Tayfun MARO
Siyaset irtifa kaybediyor
5 Mart 2015 Perşembe

Toplumda siyasetçiye olan güven git gide azalırken, genç kuşakların parlamenter sisteme dayalı siyaset biçimiyle arasına koyduğu mesafe de açılıyor.
Bu durumu saptamak için anketlere falan ihtiyaç yok; Mahallenizde rastladığınız tanıdık tanımadık kime sorsanız, iktidarına da, muhalefetine de ateş püskürdüklerini göreceksiniz.
Türkiye’de siyaset irtifa kaybediyor, giderek büyüyen iktidar ve muhalefet sorunundan kaynaklanan bu düşüş, toplumda çaresizliği ve umutsuzluğu besliyor.
 
Başlangıçta iktidarın çevreyi merkeze taşımak iddiasıyla oluşturduğu politikalar çok prim yapmıştı. Yoksullar hibelerle ihya ediliyordu. İktidar, borç harç, orta sınıfın harcama gücünü artırarak güvenini kazanmıştı. Burjuvazi, her istediğini yerine getiren AKP iktidarından hayli memnundu.
Fakat ikinci iktidar döneminin ardından, AKP’nin küresel hedeflerden uzaklaştığını gören İstanbul burjuvazisi ve liberaller desteğini çekti.
Son yıllarda, mütedeyyinler de AKP’ye ve Erdoğan’a eskisi kadar inanmıyorlar, güvenmiyorlar.
 
AKP iktidarının inancı siyasallaştırma arzusu ve toplumu islamda birleştirme politikası başarılı olmadı. Buna karşın, böl ve yönet politikaları başarılı oldu. O kadar başarılı oldu ki, sonunda toplumda ayrışmalar derinleşmeye başladı.  
İktidarın kendi burjuvazisini ve medyasını yaratma girişimi ise yüzüne gözüne bulaşmış durumda.
Ayyuka çıkan yolsuzlukların yanı sıra geçim sıkıntısı çekmeye başlayan halk, alternatifini bulduğu anda AKP’den desteğini çekmeye hazır.
Bu riskin önünü almak için, Cumhurbaşkanı tarafından yürütüleceği şimdiden belli olan AKP’nin seçim kampanyasında, “Türk usulü” başkanlık sistemi gündem yapılacak.
 
Türkiye kötü yönetiliyor. Toplum etkili muhalefet istiyor. Ancak, Meclis’te etkili muhalefet yapıldığını söylemek çok zor. Çünkü milletvekilleri yurttaşın değil ama kendilerini Meclis’e taşıyan liderlerinin gözünün içine bakarak hareket ediyorlar. Tuhaf gelebilir ama Kemal Kılıçdaroğlu da bu durumdan şikâyetçi…
 
Ana muhalefette CHP ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabildi; Sıkışıp kaldığı kıyılarda verdiği bölge partisi görünümünden kurtulmak için başlattığı değişim süreci, henüz umulan sonucu vermiş değil.
CHP’de yaşanan sorunu şöyle özetlemek mümkün; Sosyal demokrasi ve CHP bir türlü örtüşemiyor. Sosyal demokrat siyasetin ve sosyal devletin küresel dünya düzeni koşullarında nasıl şekilleneceği ve CHP’nin siyaset biçimine nasıl yansıyacağı gibi kritik meselelerde zihinler bulanık.
MHP’ye gelince, nostaljik çağrışımlar yapan parti görünümünde... Milliyetçilik tezlerini yeniden gözden geçirmeyi düşünmediği sürece, kendini kapattığı dar alanda siyaset yapacak.
HDP hariç sol yelpazede yer alan partileri, oy kaygıları olmadığından, farklı değerlendirmek gerekiyor. Onların siyasette irtifa kaybına neden olduklarını söylemek haksızlık olur.
Kemalizm, milliyetçilik ve antiemperyalizm tezleri üstüne inşa ettiği siyasal programıyla Vatan (İşçi) Partisi’nin sol yelpazedeki yeri her ne kadar tartışılıyorsa da, sol siyasetin neresinde durduğunu tartışmak bu yazının konusu değil; Ama CHP ve MHP’den oy almak gibi bir misyonu olduğu görülüyor.
 Sol cenahta, HDP ve Birleşik Haziran Hareketi, Haziran başında yapılacak seçimlere çok farklı bir dinamizm getirmeye aday. Bu dinamizmin seçim sonuçlarına muhtemel etkilerini çok tartışacağız.
Mart ve Nisan aylarında meydana gelmesi muhtemel olayları ve siyasal gelişmeleri doğru yönetmesi halinde, HDP’nin, seçimlerin kilit partisi konumuna geleceğini düşünüyorum.
 
Türkiye seçimlere gidiyor; ülkede siyaset manzaraları umuttan ziyade kaygı veriyor. Kaygılıyız, çünkü AKP oyunun kurallarını değiştirmek arzusunda, Erdoğan’a ülkeyi altın tepside sunmak için…
Elbet de köklü bir değişim zarureti ortaya çıkmıştır. Devletin yapısal sorunları var. Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini konuşmaya ihtiyaç var. Kamusal alanda sıkıntı var. Parlamenter rejimde ve temsilde sorun var. Kuvvetler ayrılığında sorun var. Seçim Yasasında, Siyasi Partiler Yasasında sorun var. Dış politikada sorun var…
Kısacası, çözüm bekleyen çok fazla çetrefil sorun var ve bunları konuşmaya fazlasıyla ihtiyacımız var.
Bir tek Erdoğan’ın “Türk Usulü Başkanlık” sistemine ve “kutsal dava” dayatmasına ihtiyacımız yok.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva