28 Şubat’ta karar verdik…

1 Mart’ta açıldık…

Ha’di hep beraber güneşli günlere diye “açılır”ken…

Resmen saçıldık!

En kötüsü, saçıldığımızın farkına varamadık…

Sonunda…

Bugünleri gördük…

***

Şimdi, “kurtuluş” reçetesi yazıyoruz kendimize…

Bundan böyle…

“Kısmi Kapanma” gereği…

Akşam en geç 19.00’da evdeyiz…

Lokantalara gitmek yok…

Spor salonları yine, yeni, yeniden kapalı…

Şehirlerarası seyahat başka bahara…

Düğün, nişan, kına; hepsi bayram sonrasına…

Müşteri değilsen, otelde çay-kahve bile yok…

Okul, sınıf, öğretmen üçlüsüne şimdilik veda…

Uzaktan eğitime veeee…

Devlet dairelerinde…

Dönüşümlü, esnek mesaiye yeniden merhaba…

***

Günün sorusu şu:

Biz zaten bu hayatı sürdürüyorduk, düşe kalka…

“Neden 1 Mart’ta hem açıldık hem saçıldık?”

Memlekette %30’a varan aşı karşıtlığından söz edilirken…

Üstelik…

Aşı bulmakta sıkıntı çekerken…

Biz neden Korona nefesimizi kessin diye arandık?

Neden kongre salonlarını doldurduk?

Neden evlerin bodrum katlarını kumarhane yaptık?

Acı akıbeti bugünlere taşıyan tabloların karşılaştınrması aşağıda…

Bu kör uçuşun sonunda…

Çakılacağımız belliydi; şimdilik duvara tosladık…

***

Türkiye’nin 01 Mart Korona Tablosu…

Vaka sayısı: 9 bin 891

Hasta sayısı: 645

O günkü vefat sayısı: 69

Tam 43 gün sonra…

Türkiye’nin 13 Nisan Korona Tablosu…

Vaka sayısı: 59 bin 817

Hasta sayısı: 2 bin 723

O günkü vefat sayısı: 273

***

Topu topu 1000 saat içinde “Korona Patlaması” yaşadık…

Hindistan’la filan yarışıyoruz yani…

***

Dün akşam n’oldu?

Titredik ve kendimize geldik…

Şimdi 14 günlük bir cendereye giriyoruz; hayırlı olsun…

Önlemler ne yazık ki “çok gecikerek” geldi…

Bu nedenle iki hafta yetmeyebilir…

İzmir’in 40 yıllık hekimlerinden Op. Suat Kaptaner’e göre…

Yurt dışından gelenlere de test yapılıp, karantina uygulanmalı…

Aşı olmak istemeyenler tatlı tatlı ikna edilmeli…

Çünkü…

Hala aşı karşıtı kampanya yürütülüyor…

Aklımıza gelmemiş olabilir ama…

Önemli bir ayrıntını daha…

Kargocular…

Market çalışanları…

Lokanta çalışanları…

Taksi şoförleri…

Çok acil aşılanmalı…

(Bankaya girerken HES kontrolü yapılıyor; alışveriş torbasını evin içine kadar getiren market çalışanı pozitif mi, bilmiyoruz!)

***

Görmezden geldiğimiz(!) en önemli ayrıntı…

Test sayısı günlük en az üç kat arttırılmalı…

Kapıda bekleyen sağlıkçıların tamamı atanmalı ki…

Filyasyon ekipleri güçlensin…

Türk toplumuna işin vahameti TV’lerde gösterilecek…

Çarpıcı kısa filmlerle anlatılmalı…

(Toplumun güvendiği gazeteciler, kanaat önderleri, aktörler, aktristler “gidişat vahim” mesajları veren TV tanıtımlarında rol almalı…)

***

Bu mücadele “savaş zamanı seferberlik ilanı” gibi düşünülmeli…

Denmeli ki, milletimize…

Kontrol sağlanamazsa iki haftalık kısmi kapanmada…

Bütün önlemler…

Hiç ara vermeden bayram boyunca da uygulanacak…

Çünkü, toplumun “bu mücadelenin önemi”ni ferk etmesi şart…

Ayrıca…

Sıradan yakınmalar için hastaneye gitme bahanesi…

Haftasonu sokağa çıkma yasağını delmek için kullanılıyor hala…

Ve kolluk güçleri de iyi niyetle bunlara inanıyor!

Test pozitifliği %20 oldu…

Ayıptır, günahtır…

***

Kısmi kapanmaların azaltılması…

Ancak kademe kademe kontrollu olarak yapılmalı…

Aksi halde her şey boşa gider…

Bi’önceki “açılma” projesinde de…

Hep birlikte başarılı bi’şekilde “saçıldığımız” için bu hale gelmedik mi?

***

Bitiriyoruz…

Korona Tablosu’nun sağ üst köşesine…

Dikkatle bakar mısınız?

Türkiye’nin 13 ay içinde…

Korona’dan can kaybı dün akşam neredeyse 35 bine dayandı…

Tabloda minik görünüyor…

Aslında o vefatların toplamı devasa bi’rakamdır…

Ve…

Milli Savunma Bakanlığı’nın belgeli kayıtlarına göre…

Bu ulusun…

Çanakkale Savaşları’nda verdiği şehit sayısının…

(Resmi rakam: 57 bin 263)

Yarısını çoktan geçmiş durumdadır…

Görünmeyen bu düşmanla “savaşır gibi” yapmayalım!

7’den 70’e…

Harbi’den savaşalım ve O’nun canına okuyalım…

Nokta…

Sonsöz: “Kapalı kapı yoktur; yanlış anahtar vardır… / Hz. Mevlana…”