Tayfun MARO
Zoru başarmak için
6 Eylül 2016 Salı

Zor zamanlarda konuşmak hiç kolay olmuyor, eğer ki kavgadan uzak durmak istiyorsanız. Ama kavga istiyorsanız, böyle zor zamanlarda konuşmak ziyadesiyle kolay oluyor.
Özellikle sosyal medyada yapılan paylaşımlarda, “burnundan kıl aldırmayan” tavır, almış başını gidiyor. Yıkıcı olmanın dayanılmaz cazibesi bütün cenahları etkisi altına almış. Korkarım, ilişkilerin pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeği hafife alınıyor. Olur olmaz meydan okuyanların mesela bir iç savaş hakkında ne düşündüklerini doğrusu çok merak ediyorum.

Bu günlerde, yazılarımda, toplumsal mutabakattan, uzlaşmadan, sosyal barıştan bolca söz ettiğimden olacak, toplumsal mutabakat konusunda verilen tepkileri dikkatle izliyorum. “Artık toplumsal mutabakat olmaz!” “Sosyal barış için çok geç!” “Bunlarla uzlaşma olmaz!” Ve benzeri hükümler kolayca ve bolca veriliyor. 
Bir an için, durumun gerçekten böyle olduğunu, yolun sonuna geldiğimizi düşünelim; o halde, ısrarla işaret edilen “yolun sonu” durumunun gereği olarak devamında söylenmesi gerekenler neden söylenmiyor?
Artık toplumsal mutabakat olmaz… Vatan hainleriyle uzlaşma olmaz… Barış namlunun ucunda… Anladık, bundan sonrası tufan da, ya sonra?
Peki, hiç umut yok. O faslı kapattık. Şimdi ne yapacağız? Nasıl örgütlenmek gerekir? Silahlanacak mıyız? Milis güçler mi oluşturacağız. Her gurup kendi ordusunu mu kuracak? Nasıl olacak bu işler? “İnceldiği yerden kopsun!” demek kolay…

İplerin koptuğu, köprülerin atıldığı bir Türkiye’de, sonrasında olacaklara kimsenin hazır olduğunu düşünmüyorum. Bunu arzuladıklarını da tahmin etmiyorum. Sadece sorumsuzca hareket ediliyor. Toplumdaki gerilimin yol açabileceği büyük bir felakete, bir iç savaşa kimse inanmıyor. 
Terör eylemleri biraz daha sürer, sonra durulur... Birlikte yaşamaya alıştığımız PKK zaten terör örgütü… Doğuda hüküm süren şiddetin batıda ne işi olur… Ve benzeri avuntular… 
Hal böyle iken, iç savaş çıkar mı bilemem ama, iç savaş ve terör tehdidi altında, Türkiye, yangın söndürmekten önünü göremeyen bir ülke olarak, başkalarının verdiği kararlarla uluslararası sistemdeki yerinin belirlenmesine seyirci kalır. Seksende de böyle olmuştu.

Dünya sistemi kapitalizm, bilişim dönemine hazırlanıyor. Küreselleşmenin getirdiği sorunlarla baş edemeyen sistem, beş yüzyılın belki de en büyük krizine girdi girecek. Bilişim toplumu yapısal olarak kapitalist ekonomiyi yadsıyor. Yanı sıra, kapitalist sistem, yoksulluğu yaygınlaştırıyor ve derinleştiriyor. Dünya bu denli büyük bir değişimin eşiğindeyken, Türkiye’de toplum, dini ve milliyeti ile aklını bozmuş durumda. Ve şiddet ülkede kol geziyor.
Bir insanın kendi seçimi olmadığı halde içine doğduğu ırk ve din, ötekini yok etmenin nedeni olabiliyor. İnsanlık durumunu aşağılara çeken bu zafiyet, Türkiye’yi de etkisi altına almış durumda.
İşte, tam da bu nedenle, toplumsal mutabakat bir zaruret olarak Türkiye’nin önünde duruyor.

Türkiye, yeryüzü nimetlerinden payını almak, dünya ölçeğinde üretimdeki payını artırmak için dünya sisteminde nasıl ve nerede yer alması gerektiğine karar verecek. Bu kararı kendisi verirse, ülke yararı öne çıkacak; başkaları verirse, başkalarının çıkarları öne çıkacak.
Bütün gurupların bir araya gelerek toplumsal mutabakatı sağlamak için bir irade oluşturması, bu topraklarda yaşayan her kişinin varlık ve güvenlik içinde yaşamasının olmazsa olmaz koşuludur. Bu aynı zamanda, zoru başarmanın da koşuludur.
Kendi topraklarımızda, kendimiz için doğru olanı seçme hakkımızı kullanmanın yolu, toplumsal mutabakattan, yeni bir toplumsal sözleşmeden geçiyor. 
Bir seçim yapacağız; ya zoru başarmak için toplumsal mutabakat yolunu seçeceğiz, ya da işin kolayına kaçıp kavgayı seçerek, birbirimizi yemekle tüketeceğiz ömrümüzü. 
Ve bir kere daha, ülke yararını öteleyen fakat başkalarının çıkarlarını önceleyen bir düzende, yoksulluk ve yoksunlukla malul bir hayata mahkûm olacağız.
Seçim bizim… 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Lombak 7 Eylül 2016 Çarşamba 17:19

"Türk kimliği güçle oluşturulmuştur". "Türkiye'de uzlaşı kültürü yok". Bu sözlerin sahibi İlber Ortaylı. Ülkede hiçbir erk hiçbir zaman toplumsal mutabakat aramadı. Bundan sonra da aranacağını sanmıyorum. Bir insanın ülkesinin kültürüyle savaşması onu ancak toplumuna yabancılaştırır. Toplumsal mutabakabat denilen kavram batılı filozofların metinlerinde mevcut. Batıda bile ne kadar kalıcı olduğu ise halen tartışmalı. Bakınız, ABD'deki kuzey-güney gerilimi, Bakınız, Britanya'da İngiltere-İskoçya, İngiltere-İrlanda gerilimi, Hindistan-Pakistan(kaşmir) gerilimi, hatta Colombiya-FARC "barışı"nın bile ne getireceği belli değil çünkü ABD ve uluslararası şirketlerin dayattığı bir sözde barış. Fay hatları hala taze. Sadece ülkemizin bulunduğu coğrafya değil, tüm coğrafyalar savaşa yatkın. Dün de böyleydi, yarın da böyle olacak.

Yorumu oyla      11      5  
6 Eylül 2016 Salı 12:42

Yahu bu ülkede kapısında "AKP'liler giremez!" ya da tam tersi yazılar yazan kahvehaneler var. Adam yazmış : "burada RTE'yi eleştirmek yasaktır!" diye. 😄☺ sosyal medyada binlerce insan yorum yapıyor. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Bu işi bu noktaya getiren kim ( ler )? Siyasetçiler

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Modası geçmez 1984
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ondan sonra kral gelmedi!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Haziran 14!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Futbol ve siyaset...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kırmızı çizgiler ne olacak?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Kapalı kapıların ardında
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford, Alice Harikalar Diyarında ve otizm
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Avrupa'daki mesaj!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
İzmir'in meltemi Manisa'nın poyrazı!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Takkiye
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva