İzmir gibi İstanbul, hayali bile zor!

İstanbul gibi İzmir, aman Allah korusun!

Demek ki…

Tercihimiz, “İzmir gibi İstanbul”…

O zaman…

Yenilenecek İstanbul Büyükşehir Seçimi için…

Ha’di yollara…

Kiminle?

İzmirli siyasilerle, milletvekilleri ile…

Onlar zaten “hazır” asker…

Başka, başka?

Belediye başkanları mesela…

Havaya girdiler bile…

Sosyal medyadan olaya müdahil oluyorlar…

Turizmin kafa ilçe belediye reisleri…

Son derece anlamlı ve esprili bir yolla…

Kolayı bulmuş, “23 Haziran’da Kapalıyız” duyuruları yapıyorlar…

Çeşme’de böyle…

Bodrum’da, Bozcaada’da, Alanya’da, Ayvalık’ta böyle…

Eskişehir’de, Mersin’de böyle…

Kalp’ten “Gelmeyin…” diyorlar, İstanbullular’a…

“Size 364 gün kapımız açık… Ama bir güncük (23 Haziran) evinizde kalın, oyunuzu kullanın…” mesajı veriyorlar…

Ama…

Bir meslek grubu çatısı var ki İzmir’de…

Neredeyse…

“23 Haziran” için…

Adeta kendini paralıyor…

***

İzmir Barosu’dur, bu meslek grubu çatısının adı…

İstanbul seçiminin iptalinin hemen arkasından…

“Demokrasi Nöbeti”ne başladılar, anında…

Umudu “söndürmemek” adına…

Önce nöbet, sonra eylem…

Seçimden bir gün önce İstanbul’a gidip sandıkları koruyacaklar…

İzmir Barosu’nun bu atağına…

Daha ilk günden 150 avukat, “Ben de varım” diye başvurdu…

Rekordur bu…

Hani, derler ya:

“Davulun sesi uzaktan hoş gelir” diye…

Aynen öyle, şu mesajı gönderiyorlar İstanbul’a:

“Biz Çoban Ateşi’ni yaktık, sıra sizde…”

***

Tempoya bakar mısınız?

YSK, seçimleri iptal etti, birkaç saat sonra…

İzmir Barosu Yönetim Kurulu olağanüstü toplandı…

“Demokrasi Nöbeti”nin başlamasına karar verdi…

İzmir’de simge oldular ama…

Şunu demeyi de unutmadılar:

“Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları hukuka küsmemelidirler... İzmir Barosu halkımızdaki umudun da savunmanı olarak görev başındadır…”

Etikete bakar mısınız?

“Umudun Savunmanı”…

Ne ilginç bir ifade biçimi…

Peki…

“Umudun Savunmanı” olur mu?

Neden olmasın…

Birileri, “bile bile lades” derken…

Sizi, bizi, hepimizi…

Ayakta tutan tek şey “umut etmek” değil midir?

O zaman?

Umudun da bir savunanı olmalı…

İşte tam bu sırada…

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel…

Bu kadim kente yaşayan herkesi…

Taaa 23 Haziran’a kadar her akşam…

Bir saatliğine de olsa…

İzmir Barosu önünde “Demokrasi Nöbeti”ne çağırıyor…

Hangi görevle?

Bu kez…

“Umudun Savunmanı” olarak…

Bu kez cüppe’ye gerek yok…

***

Diyor ki, İzmir Barosu’nun Başkanı Avukat Özkan Yücel…

Ki, hatırda kalmalıdır bu sözler…

İzmir’de ve dahi İstanbul dışında nerede yaşıyorsanız:

“Bekle İstanbul, senin için geliyoruz… İzmir Barosu Başkanı olmaktan hiç bu kadar çok gurur duymamıştım… İlk gün çağrımıza yüzlerce meslektaşımız yanıt verdi… Bir açıklama yaptık, (Sandıklar için gideceğiz, gönüllü avukatlar bekliyoruz) dedik… Bir kaç saat içinde yüzlerce meslektaşımız başvurdu… İstanbul ve demokrasi, İzmir Barosu avukatlarına da emanet…”

***

İzmir Baro Başkanı Av. Yücel’e göre…

“Alınan karar tarih önünde hükümsüzdür…”

Ayrıca…

“Cumhuriyetin ve demokrasinin kalesi İzmir bu süreçte İstanbul halkını yalnız bırakmayacaktır…”

Ve hepsinden önemlisi…

“Türkiye bugüne dek yetiştirdiği bağımsız ve özgür hukukçuları ile bu girdaptan kurtulacaktır…”

***

“Çoban Ateşi” yakan İzmir Barosu’nun bi’işaretiyle…

“Demokrasi Nöbeti”ne katılanların bir kısmı…

Seçimden iki gün önce İstanbul’a gidecek…

Sandıklarda nöbet tutmak için…

***

Bitiriyoruz…

Nazım Hikmet’in “Umut” şiirinin son satırlarıyla:

“İşler atom reaktörleri işler,
Yapma aylar geçer güneş doğarken…
Ve güneş doğarken hiç umut yok mu?
Umut, umut, umut…
Umut insanda…”

Nokta!