Soruşturma No: 2017/37413
Konu: Resmi Evrakta Sahtecilik, Bankayı Aracı Kılmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık

Bu da nereden çıktı demeyin? İş çok karışık, mesele çetrefilli, muhatapları da bir o kadar önemli… İzmir Cumhuriyet Savcısı Zeki Polat’ın Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği’ne gönderdiği 10 maddelik “ivedi” talimatı var. Bahse konu talimat listesinin arkasındaki olaylar, yaşanan gelişmeler dudak uçuklatıyor.  Peki, meselenin başlangıcı nereye dayanıyor?

Hemen söyleyeyim!

AK Parti İzmir eski Milletvekili Rıfat Sait’in kardeşi Besim Sait’in meselenin odak noktasında yani göbeğinde olduğu bir süreçten bahsediyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ait Bergama’da bulunan altında işyeri üstü dairelerden oluşan konutlar var. Buralar bakanlık tarafından ihaleye çıkartılıyor ve ihaleyi vekilin kardeşi alıyor. Ve sonrasında ise başlıyor buraların satışı için ortak-yoldaş aramaya! Sonrasında eşe, dosta, yakına, akrabaya haber salınıyor. Ey ahali ‘Bu ihaleyi ben alıyorum ama param eksik. Gelin bana ortak olun, bir verelim beş kazanalım. Müşterisi hazır, alıcısı bekliyor’…

Kısa bir çalışmanın ardından paralar toplanıyor, rakamlar netleşiyor. İhaleyi alacak kişiye inananlar paraları elden, bazen de bankadan vekil kardeşine teslim ediyor. Bu arada olur da yanlış anlaşılmasın diye Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdür Yardımcısı Hülya Sözlü’nün adının yer aldığı, imzalarının bulunduğu resmi belgeler de müşterilere elden veriliyor. Belgelerde “ihale şu tarihte yapılmıştır, Besim Sait satın alma hakkı kazanmıştır” deniliyor.  Devlet geleneğinde eşine az rastlanılacak bir şekilde bir kurum ihaleyi kazandığını belirttiği kişiye başkalarına satış olanağı sağlaması için kısaca referans yazısını da vermiş oluyor!

Bu arada parayı verenlerin bazıları kar elde edip bire beş kazanacakları yerleri görmek istiyor. Bergama yolları taştan konutların bulunduğu bölgenin yolu tutuluyor ve ziyaretler yapılıyor. Burada da başka bir isim var. O da ilçede herkesin yakından tanıdığı Çiçeksever Eczanesi’nin sahibi Gamze Kor… Bugünlerde eşi FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle cezaevinde bulunan eczacı hanım hem adresi gösteriyor hem de iddiaya göre “burayı satın alırsanız ben size müşteri olurum” diyor. Sonra da Besim Sait ile ilgili, “Kendisini çok seviyoruz. İyidir, kefiliz. Satın alırsanız biz almak istiyoruz” sözleri ağızdan dökülüyor.  Bu arada ihaleden alınacak evler için verilen paraların karşılığında vekil kardeşi çekler veriyor. Kişilerin kendilerini garanti altında hissetmesi sağlanıyor. Parayı veren nasıl olsa sorun çıktığında “elindeki çekleri bozduracak ve parasını geri alabilecek” mantığı yerleşiyor. Başlıyor paralar belirlenen hesaplara akmaya.  300-500, 1 milyon TL derken rakam iddialara göre 13 milyon TL’ye ulaşıyor.

Buraya kadar her şey normal gelebilir ama asıl bomba ihale günü olarak belirlenen zamanda işlemlerde aksama çıkınca patlıyor. Ortada ne bir ihale ne de bir satılık lojman ilanı bulunamıyor. Bakanlığın ihale sonrası devir yapacağı kişiler “tapuya” çağrılmayınca da mağdurlardan bir tanesi olan Dr. Omay Sorgun şüphelenerek bankaya gidiyor. Ellerindeki çeki bozdurup paralarını almak istediğinde  çek sahte, hesap numaraları yanlış çıkıyor. Sahte çek bulundurduğu için polis çağrılınca iş içinden çıkılamaz hale geliyor. Sadece Doktor ve bankacı çiftin ödedikleri rakam 650 bin TL’ye ulaşmış durumda. Efdal Keskinel, Gamze Çilingiroğlu, Sinem Cankıran, Ercan Buğulu gibi onlarca mağdur var. Avukatları Ferayi Ünsal Başaran da hemen harekete geçerek dolandırıldıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyor. Ve muhataplar ifadeye çağrılıyor.

Peki olayın netleşmesi sonrasında ne oluyor? İfadesi alınan milletvekili kardeşi ilk etapta serbest bırakılıyor. Ardından “hatırlı kişilerin” ricaları, savunma avukatlarının girişimleri sonrası bir suç unsuruna rastlanmıyor!

Savcı Zeki Polat’ın olayın vahametini anlaşıldıktan sonra emniyete gönderdiği talimat listesinde birçok işlemin yapılması isteniyor.  Savcı örgütsel bir yapılanma olup olmadığından görgü tanıklarına, şüphelilerin adreslerinin tespitinden mal varlıklarının incelenmesine kadar onlarca konuda önlem alınmasını talep ediyor.  Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün kamera kayıtlarına el konulması isteniyor. Telefon görüşmeleri, kayıtlar, görüntüler bekleniyor. Kayıplara karışan vekil kardeşine ulaşılmadığı gibi yurt dışına çıkış yasağı da konuluyor.

Baştan da söyledim. Konu derin, ilişkiler karmaşık. Dosya ise savcılıkta. Bir kurumda yetkili birisinin imzalarının olduğu bilgiler, hesap numaraları, bakanlık bilgileri, dekontlar, çalışan aktif iş yapan insanlar ve başkalarından temin edilen sahte çekler gibi çözülmesi gereken çok sayıda şifre var. Yargılama yapılmadan kesin hüküm vermek kimseye düşmez ama çok büyük iddialar var.  İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın da “mülki amir” sıfatıyla çözülmesi için yakın takip ettiğini öğrendiğim bu karışık ilişkiler zinciri elbette tespit edilerek gereken yapılacaktır. Milletvekili Rıfat Sait, ailesi ve kardeşinin adının karıştığı bu sorun ciddi şekilde baş ağrıtacağa da benziyor. Kendisinin bilgisi, haberi var mıdır bilinmez ama mağdur sayısı her geçen gün artıyor. Ne diyelim umarım mağduriyetler giderilir, sorumlulara gereken yapılır…