Kentiniz İzmir; sıfatı Büyükşehir…

30 ilçeniz, 30 belediyeniz var…

Onların da yüzlerce köyü…

Diyelim ki, o ilçe belediyesinin adı…

Bornova…

Nasıl bilirsiniz Bornova’yı?

Modern değil mi? Evet…

Çağdaş mı? Evet…

Üniversite kenti mi? Evet…

Eee, peki belediye ne yapar bu bilinen fi tarihindeki adıyla…

“Birun-Abad”da, yani “Dış Şehir”de? Yani Bornova’da…

Adam gibi kenti planlar…

Başka?

Çöpleri toplar… Kadın sığınma evleri yaratır… Öğrenci yurdu yapar… Tüm okulların onarımını, boyasını-badanasını üstlenir… Öğrencileri üniversiteye hazırlayan kurslar düzenler… Parklar, oyun alanları yapar… Kent sakinlerine spor yapma imkanı sağlar… Hatta kocaman bir stat bile yaratır… Kültür merkezleri, pazarlar inşa eder… Sağlık hizmeti verir… Madem adı üniversite kentine çıkmış, “Dost Kart” yaratır; hem gençlerin alkışını alır hem de esnafın… Sokak hayvanlarına kulübe bile yapar… Veteriner hizmeti verir… Emlak vergisi alır… Reklam ve tabela vergisi alır; onları da hemşehrilerinin rahat ve huzurlu yaşaması için harcar…

***

Başka?

Onları görmek için de hiç üşenmeden…

Bornova’nın köylerine uzanmak gerekir…

Beşyol, Çamiçi, Çiçekli, Eğridere, Gökdere, Karaçam, Kavaklıdere, Kayadibi, Kurudere, Laka, Sarnıçköy ve Lakaköy…

Hepsi birbirinden şirin…

Halkı güleryüzlü, çalışkan ve üretken…

O zaman…

Ne yapmış Bornova’nın genç Reisi Olgun Atila?

Bire dört veren toprağa sahip bu köylerin…

Emeğini markalaştırmış Tarımsal Üretim Kooperatifi ile…

Kocaoğlu’nun “Kırsal Kalkınması”nın bir başka versiyonu…

“Üretin, ambalajlayın, satın…” demiş…

Pek de iyi yapmış…

***

O Belediye Başkanı Olgun Atila…

Şimdi…

Antik Yunan tarihçisi ve yazar Heredot’un…

Taaa 2.500 yıl önce…

“Bana taneleri bal ve gül kokan bir üzümün şarabını içirdiler” dediği…

Dünyaca ünlü “Moskhatos Şarabı”nın yapıldığı…

“Bornova Misket Üzümü”nü yaşatmaya çalışıyor…

Nerede? Çamiçi Köyü’nde…

“Bornovam” markasıyla zeytin ve zeytinyağ üretiyor…

Nerede? Homeros Vadisi’nde…

Kavaklıdere ve Kayadibi’nde bir “bal” üretiliyor ki…

Her derde deva…

Şimdilik kentin göbeğinde üretilen “bal” ve “zeytinyağı”nı alan Bornova Belediyesi, bunları anlaştığı firmalarda “Bornova” markasıyla ambalajlatıyor… Sırada “zeytin” ve “salça” var…

Bu arada meşhur “Bornova Bamyası”nı unutmayın…

O’nun da konservesi parmak yalattırıyor…

***

Ha’di afiyet olsun…

Adı da, “Bornovam…” olsun…

Sonsöz: “Vallahi Bornova’da yaşamıyorum ama, imreniyorum…”