Tayfun MARO
Vasatlar rejimi tel tel dökülüyor
18 Eylül 2014 Perşembe

Askeri vesayetten islamcı vesayete geçiş tam 34 yıl sürdü.
Cumhuriyet Aydınlanmasının yetiştirdiği kadroların tasfiyesi, 12 Eylül darbesinin asker ve sivil kadroları tarafından başlatılmıştır.
12 Eylül rejimi, salt bürokraside ve siyasette Atatürkçü kadroları tasfiye etmekle yetinmedi; Cumhuriyet elitini yok edecek adımlar atıldı. Üniversitelerin bilimsel özerkliği yok edildi. Sanat, edebiyat, basın sansür edildi, baskı altına alındı. Türkiye’nin sosyolojisini değiştirecek ilk adımlar o dönemde atıldı. Türkiye, kitap okumaktan, kendini ifade etmekten korkan insanların ülkesi oldu.
 
1980’den beri Cumhuriyet mirası ve kültürü adım adım yok edilirken, popüler kültür ve islamcı değerler yükseldi.
Değişen düşünce tarzı ve kurulan yeni dil, referanslarını dinden alan kamusal yaşamı ve cemaat toplumunu ifade ederken, popüler kültür, günlük hayatı satıhlaştırdı.
 
Bu binyılın başında, Türkiye, İslamcılara altın tepside sunuldu.
2002’de AKP iktidara geldiğinde, sıra, üniter devleti önce itibarsızlaştırmaya, ardından da yıkmaya gelmişti. Laiklik ilkesi, “laikçilik” olmuştu. Modern Cumhuriyet ve ulus bilinci, statüko olarak tarif edilmişti. Kamusal yaşam çöküyordu.
Popülizme dayalı vasatlar rejimi, Cumhuriyet Aydınlanmasının dayandığı bütün kavramların ve değerlerin içini boşalttı. Halk dalkavukluğu yapılırken Entelektüelizm ve elitizm alay konusu edildi. Yarım akıllı çoluk çocuk ekrana çıkarıldı, Cumhuriyet’in yüzyıllık birikimiyle alay etsin diye… Dünyadaki değişimden tek anlayabildikleri, postmodernizmin yapı yıkıcı çözümlemeleri… Onu da yanlış anladıkları aşikâr… Yarı aydınların akıl erdireceği işler değil bunlar…
Hal böyle olunca, entelektüeline, elitine sahip çıkamayan toplum olarak, dünya liginde hızla gerilemeye başladık.
 
Vasatlar rejiminde, içi boşalan kavramların bilgiyle bağları koparılınca, bilen bilmeyen herkes, her aklına geleni söylemeye başladı. O kadar ki, AKP’liler, kendilerini “muhafazakâr devrimci” olarak adlandırabildiler. Bilgisizlik cüretlerini artırdı...
İslamcı cenahın yarım yamalak profesörleri, Aydınlanma ve moderniteye saldırmayı iş edindiler. İslamcılar, bu saldırıların kendilerini de bitireceğinin farkında değiller.
Post modern düşünce, modernitenin üstüne inşa edildi. Postmodernistlerin yıkmadıkları düşünce ve fikir sayısı, yıktıklarından çok daha fazladır. Dahası, Belirsizin bilimi, Cumhuriyet Aydınlanmasını yıkmaya çalışan İslamcıların söylediği hiçbir şeyi doğrulamıyor.
 
“Bir elinde bilgisayar, bir elinde Kuran, umurunda mı dünya!” kafasıyla “Yeni Türkiye” inşa eden Erdoğan gençliği, bilgi toplumunun hiçbir yerinde yok.
Bilişim teknolojilerinde dışa bağımlı bir ülkeyiz. Kredi kartına 10 taksitle alınan bilgisayarlar sadece tüketim toplumunun “hayırlı” işlerindendir…
 
“Her şeyin hayırlısı” kafası iş başında, ülke cehaletten kırılıyor ama ne gam; Nasıl olsa hayırlısını Allah veriyor… Vermiyorsa, nasip değilmiş… Kaza ise, o da kötü kaderdendir…
Bu kafa, ülkenin başına gelmiş en kötü şeydir. Artık yetişen insanlarımız, tuz ruhu ile çamaşır suyu karışınca ortaya çıkacak kimyasal tepkimeyi bilmiyor ama çıkan gazdan zehirlenince edeceği duayı biliyor. Yoksul halkın önceliği dua etmektir. Sorgulamak, itaatsizliktir.
Her şey Allah’tan… Düşen asansörde ölen işçiler, madende ölen işçiler, denizde sala binip bir daha dönemeyen çocuklar, damperli kamyon çarpınca yıkılan köprü, piknik yaparken baraj sularının altında kalarak boğulan insanlar, kadın cinayetleri, çocuk evlilikleri, her sokağa giren uyuşturucu, cinayet gibi trafik kazaları… Her şey Allah’tan…
 
Okul binası inşa etmekle, okul açmanın aynı şey olduğunu zanneden kafalar, içinde eğitim ve öğretim olmayan okullarda okuyan çocuklarla post modern bir cehalet dönemini başlattılar.
Her şehre Üniversite kurmanın iyi bir şey olduğuna inanan “muhafazakâr devrimciler” yeni binalar yaptılar ve akademik formasyonu tartışmalı öğretim üyelerini içeri doldurup üniversiteler açtılar. İçinde üniversiter öğretim yapılmayan bu binalara doluşan çocuklara durmadan diploma veriyorlar. Ne işe yarayacaksa!
 
Çökertilen kamusal alanı İslami değerlerle bezeme girişiminin faturası çok ağır oldu; ülke üç parça….
Birbirimizi anlayacağımız ortak bir dil kurulamıyor, ortak değerler oluşmuyor, ortak hayallerimiz yok… Asgari müştereklerimizi yok ettiler.
Aynı topraklar üstünde bir arada yaşamak için nedenlerimiz vardı; Şimdi, ayrılmak için nedenlerimizin daha çok olduğunu düşünmeye başladık.
 
İslamcı iktidar, Cumhuriyet kurmayı oyun zannediyor. “Ben yaptım oldu” zihniyetiyle işlerin yürüyeceğini zanneden “muhafazakâr devrimci” islamcılar, Türklerin tarihinde kötü bir sayfa açtılar.
Atatürk’ü ve Cumhuriyet Aydınlanmasını yok sayarak başlatılan restorasyon hareketinin Yeni Türkiye’si ve sosyolojisi, Erdoğan’ın evlerinde zor zapt ettiği %/50’den ötesini bağlamıyor.
Kürtlere gelince, bir sonraki durakta inmek üzere bu tramvaya binebilirler…
 
 
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva