“24 Kasım Öğretmenler Günü”…

Yine hamasi konuşmalarla kutlandı…

Öğretmen açığı varmış…

Öğretmen itibar bekliyormuş…

Öğretmen aslında baş tacıymış…

Hepsi bugün konuşuldu ve yarın “unutuldu”, buna emin olun…

Ne Atatürk’ün öğretmenler için söyledikleri hatırlandı…

Ne de bize emek veren öğretmenlerin kapısı çalınıp, elleri öpüldü…

“O zaman biz neden 24 Kasım’ı öğretmenlere adadık” sorusu da…

Havada kalıverdi…

***

Böylesi anlamlı bir günde…

Üç-beş yıldır özellikle kolejlerde kullanılan “Akıllı Tahta”yı tartışalım, dilerseniz…

Nedir bu “Akıllı Tahta”?

Bizim… Sizin… Çocuklarınızın…

90 yıldır kullandığı “Kara Tahta”nın sınıfları süsleyen yeni versiyonu…

Aslında “interaktif” bir bilgisayar ekranı…

Peşin hükümlü olmayayım ama…

Öğretmenin yerini tutan bir “icat”…

Amerika, Avrupa yıllardır kullanıyor…

Modaya uymasaydık, bi’yerlerimiz şişerdi…

Biz de balıklama atladık…  

Satanlara sorarsanız, “Akıllı tahtalar yetenekli, kabiliyetli, istekli öğrenciler için son derece yararlı ve gerekli…”

Matematik’ten, müzik dersine kadar her alana uygun…

Öğrenciler izliyor, öğreniyor…

Öğretmen ne yapıyor?

O da çocuklar gibi izleyip, öğreniyor!

***

Vallahi karşı değilim “Akıllı Tahta”ya…

Bütün sınıflarda olsun…

Çağdaşlık ise çağdaşlık…

Ne diye geri kalalım, bir Fransız’dan?

***

İyi de…

Gönül istiyor ki…

En az o “Akıllı Tahta” kadar…

“Akıllı Öğretmen”lerimizin de sayısı artsın…

Hatırlayın…

“Kara Tahta” zamanında öğretmen daha aktifti…

Öğrenci daha fazla parmak kaldırıyordu…

Şimdi, sinema filmi izler gibi “Akıllı Tahta” izleniyor, öğretmen de biraz katkı koyuyor, haydaaa eve…

O “Akıllı Tahta”yı Türkiye’ye getirenler, “Akıllı tahta size bilgisayarınıza tahtadan hükmetme özgürlüğünü sağlar…” diyor…

Ben de diyorum ki…

Akıllı çocuklarımıza, “Akıllı Öğretmen” hükmetsin!

***

Hazır, “Akıllı Öğretmen birinci tercihimizdir” derken…

Ulu Önder Atatürk’e, “Başöğretmen”e kulak verelim…

Çünkü Mustafa Kemal, milleti için yaptığı devrimlerde en önem verdiklerinden biri de eğitimdi… Bunu her fırsatta dile getirmiş ve sözleriyle öğretmenlerin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar vurgulamıştı… Öğretmenlere düşen görevse her daim O'nun izinden yürümek… Kulaklara küpe olsun Atam’ın söyledikleri:

***

"Öğretmenler; yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…”

“Cumhuriyet sizden (fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür) nesiller ister…”

“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir… Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır…”

“Öğretmenler her fırsatta halka koşmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır…”

Öğrenci ne yaşta ve sınıfta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksın…”

“Eğitimdir ki; bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder…

Sonsöz: “Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir…”