Ümit YALDIZ
Zarrapperver bakanların akıbeti!…
23 Aralık 2014 Salı

Türkiye’nin gündemi malum… TBMM’deki Yolsuzluk Araştırma Komisyonu’nun alamadığı karar; yapamadığı oylama. Zarrapperver bakanların akıbeti ne olacak? Başbakan Davutoğlu’nun ‘Kardeşimiz de olsa kolunu koparırız’ diyerek efelendiği 4 bakan hakkındaki oylama ertelenince çoğunuz gibi ben de tek bir şey düşündüm. Demek ki ‘saray’ bu konuda kararını henüz vermedi.
17-25 Aralık’ı topyekûn darbe diye tanımlayıp, hâkimi/savcısı değişen mahkemelerde şüphelilerin tamamına ‘takipsizlik’ kararı verilmesine rağmen 4 bakan hakkında oylama yapılamıyorsa, orada biraz durup düşünmek gerekiyor sanırım. 
Dahası ‘komisyondaki sayısal üstünlüğe rağmen’ aklama işlemi yapılmıyorsa…
Demek ki bu oylamanın başka sonuçlara gebe olma ihtimali yüksek.
Ya mecliste ya da sandıkta…
Komisyonun ardından konu TBMM’ye gelecek ve buradaki oylama ‘gizli’ yapılacak.
Belki de asıl korkulan o ‘gizli’ oylamadır.
Yahut Davutoğlu’nun ‘kardeşimiz de olsa kolunu koparırız’ açıklaması karıştırmıştır çarşıyı…

Senaryolar muhtelif… Kimi istifası istenince feryadı basıp, ‘Erdoğan da istifa etmeli, Türkiye’yi rahatlatmalı’ diye çıkışan Bayraktar dışındaki 3 eski bakanın feda edileceğini söylüyor. Kimi de bu oylamanın sandığa yansıma ihtimaline göre tavrın değişebileceğini… Yani 4’ünün de feda edilebileceğini…
Anlaşılan o ki 17-25 Aralık’ı ‘darbe girişimi’ olarak ilan etmek artık fayda etmiyor. Dahası ‘tatmin’ etmiyor. Yapılan araştırmalar AK Partiye oy verenlerin de önemli bölümünün 17 Aralık’ta başlayan süreci ‘yolsuzluk’ olarak tanımlıyor.
Dahası 17-25 Aralık’ta ortaya saçılan görüntüler, tapeler, iddialar Türk halkına iki mesaj verdi.
1-Evet, darbe girişimi vardır. 2-Kesinlikle yolsuzluk yani hırsızlık da vardır.
Mahkemeler, siyasetçiler, kalemşörler ne derse desin… Halk bu konuda oldukça net… 
*
Darbe girişimi olduğuna dair izleminim nedeni ise zamanlama… Seçim arifesinde ortaya dökülen onlarca görüntünün aylar hatta yıllar öncesine ait olduğunu gören kitleler, ‘Öküz ölmese ve de ortaklık bozulmasa’ bu iddiaları asla öğrenemeyeceği, sonsuza kadar susulacağı kanaatine varmıştır. Şahsen bu kanaat şahsımda da vücut bulmuştur. Mesela İzmir merkezli ‘Bacanak’ soruşturması…
O soruşturmada 2,5 yıllık görüntülerin olduğunu öğrendikten sonra Binali Yıldırım’ın ‘zamanlaması manidar’ çıkışına hak vermiştim.
Reza Zarrap ve diğerlerine ilişkin tapelerde de aynı kanaat oluştu. Aylarca süren izleme ve dinleme ve bir anda bir yerlerden basılan düğmeyle saçılmıştı ortalığa… Bu çok belliydi.
Şu anda Silivri’de tutulan bir polis müdürü birkaç gün önce şöyle diyor: Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine 13 defa kutular içinde kurye marifetiyle para gitti. İkisinde kuryeye kutuyu açtırıp, görüntü aldık.
Derler ki; ‘Merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler’ 
Ortada bir suç varsa, polisin niyeti gerçekten suçluyu yakalamaksa, neden bu suçun 13 kez işlenmesine göz yumar… Hani 1 yetmedi. 2 tatmin etmedi. 3—4-5… Tam 13 kez!
Neden aylarca görüntü depolanır?
Neden bir anda (bir yerlerden düğmeye basılmışçasına) ortalığa saçılır?

İşte bugün abuk/sabuk operasyonların hedefi yapılan cemaatin yanıtını vermekte zorlandığı soru budur. Erdoğan’ın toplumun önemli kesimini bu kadar kolay ikna etmesinin de altında bu kanaat yatmaktadır. Tabi ki ‘birlikte yürünen’ yıllarda birlikte imza atılan operasyonlarla canı yanan kitlelerin ‘intikam/rövanş’ duyguları da çarpan etkisi yapmıştır ama en büyük neden zihinlere yerleşen soru işaretleri ve de ‘şantaj’ algısıdır.
Ne istediler de vermedik’ çıkışından ‘Haşhaşiler’ noktasına gelinmesinde en büyük rolü bu algı almıştır. 
Ama Erdoğan ya da algı/toplum mühendisleri ne yaparlarsa yapsınlar, 17-25 Aralık’ın aynı zamanda bir yolsuzluğun, kokuşmuşluğun dışa vurumu olduğu gerçeğini de ortadan kaldıramadılar.
Halk darbe girişimine inandığı kadar yolsuzluğa da inandı. Anketler ortada.
Sadece Türk halkı değil dünyada yolsuzluk skalasında Türkiye’nin yeri bir anda dip yaptı.
Savcılar değişti, hakimler değişti, polisler, şüpheliler, sanıklar...
Her şey ters yüz edildi. Ama tek bir şey değişmedi.
Toplumun ‘yolsuzluk yapıldığına’ dair inancı…
Sadece muhalefet, muhalif kesimler değil AK Partililer de tablodan rahatsızdı.
Mesela AK Partililerin de önemli bölümü Çağlayan’ın kolundaki 700 bin liralık hediyeden rahatsız…
O saate sonradan kesilen vergi cezasının bile Sarraf’ın adamı tarafından ödenmesinden rahatsız.
AK Partililerin de önemli bölümü bakan çocuğunun evindeki 3-5 kuruştan, çelik kasalardan rahatsız…
Ayakkabı kutularındaki dolarlardan rahatsız…
Hatta AK Partililerin önemli bölümü ‘Erdoğan ile oğlu arasındaki’ sıfırlama tapelerinden bile rahatsız.
Zaten bu rahatsızlıklarını kapalı kapılar arkasında, dost sohbetlerinde gizlemiyorlar.
Velhasıl yanıtını aradığımız soru şu.
5 Ocak’ta ne olacak? Yani ‘Yolsuzluk Komisyonu’ tarihi adımı atabilecek mi?
Bence bu sorunun yanıtını şu anda kimse bilmiyor. Erdoğan bile!
Erdoğan’ın komisyona talimat vererek, ‘aklayın’ deme ihtimali tabi ki var. Ama TBMM’deki ‘gizli oylamada’ her vekil vicdanıyla baş başa kalacak. En azından ‘hırsızlık, yolsuzluk, haram’ gibi kavramlara duyarlı imanlı/inançlı/vicdanlı vekiller, ‘Yüce Divan’da aklansınlar, gelsinler’ gibi bir tavır da koyabilir.
Gizli oylamalar hele hele vicdanın söz konusu olduğu gizli oylamalar Erdoğan’ı hep korkutmuştur. Bknz: 1 Mart Tezkeresi… 2003
Diyelim ki TBMM de ikna edildi. ‘Bu bir darbe girişimidir’ denildi. ‘Bağımsız mahkemeler’ bu konuda ‘takipsizlik kararı vermiştir’ denildi. Ve TBMM’de de bakan hazretleri aklandı.
Ya seçmen?
Yolsuzluğun olduğuna inanan seçmen, ‘Kardeşimiz de olsa kolunu koparırız’ diyen Davutoğlu’na itimat eder mi Haziran’da? İşte Erdoğan’ı da şu sıralar kara kara düşündüren bir soru da bu. Komisyonda aklanıp mecliste suçlanma yahut sandıkta cezalandırılma ihtimali…
İnce eleyip sık dokumanın, kılı kırk yarmanın nedeni bu 2 kritik soru…
Her krizi fırsata çevirmeyi başaran Erdoğan’ın bu krizi de oya dönüştürme ihtimali var mı?
Bence meselenin bam teli tam olarak burasıdır.
5 Ocak’ta bakanlar ‘oy birliği ile’ Yüce Divan’a sevk edilebilir.
Hatta Yüce Divan’a sevki bizzat bakanların kendisi bile talep edebilir.
Hem yolsuzlukla mücadele kartı hem de yolsuzluğa karşı rest aynı anda açılabilir.
İşte öyle bir hamlede muhalefet yine ters köşeye yatar. Malum Yüce Divan’ın yani Anayasa Mahkemesi’nin yapısı yakında tamamen değişecek. Ve bu yargılama aylar hatta yıllar sürebilir. Sonuçta Yeni Türkiye’de Yeni Anayasa Mahkemesi karar verecek bu konulara…
Bilmem anlatabiliyor muyum?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
YENİ DELİL 23 Aralık 2014 Salı 19:29

SAYIN YALDIZ...; C M U K'UNUNDA YARGILAMANIN HER SAHFASINDA,,,,SORUŞTURMA KOMİSYONLARININ C.SAVCISI GÖREVİNİ ESAS ALINDIĞINDA,,BU KOMİSYONA, SORUŞTURMANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRECEK NİTELİKDE EK DELİL SUNULABİLİR MADDESİ VAR..BAKANLARDAN BİRİSİ MALVARLIĞI İLE **EK DELİL SUNDU** KOMİSYON BUNU KABUL ETTİ,,İNCELENMESİ KOMİSYONA GERİ DÖNMESİ HAZİRAN SECİMİNİN SONUNA SARKAR,,O ZAMANA KADARDA ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANIDA DEĞİŞTİĞİ GİBİ,BU BAKANLARIN MİLLETVEKİLLİĞİ SONA ERER NERDEYSE PARTİ İLE İLİŞİĞİ KESİLMİŞ GÖRÜNTÜSÜ VERİLİR SECİM SONRASINDA YARGILANSALAR BİLE,, 4 YIL DAHA ZAMANI OLUR PARTİNİN BİR FRANSIZ SÖZÜ VAR**ÖNCE UYUT,,,SONRA UNUT**GÖZDEN UZAK BİR DÜŞÜNCE DEĞİL..HUKUKCULAR İNCELEMEYE BAŞLAMIŞLARDIR.OLURSA **SÜPRİZ SAYMAYALIM**SAYGILAR..

Yorumu oyla      17      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ölmeyen aşk!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İki yüzlü ahlak her yerde…
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Koltuklar devredilirken!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva