Tayfun MARO
Ülkenin geleceğine dair kaygılarımız var
25 Eylül 2019 Çarşamba

1980-2019 Cumhuriyet’in çözülüş dönemi üzerine tartışırken, Cumhuriyet’in kuruluş sonrası 1938-50, 1950-60, 1960-71 ve 1971-80 dönemlerinin etkilerini yok saymak mümkün değildir. Ancak, yeri geldikçe kısa göndermeler yapmak yeterli olmalı, diye düşünüyorum.

Niyetim, Kapitalist sistemin periferisinde yer alan Türkiye’nin ulusal ve uluslararası ölçekte geçirdiği değişimlerin ışığında, 1980-2019 döneminde olan biteni hatırlatmaktır.

12 Eylül, Cumhuriyet devrimi için bir milattır. Çünkü Cumhuriyet devrimi 12 Eylül rejimine teslim oldu. Hakeza burjuvazisi de dış dinamiklere bütünüyle teslim oldu. Burjuvazi, ulusal yararı savunacak kadar milli olmadığı gibi güçlü de değildi.

Burjuvazinin bu zaafının başka kritik sonuçları da oldu. Seksen darbesi ve sonrasında, burjuvazinin ülke düzeyinde sosyoekonomik ve siyasal koşulların belirlenmesinde etkin olamaması, vasatlaşmanın da önünü açtı.

Uluslararası sistemin periferisinde, 24 Ocak kararlarıyla üretimden uzaklaşması sonucu sıkışıp kalan Türkiye, o dönemde yaptığı hatanın bir benzerini bir kere daha mı yapıyor?

Çünkü Türkiye, Dünya sisteminin neresinde duracağına karar vereceği yeni bir kritik dönemden geçiyor.

Ve böyle bir dönemden geçerken yine Türkiye-Rusya ilişkileri belirleyici rol oynayacak; ellili, yetmişli yıllarda olduğu gibi…

Biliyoruz ki, ikibinli yıllarda, Türkiye’nin dış politikasında, Türkiye-Rusya ilişkileri bağlamında bir değişim yaşandı ve Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde bazı kırılmalar oldu.

Türkiye-Rusya-İran hattında oluşturulan Suriye ve Irak politikaları ile Türkiye-ABD-AB hattında izlenen Ortadoğu politikası, Kürdistan tercihinde buluşmuyor.

Birinci hat, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü savunuyor. İkinci hat ise, Kürdistan bölgesi oluşturmak konusunda kararlı görünüyor.

Bu iki hat arasında sıkışıp kalan Türkiye ne yapacak?

Geçen yüzyılda, Balkanlar etkisi Türkiye sınırlarına dayanmıştı.

Türkiye gibi etnik yapısı hayli zengin bir ülkenin Balkanlar’da yaşanan ayrışmadan etkilenmesi olağandır. Öyle de oldu. Postmodern yaklaşımlar ve mikro milliyetçilik ülkeyi din ve etnisite gruplarının etki alanına soktu. Kimlik siyaseti öne çıktı.

Bilgi toplumunu ıskalamak ve üretimsizlik; bu iki dert Türkiye’nin önündeki çözüm yollarını elan bulanıklaştırıyor. Gerek sol cenahın ve sosyal demokratların gerekse muhafazakârların ve islamcıların kullandığı dil, gelecek için umut vermiyor.

Üç kıtanın kavşağında, sosyal varlığımız köprü üstünde şuursuz ve amaçsız bekleşen kalabalığa dönüşmeden, toplumsal mutabakatı yeniden inşa edecek adımlar atmak zorundayız. Aksi halde, uluslararası sistemin içinden geçtiği derin kriz, ülkeyi yerle bir edecek.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Lombak 25 Eylül 2019 Çarşamba 13:05

Siyaseti rahatlacak ekonomik iyileşmedir. Yeni ekonomik modelde mutabakat sağlar yol almaya başlarsak toplum da rahatlar. Küreselci medyamız 24 Ocak 1980 kararlarını halkın gözünden kaçırıp yıllarca 12 Eylül darbesine yoğunlaştı. Oysa üretimsizlik ve borç batağının sebebi ekonomik modeldir siyasi rejimler değil.

Yorumu oyla      4      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva