Tayfun MARO
Adaletin bu mu Dünya!
21 Haziran 2017 Çarşamba

İnsanlığın toplumsallaşmasıyla ortaya çıkan yönetilme ihtiyacı ve bu ihtiyacı karşılayan yöneticilerin oluşturduğu elit zümre, toplumsal hayata adalet kavramının girmesine neden oldu.

Ancak, herkesi kanatları altına alan bir adalet anlayışının yeryüzüne gelmişliği yok; sadece, muktedirlerin “adalet dağıtma” niyeti var.

Yönetenlerin adalet dağıtma niyeti hep olmuş… Fakat “herkes için adalet”in hiçbir zaman gerçekleşmediğini biliyoruz. Adaletten öncelikle beklenen, mülkiyet ilişkilerini düzenlemesi ve yönetenlerin güvenliğini sağlamasıdır.

Yeryüzünde adalet yok. İnsan yeryüzüne eşit olmayan koşullarda geliyor. Ve içine doğduğu olumsuz koşullarda hayatı ıskalamak korkusuyla, adalet vaat eden muktedirlerin peşinde, adil yaşamın yolunu gözlüyor. Umut dünyası işte…

Olmayan adaletin yarım yamalak dağıtıldığı Dünyamızda, bir de öyle zamanlar oluyor ki o yarım yamalak adaleti bile arar hale geliyoruz.

İşte ülkede tam da böyle bir durum yaşanırken, bir sabah, ana muhalefet lideri, bıçak kemiğe dayandı, dedi ve yollara düştü.

Ana muhalefet adalet istiyor. Kimden? İktidardan, yaptığı adaletsizliklere bir son vermesini istiyor.

Ülke yönetiminin tepesinden yanıt geliyor; Yollarda yasal olarak yürümeniz hükümetimizin bir lütfudur. Bu konunun tartışılacağı yer parlamentodur. Yargı yarın sizi de davet ederse şaşırmayın.

Yani iktidarın muhaliflere adalet dağıtmaya pek niyeti yok…

Peki, şimdi ne olacak?

Günümüz İslamcı kadroları, yerli ve milli “Yeni Türkiye”yi dizayn etmekle meşgul… Doğaldır, yollarına çıkan engelleri bertaraf ediyorlar. Özgürlüklerin ve insan haklarının tanımı ve kapsamı, ülkede yaşanan değişim ve dönüşüm bağlamında revize ediliyor. Dolayısıyla bakış açıları enikonu farklılaşmış iki cenah arasında uzlaşma neredeyse imkânsızlaşıyor.

Artık biliyoruz ki, 16 Nisan Referandumu’nda, tam ortadan ikiye yarılan Türkiye manzarasıdır bu.

“Adalet” yürüyüşünü, sabırların taştığı bir anda başlayan protesto gösterisi olarak anlamak mümkündür. Çözümün tartışılacağı bir mecra olmaktan ziyade, iktidarı kendisine çeki düzen vermesi için uyaran bir eylem… Bu nedenle, devamında nasıl bir yol izleneceği çok önemli.

Belli ki kendi bütünlüğü içinde yürütülmek istenen bir değişim ve dönüşüm programı var ve iktidar bundan taviz vermek istemiyor.

Sorun tam burada düğümleniyor; Adalet ama kimin adaleti?

Müslüman toplumun hukuku ile seküler toplumun hukuku, bir süredir, üniter devlette bir arada yürümüyor veya yürümesine izin verilmiyor.

Osmanlı devleti gibi emperyal yapılarda çok hukuklu sistem yaşayabildi; ancak Osmanlı bakiyesinden zuhur eden Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısı buna izin vermiyor.

Gerçekten İslami rejimin inşası söz konusu ise, islamcılar kendi hukukunu getirecektir. Aksi halde, kurmak istedikleri rejim ayakta duramaz.

Hal böyle olunca, islamcı kadroların yönetim tarzını eleştiren siyasi hükümlülerin aldığı cezalar, seküler toplumda ve islami toplumda faklı değerlendiriliyor. Laisite yanlısı bir Cumhuriyet yurttaşının haksız bulduğu cezayı, İslam toplumunun mensubu kişi az bile bulabiliyor.

Bu ahvalde, uzlaşma nerede olacak?

Toplumda uzlaşma arzusu varsa; çare, demokrasidir. Tarihsel olarak son bulmuş bir imparatorluğun küllerinden medet ummak çare değil. Ne ki, İslamcıların indinde demokrasi sadece bir vasıta…

Çok kritik bir zaman diliminde, hayati bir karar vereceğiz; Yeniden birlik olma yolunda değilsek, yol ayrımındayız. Herkesin olan bitenler üstüne tekrar tekrar düşünmesi lazım.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet yürüyüşü, sadece bir yürüyüş değil fakat aynı zamanda, sakin görünümlü bir başkaldırıdır. Muhtemelen bir dönemin siyaset biçimine son veriliyor.

 

 

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Memleketin birinde insan manzaraları(!)
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Tükeniş!
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Kara kaplı defter!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Nereden nereye?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çanakkale artık barışın merkezidir!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Daha önceleri nerelerdeydiniz?
Kemal ARI
Kemal ARI
'Cehennem savaşı'nda ne yediler ne içtiler?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bölgecilik, mezhepçilik ve inşaatçılık...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Unutulmazlar...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Boşanan aileler ve çocuklar
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva