Uluslararası Inner Wheel 244.Bölge Federasyonu İzmir’de önemli bir etkinliğe imza atıyor. Federasyonun düzenlediği Women for Europe8-İzmir Konferansı’na 16 ülkeden katılımcılar büyük ilgi gösterdiler. “Yerlerinden Edilmiş Kadın ve Çocukların Yaşamlarının İyileştirilmesinde Inner Wheel Üyelerinin Rolü” konulu konferansa dünyanın her yerinden insanlar ilgi gösterdiler.

2008 yılından beri, Uluslararası İlişkiler Proje Sorumlusu IW Luisa Vinciguerra liderliğinde Avrupalı Inner Wheel Üyeleri tarafından yürütülmekte olan "Women for Europe" (Avrupa için Kadınlar) Konferans Serisinin Sekizincisi, Uluslararası Inner Wheel 244. Bölge tarafından İzmir’de düzenlenmesini sağlayan Bölge Başkanı İclal Kardıçalı ve arkadaşlarını kutlayarak başlayalım…

Konferansların konuları değişik alanlarda hizmet ideallerini ele alarak “Bilgi Paylaşımını” ve Inner Wheel Dostluğunu hedefliyor. Perşembe günü başlayan ve Pazar günü sona erecek olan konferansın bu yılki konusu; Türkiye’de de yürekler yakan mülteciler sorununu öne çıkarıyordu. Women for Europe 8 – İzmir, Konferansına onur konuğu olarak IIW Uluslararası Başkanı Dr. Kapila Gupta da Hindistan’dan gelerek katıldı.

İclal Kardıçalı, amaçlarını şöyle açıkladı Cuma sabahı yapılan açılış oturumunda: Konferansın gayesi, yerlerinden edilmiş kadın ve çocukların hayatlarının iyileştirilmesinde karşılıklı anlayış ve onların yeni çevrelerine uyum sağlayabilmeleri için yardım yollarını müzakere edip;  hem Inner Wheel’lar, hem de diğer gönüllü kadın kuruluşları olarak bu konudaki projelerimizi sunarak, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmak ve dostluklarımızı pekiştirerek birlikte keyifli anlar geçirmektir.

İclal Hanım sağolsun beni de en acılı süreçlerden biri olan Mübadele üzerine konuşmak üzere davet etti. Bir PPT sunum hazırlayarak konuşmamı yazdım. Ama bu konferanstan bir gün önce Basmane Günleri’nde daha önce gazetelerde gördüğüm bir fotoğrafla karşılaşınca PPT’yi çöpe gönderdim ve konuşmamı sadece bu fotoğrafın önünde yaptım. İşte yazının içindeki sanatçı Mehmet Yasa’nın fotoğrafı bu.

Lozan’da, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan 30 Ocak 1923 tarihli Türk-Rum Nüfus Mübadele Anlaşması gereğince, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yaklaşık olarak 480.000 kadar Yunanistanlı Müslüman Türkiye’ye getirildi ve ülkenin değişik yörelerine yerleştirildiler. Bu göçün, daha doğrusu göç ettirme olayının kendine özgü yanları vardı: Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 850.000 kadar Anadolu’lu Rum, firari Yunan askerleriyle birlikte Yunanistan’a kaçmış ve orada büyük toplumsal ve ekonomik sorunlara neden olmuşlardı. Savaşın yenilgisinin psikolojik etkilerini yoğun olarak üzerinde taşıyan bu kızgın kitleler, Türkler’e akıl almaz baskılar yapıyorlardı. Sonuçta Lozan görüşmelerinde bu sorunları çözüme kavuşturmak için mübadele anlaşması yapıldı ve o zamanki Seyr-i Sefain İdaresi’ne ait vapurlarla, Batı Trakya dışındaki Yunanistanlı Müslümanlar, Türkiye’ye getirildiler.

Tabii ki her toplumsal olayda olduğu gibi “Mübadele” de de en büyük acıyı kadınlar ve çocuklar çekti.  

Konuşmamda uzak diyarlarda yaşanacağı hiç düşünülmemiş bir özlemin hikayesini anlattım.

***

Mehmet Yasa’nın şu fotoğrafı bugünün gerçek savaş muhabirliği fotoğrafıdır. Savaş muhabirliği artık sadece cephelerde yapılmıyor. Basmane’nin sokaklarında da yapılabiliyor…

Tecrübeli ama kıymeti bilinmemiş gazeteci Mustafa Oğuz’un bir yıl –belki biraz daha fazla süre- önce yaptığı haberle öğrenmiştik bu amatör ressamın varlığını… Suriye'deki iç şavaşta, evlerinin rejim güçlerince bombalanmasıyla üç çocuğundan ikisini kaybeden, elektronik eşya sattığı dükkanı havaya uçurulan amatör ressam Muhammed Kuncali, saldırılar sırasında iki ayağı dizinden kopan eşi Zehra ve oğlu Amar ile birlikte İzmir'in Basmane semtinde zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyordu.

Ege Denizinde mültecilerin verdiği yaşam mücadelesi ve Aylan Bebek duvar resmine konu olmuştu…

Değil köşe yazısı Roman yazsam bu fotoğrafı anlatamam ki…