psikolojiktir. Çünkü aşiret üyeleri birbirlerine yakın-uzak akrabalardan oluşmaktadır. Bu nedenle topluluğun düzenine duygusal ilişkiler hakimdir. Zaten sayıca az olan aşiretin büyük iş bölümü gerektiren bir kenti kurması mümkün olmadığından dolayısıyla teknik ilişkilerin geliştiği ve hakim olduğu hukuk ve yönetim de oluşamaz.

Kürt bölgelerine hakim olan İslam öncesi devletler ve imparatorluklar Kürt aşiretlerini bir araya getirememiştir. Ekonomi ve medeni değerler üretemeyen küçük ve bağımsız Kürt aşiretlerini Araplar ve İslamiyet de bir araya getiremedi.

Kürtler ovaya inmedikleri sürece rahatsız edilmeyeceklerini biliyorlardı. Basit ve ilkel yaşamayı göze alarak, dağlarda özgür yaşamayı seçtiler.

Kürt sosyolojisi açısından önemli denebilecek bir süreç Yavuz Sultan Selim’le başladı. Bazı Kürt aşiretleri Padişah’a biat ederek “beylik” statüsü elde ettiler. 29 beyliğin hepsi Kürt değildi. İçlerinde Türkmen ve Arap olanlar da vardı.

Kürt beyleri iyi bir idare kurabilselerdi, Kürt kabileleri oluşabilirdi. Fakat beylerin idaresi zalimane idi. Böylece Beylikler döneminde Kürt aşiretleri birbirinden daha da uzaklaştı.

Osmanlı Devleti’nin 1839’dan sonra kurmaya çalıştığı ama başaramadığı merkezi yönetim otoritesini 1924’ten sonra Cumhuriyet yönetimi de kurmaya çalıştı. Ancak onun da bu konuda zorlandığı hatta başarısız olduğu söylenebilir.

Bir türlü kentleşemeyen, ıslah! edilemeyen ve merkezi idareye tabi olmayan Dağlı Kürtlerin sosyolojisindeki büyük değişim, belki de bin yılların en büyük değişimi, 1950’den sonra başlayan demokratikleşme süreci ile gerçekleşmiştir.

Geleneksel Kürt İslam’ından Modern Kürt İslam’ına geçiş de bu süreçte ortaya çıkmıştır.

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mavigöz 18 Temmuz 2017 Salı 17:37

Sayın Hocam; bu yazı biraz yanlı ve tek yönlü yazılmış gibi. Peki Mezopotamyada kurulmuş yüzlerce yıl yaşamış Med''leri nereye koyacağız.

Yorumu oyla      13      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva