‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ demiş ya Atatürk.

O cümle belki bir de ‘akıllı’yı eklemesi gerekirdi.

Hem de bugünlerde fazlasıyla ihtiyacımız olan bu şeye.

**

Türkiye’nin gol kralı belediye otobüsünde şoföre dalar.

Barcelona’dan belediye takımına paraşütsüz düşen bay ’10 numara’ ise uçakta gazeteciye yumruk atar, barı karıştırıp şarkıcı döver.

Ve bu liste uzar gider.

Son derbide yaşananları da üst üste koyduğumuzda bu ‘akıllı’ların aklını alacak bir ‘deli’nin varlığı olmadığı sürece bu devran böyle süreceğe benzer.

**

Tam da "bizi düzene sokacak bir deli yok mu?" derken Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan’ın her sene yaptığı çıkışların bir yenisini daha gördük.

Kulübün alt takımı olan Niğde Anadolu Futbol Kulübü’nde oyuncuların sigara içmesine sinirlenen Özkan, az daha kulübün kapısını kilidi koyuverecekti.

Dedi ki Özkan, “"Lojman kapatılacak. Herkes kendisine ev tutacak. Yemek de yok, dışarıda fast food mu yerler, ikişer porsiyon döner mi yerler, artık kendileri bilirler. Lojman yanında yapmış olduğumuz 'fitness salonu' da kapatılacak. Niğde'de özel fitness salonları var. Hepsini yeni aldığımız tüm fitness aletleri İzmir'e taşınacak. Altınordu Futbol Akademisi bünyesinde kullanılacak."

Özkan, ayrıca “Altınordu A Takımı’nda da sigara içen varsa kulübü hemen terk etsin” dedi.

**

Türk futbolunun adam olması için galiba böyle bir deliliğe ihtiyaç var.

Akıl, deliliğin zıddı demektir. Öyleyse delilik toplum düzeni için şarttır…

Ve bu zıtların birliği bütün güzelliklere hayat veren birlikteliktir…

Bu memlekette futbolun en güzelini, en ahlaklısını, en yakışıklısını oynatmak için uğraşan, didinen insanları daha fazla çıldırtmadan bir yol bulmak gerek…

Eğer ki deliler taşın altına elini koymaz ise…

Buyrun cenaze namazına…