Harun ÖZDEMİR
AB neyimize!
29 Kasım 2016 Salı

Dünyanın en büyük havalimanını yapabilecek kararlılığı gösterebiliyoruz.

Boğazın altını delip, üstünde köprüler yapabiliyoruz.

Çok geç de olsa Yüksek Hızlı Tren, metro, Hava Ray yatırımları yapabiliyoruz.

ABD, Rusya, AB’ye posta da koyabiliyoruz.

Güç gösterisine ihtiyaç mı var, yurt içi ve dışı ne kadar odak, devlet, ittifak varsa hepsine haddini bildirebiliyoruz.

Tek tek saymama gerek yok, yaptıklarımız ve yapabileceklerimiz bunlardan çok daha fazla.

Yapıp da konuşmak istemediklerimize gelince..

Mecbur muyuz;

-Medya özgürlüklerinde AB’nin gerisine düşmeye?

-Delilsiz ve somut iddiasız tutukla yapmaya?

-Ehliyet ve liyakat deyip KPSS’siz kamu görevlisi almaya?

-Laik bir ülkede bütün polis okullarını bir cemaatin tekeline vermeye?

-Bir bakanlığı bir tarikatın yönetimine bırakmaya?

-Hâkim ve savcı atamalarını illegal cemaatin denetimine vermeye?

-Zorunlu eğitimde 18 milyon öğrencinin bulunduğu bir sektörü haksızca bir grubun inisiyatifine bırakmaya?

-Türkiye’nin ihracat ve ithalatını 20.000 bin üyeli bir işadamı derneğine teslim etmeye?

-Kandırılmaya ve ütülmeye müsait bir ülke ve idare yaratmaya?

-Terörü önce şımartıp sonra cehennem çukurlarına gömmeye?

-Sırf solcu, CHP’li diye ülkeyi bu insanlara dar etmeye?

… … …

Fazlasına gerek yok! Bu iki tabloyu incelediğimizde sanki Türkiye, Kasım 2002’den Aralık 2013’e kadar bir koalisyonla yönetilmiş gibi.

Koalisyonun büyük ortağı ihale yapmış, küçük hatta gizli gibi görünen ortağı ise idare etmiş!  

Yaklaşık on yıl süren bu ortaklık çok hayırlı bir şekilde son bulmuş!

Garip gurebanın hakkını yiyenlerden kurtulmanın sevinci ile bir süre de bayram edilmiş.

Arkasından 15 Temmuz 2016 Vakası yaşanmış ki, halkın tepkisi görülmeye değer!

***

Büyük torpillerle Ak Parti listelerinden milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyesi olanlar, 17-25 ve 15 Temmuz’da, Kılıçtaroğlu’na gösterdikleri yerli yersiz tepkinin nedense onda birini gösteremediler!

Sonuç olarak şunu söylemek mümkün:

2002 Kasım’ında kurulan koalisyonun küçük ortağı tasfiye edildi.

İdare de ihale de Ak Parti’ye kaldı.

Nedense Ak Parti’nin büyük çoğunluğu FETÖ konusunda sessiz kalarak tek parti iktidarından hoşlanmadıklarını gösterdiler!

Neden acaba!

17-25 Aralık 2013’ten sonra İsmail Yılmaz’ın yönettiği “Ne Dersiniz?” Programında FETÖ konusunda Yeni Asır TV’de 10’dan fazla eleştirel yayın yaptık. Bu konuşmaların DVD’leri duruyor. Bizim gündeme getirdiğimiz konuları Türkiye, ancak 15 Temmuz’dan sonra konuşmaya başladı!

Suskun milletvekilleri; 15 Temmuz’dan sonra hiçbir kanıt ileri sürmeden birden bire aktif hale geliverdiler.

Hem de akla zarar bir şekilde:

Bu gazete FETÖ’nün… Bunlar da o gazetenin köşe yazarı… Gereği yapılsın!... Çalıştıkları diğer kurumlarda da barındırılmasın!...

Vay uyanıklar!

Vay zalimler!

Vay ahlâksızlar!

Bu neyin fırsatçılığı oluyor şimdi?

Çok geçmeden Gazete’nin FETÖ ile uzun zamandan beri yargıya intikal etmiş nice davası olduğu görüldü. Bu gerçekler göz ardı edilerek ileri sürülen iddiaların iftira olduğu da kanıtlandı.

Peki; müfteriler ne yaptı acaba?!

Kimden hangi özrü diledi!

Kiminle helalleşti!

***

Görüldüğü gibi Türkiye bu karışık günlerde sanki yapacak başka bir iş yokmuş gibi bir de 250 yıllık Batılılaşma çabasından vazgeçme noktasına geldi!

Hayatında bir cümlecik “özgün fikir” olmayan nice kişi, Osmanlı’dan beri sayısız bedeller ödenen “Batılı değerleri” bir çırpıda silip atmaktan yana!

15 Temmuz’da fırsatını bulup kâğıt kalem imzaya gerek duymadan idam fermanları yazabilenler, nedense bu konuda sus pus!

Yoksa bir fırsatını bulup, zamanını kollayıp bu konuda da iş işten geçtikten sonra mı aktif hale gelecekler?  

Bir Müslüman, bir Vatansever; böyle tarihsiz, bilinçsiz, şuursuz, kimliksiz… insanların bu ülkenin geleceğine vaziyet edebilme ihtimaline karşı endişeye kapılmasın da ne yapsın?!

Bu konuda Müslümanlık ve vatanseverlik neyi gerektirir?!

Bilgisi olan var mı?

***

AB standartlarının neler olduğu konusunda az buçuk fikrimiz var!

Peki; Rusya, Çin, Hindistan, İran hakkında neler biliyoruz?

54 İslâm devletinde bireysel hak ve özgürlükler hangi düzeyde?

AB’nin bireysel haklar ve özgürlükler standartlarından rahatsız olan vardır kuşkusuz. Çünkü nüfus 80 milyon oldu!

Peki; AB’den daha ileri olmasına gerek yok, ona eşdeğer hangi standart Rusya, Çin, Hindistan ve 54 İslâm ülkesinde var?

Lütfen biri açıklama yapsın!

Türk usulü başkanlık sisteminin ne olduğunu yakında tam olarak ayrıntıları ile öğreneceğiz.

Lütfen biri de çıksın AB’ye eş değer bireysel hak ve özgürlükler hakkında bir açıklama yapsın!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Lombak 30 Kasım 2016 Çarşamba 20:43

Tamam işte demek ki ihlaller olduğunda cezalandırılıyoruz. Mekanizmalar işliyor. Türkiye batı mekanizmalarının içinde. Hem de AB üyesi olmadan. Eskiden AB ilerleme raporlarında uyum kanunlarının uygulamaya geçirilemediğinden bahsedilirdi. Bende diyorum ki, siz isterseniz AB üyesi olun, uygulama olmadan yine sonuç elde edemezsiniz. Örnek mi istiyorsunuz? AB üyesi Macaristanda Viktor Orban'ın uygulamalarına bakın. Geçen ay iki önemli gazete kapatıldı. AB üyesi Polonya'daki özgürlük ihlallerine bakın. AB'nin bu ülkelerdeki kaygı verici gelişmelere karşı tutumu yok. Bütün bu ihlallerin AB üyesi olmamızla veya adaylık sürecimizin devamını sağlayarak çözüleceğini düşünmek hayal. Çünkü AB'nin ön koşulu var. Güneydoğuyu vereceksin. Orhan Pamuk gibi, bazı HDP'li ve CHPliler gibi Ermeni soykırımı vardır diyeceksin. Kıbrıs Türklerini Rum'un ırkçı Altınşafakçılarına teslim edeceksin. İşgal altındaki adalarından vazgeçeceksin. Sonra belki, belki, belki Avusturya falan adaylığa kabulünü referanduma götürmezse... Hadi canım sende. Ben bu teslimiyetçi zihniyetle birlikte yürümüyorum! Mekanizmalar belli, uluslararası sözleşmelere de tarafız, bunları Türkiye'de uygulayıp uygulamayacağımız bizim insanımızın kararı. Avrupa önce Münihte yükselen ikinci Berlin duvarını açıklasın.

Yorumu oyla      11      5  
Serpil Tankus 30 Kasım 2016 Çarşamba 20:03

Yazinin her sozcugune imza atabilirim

Yorumu oyla      11      5  
30 Kasım 2016 Çarşamba 17:42

Lombak demiş ki : "Türkiye NATO, Avrupa Konseyi, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE) üyesi zaten. Avrupa'da demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları ile ilgili temel belgeler Avrupa Konseyi kaynaklıdır. Türkiye bunların hepsine taraf zaten." Taraf ama Türkiye 2015 yılında en çok Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkıyla ilgili maddesini ihlal etmekten (20 karar) ceza aldı. Ayrıca AİHM'nin, hakkında en fazla "ifade özgürlüğü" ihlaline hükmettiği ülke oldu.

Yorumu oyla      11      5  
Lombak 30 Kasım 2016 Çarşamba 13:23

Mecbur muyum; İspanya ve Fransa’dan parça koparmayı hedefleyen Bask ayrılıkçı terör örgütü lideri Mikel İrastorza 6 Kasım 2016’da yakalandığında, bunu gayet başarılı bir terörle mücadele operasyonu gören ANCAK sırtını Suriye’deki terör örgütü YPG’ye dayadığını açıklayan Figen Yüksekdağ gözaltına alındığında teröre açık desteğini görmeyen Avrupa basınını takip etmeye? Mecbur muyum Mikel İraztorza’nın yakalanması konusunda Avrupa’daki suskunluğun nedenini sorgulamak istemeyen Türk basınını okumaya? Otokratik ülkelerde bile olmayan kişişel yetkileri gözetleme yetkisini istihbarat İngiliz istihbarat kuruluşlarına veren “Araştırma Yetkileri Kanununu” kabul eden İngiltere parlamentosunun kararını görmezden gelen Türk basınını takip etmeye? “Sol” lider diye geçinen Jeremy Corbyn’in İşçi partisinin milletvekillerinin desteğiyle meclislerinde kabul edilen kişisel hayatı dikiz yasasına bizim “aslan” sosyal demokratlardan en ufak bir eleştiri yöneltilmemesini izlemeye? Almanya’nın Münich kentinin Neuperlach ilçesinde Sosyal Demokrat (SPD) belediyesi meclisi üyelerinin oylarıyla alınan kararla mültecilerin yaşadığı alanın 4 metre yüksekliğinde duvar ile çevrilmesine Türkiye’den hiçbir itiraz gelmemesini izlemeye? Eski Berlin duvarından 40 santim yüksek utanç vesikasına bizim ülkemizde hiçbir siyasi partiden eleştiri gelmemesini izlemeye? Bir Avrupa Birliği kurumu olan Avrupa Temel Haklar Ajansının yayınladığı rapora göre Almanya’da göçmenlerin barındığı alanlara 2014 yılında 199 aşırı sağcı saldırı gerçekleşmişken, bu sayının 2015 yılında 1031’e, 2016 yılının ilk 9 ayında 735’e fırladığını görmeyen, anlamayan ve yüksek sesle dile getireceğine sağa sola gereksiz yere tehditkar beyanatlar veren benim ülkemin iktidarını seyretmeye? Bilmiyorum. Tüm iyiliklerin batıdan, kötülüklerin de doğudan geldiğini düşünen Stockholm sendromu malüllerine duyurulur.

Yorumu oyla      11      5  
Lombak 29 Kasım 2016 Salı 18:27

Türkiye NATO, Avrupa Konseyi, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE) üyesi zaten. Avrupa'da demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları ile ilgili temel belgeler Avrupa Konseyi kaynaklıdır. Türkiye bunların hepsine taraf zaten. Avrupa insan hakları mahkemesi Avrupa Konseyi anlaşmasından doğmuş bir kurumdur. Avrupa Birliği kurumu değildir. Parlamenterlerimiz ve Belediye Meclis üyelerimiz Avrupa Konseyi Asamblelerinde ülkemizi temsil etmektedirler.Görüldüğü gibi Türkiye Avrupa Birliği olmadan da Avrupaya ve Batıya entegredir. Bireysel hak ve özgürlükler ile ilgili bütün belgelere taraftır. Oysa Avrupa Birliği tarım politikaları ülkemizin tarımını bitirmiştir. Gümrük Birliği anlaşmasına tek taraflı katılım(bir çeşit kapitülasyon) ticaretimizi mahvetmiştir. Kesinlikle AB üyesi olmamıza gerek yoktur. Üye olmasak da batıdan kopmuş olmayız. Ayrıca üye olmaktan vazgeçeceğimizi bildirsek, sürekli engel çıkartan siyasi koşullardan (Kıbrıs, Ermeni ve sözde Kürdistan) kurtulmuş oluruz.

Yorumu oyla      11      5  
Gulnihal Topcu 29 Kasım 2016 Salı 17:24

Yine hislerimize tercuman olmussunuz.Allah sizi korusun.

Yorumu oyla      11      5  
29 Kasım 2016 Salı 16:03

"54 İslâm devletinde bireysel hak ve özgürlükler hangi düzeyde?" Yok ki! 😀☺😃 Türkiye' de o düzeye doğru emin adımlar ile hızla gidiyor.

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva