Harun ÖZDEMİR
Nezihe Muhittin’e saygı
2 Nisan 2012 Pazartesi

Türkiye muhafazakarlığı, tarihsel ve toplumsal gerçeklikle sıkı sıkıya bağlıdır. Muhafazakar gündemde yer alabilecek her yeniliğin, tarihle az da olsa bir bağı kurulabilmelidir. Ayrıca yenilik yapılacak konuda toplumsal talebin de yüksel olması gerekir. Bu iki temel kural, Türkiye muhafazakarlığının olmazsa olmazıdır.

Tanzimatla başlayan, I. Meşrutiyetle çiçek açan ve II. Meşrutiyette olgunlaşan kadın hakları mücadelesi, her konuda kendini öncelikle İslamî kaynaklarla, sonra da tarihsel ve toplumsal gerçeklerle temellendirmeye çalıştı.
Buna rağmen birçok engelle karşılaştı.
Savunular kitaba uygun olsa da, geleneklere aykırıydı. Çünkü savunuların tarihle bağlantısı uzun zaman önce kopmuştu.
Dünyanın koşulları kadın haklarına doğru bir gelişme içindeydi ama Osmanlı toplumsal gerçekleri açısından bakıldığında, tezler çok da ikna edici bulunmuyordu, erkek egemenler tarafından.
II. Meşrutiyetle başlayan ve Cumhuriyetle devam eden süreç çok sancılıydı. Yenilik talepleriyle tutuculuk, çoğu kez birlikte ve kol kolaydı. Paradoksu ve çelişkisi olmayan, hemen hemen hiç kimse yoktu.
Bu dönemde kadın hakları, yeniden kitapla ve tarihle irtibatlandırılmaya çalışılıyordu. Dünyadaki gelişmelerin Osmanlı toplumunu hangi mecburiyetlere zorlayacağına değiniliyordu, geri kalmışlıktan kurtulma mücadelesinde kadına düşen görevlere vurgular yapılıyordu, eğitimde, sağlıkta, çalışma hayatında, siyasette görevler isteniyordu….
Sadece İstanbul’da kadınlar tarafından kurulan 40 dernek vardı. Bu dernekler çevresinde yayın yapan onlarca dergide, erkekler tarafından yorumlanmış İslami anlayışlar, meri hukuk ve gelenekler eleştiriliyor ve karşı yeni tezler ileri sürülüyordu.
***
Cumhuriyet ilan edilmeden aylar önce, 16 Haziran 1923 yılında iyi eğitim almış, eli kalem tutan, doğu batı dillerinden çeviri yapabilen, kadın hakları mücadelesinin öcüsü bir grup kadın, İstanbul’da bir araya gelerek Cumhuriyetin ilk partisini kurma kararı alırlar ve dilekçelerini İstanbul valiliğine teslim ederler. Nezihe Muhittin başkanlığında kurulan Kadınlar Halk Fırkası, Türkiye’nin ilk partisidir. Basında geniş yankı bulur. Uzun süre tartışılan, bazılarınca çok önemli bulunan, bazılarınca da, örneğin Cumhuriyet Gazetesi ve Akbaba mizah dergisince de alaya alınan bu parti, 8 ay geçtikten sonra “…kadınların seçme ve seçilme hakları olmadığından…” gibi gerekçelerle kurulmasına izni verilmez.
Nezihe Muhittin ve arkadaşları kendilerini Mustafa Kemal Paşa’ya kabul ettiremezler.
Mücadeleden yılmayan Kadılar Halk Fırkası girişimcileri bu kez Türk Kadınlar Birliğini kurarlar. Aynı kadro genişleyerek bu kez dernek çatısı altında mücadeleye devam ederler. Çıkardıkları dergiler, yazdıkları romanlar ve makalelerle kendilerini ifade etmeye çalışırlar. İstanbul’da Dünya Feministler Kongresine ev sahipliği yaparlar.
Her konuda devrimci olanlar konu kadına gelince tuta bildikleri kadar tutucu olurlar.
Başta Nezihe Muhittin, maddi ve manevi işkencelere uğrar. 1927 yılında dernek binası polis tarafından basılır, yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla hakkında davalar açılır, dernek kapatılır ve 1929’daki aftan yararlanarak kurtulur.
Bundan sonraki yıllar Nezihe Muhittin için çok zor geçer. Susması ve otur oturduğun yerde otur, öğüdünü dinlemesi istenir… Açılan davalar ve yapılan karalayıcı yayınlar Nezihe Muhittin’e başka bir seçenek bırakmaz.
1898’de doğan, oldukça tempolu ve trajik olaylarla dolu yaşamı 10 Şubat 1958’de akıl hastanesinde son buldu. Geride 20 roman, 300 öykü, senaryo, deneme, tiyatro eseri bırakır. Cenazesine Türk Kadınlar Birliği’nden kimse katılmaz.
Öyle olur ki, Nezihe Muhittin’i kimse hatırlamaz.
“Beden önce bir başkasının düşünmesine veya yapmasına tahammül edemem” kıskançlığı veya hastalığı, kim bilir, bu ülkede nice Nezihe Muhittinleri soldurdu.
Tımarhaneden biten bir yaşam karşısında insanın irkilmemesi, tüylerinin diken diken olmaması, sarsılmaması, insanlığından utanmaması mümkün müdür, ey düşmanlar!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 19 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Elif ÖZEL 5 Nisan 2012 Perşembe 20:00

SAYIN ALİ ROMAN araçsallaştırılıp istismar edilmeye karşıyım ,diyor.İstismar sözcüğü ne çok kullanılır oldu son zamanlarda.kendisi de takma maad,mahlas istismar ediyor gibime geliyor.Açıkça makale yazma yürekliliğini göstermesini ve aday olabilme yürekliliğini göstermesini istiyoruzç. Hazır Seçil hanım gibi sevenleri de varken...Sizisinerji yaratmaya bekliyoruz , sevgi dilinden ne kadar anladğınız konusunda çekincelerimiz olsa da...

Yorumu oyla      12      5  
neşe aygüneş 5 Nisan 2012 Perşembe 18:24

Ben Ali Roman Bey'e haksızlık edildiğini düşünüyorum ve benim haksızlığa uğrayanlara zaafım var:) Ali Roman Bey'le karşılaşırsam, bir CHP'li ve modern bir İzmirli bayan olarak onun ellerini tutup "Sen haksizliğa uğruyorsan, senin de yanında olurum" ya da "Kadınım ama senin yanında olabilir, senin hakkını da savunabilirim" demeyi çok isterdim. Bence Ali Roman Beyin buna çok ihtiyacı var

Yorumu oyla      12      5  
Metin Arat 5 Nisan 2012 Perşembe 14:52

Ali Roman'ın son yorumundan şunu çıkardım, kendisi Adil Düzen'i bilen ve Adil Düzen'in BARIŞ DÜZENİ olduğunu da bilen ve Adil Düzen'in anayasa teklifinin 1. maddesinin "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, Laik, Sosyal, Liberal bir Hukuk Devletidir" olduğunu okumuş ve bilen biri. Harun Beyleri İstanbul'da yaşamama rağmen bilen ve Adil Düzen çalışmalarının merkezinde çalışmalar yaptığını da bilen biriyim. Bu YEZİD lik İslam dünyasının gerçekten başına bela bir gelenek. Yezid ölse de YEZİDLİK ölmüyor

Yorumu oyla      15      5  
Erbil HATIRLI 5 Nisan 2012 Perşembe 10:39

Yunus ve Mete kardeşimin yorumları mükemmel. Harun Hocam yine can alıcı bir konuyu gündeme getirmekle kalitesini ortaya koymuş. Tebrikler.

Yorumu oyla      16      5  
Seçil 5 Nisan 2012 Perşembe 08:52

Ali roman siyasi mesajlar vermeye başladı başkanmısın yoksa başkan adayımısın Neşe Ablam sana engelmi oldu basın toplantısı yaparsan önceden duyur destek vermesemde sana canım diyorum.

Yorumu oyla      16      5  
YUNUS DEMİR 4 Nisan 2012 Çarşamba 21:33

İzmirin siyasette aktif olan bir tane kadın siyasetçisi yok ama Maşallah Bayan Manken piyasasında İzmir hep 1 numara. Mete isimli yorumcu MUHTEŞEM bir analiz yapmış. İzmire bu platformda 1 numara olmak yakışıyormu yakışmıyormu tartışmak lazım. Saygı ve selam ile.

Yorumu oyla      15      5  
Ali ROMAN 4 Nisan 2012 Çarşamba 19:37

Ali ROMAN KADINA DA,ERKEĞE DE KARŞI DEĞİL; ALİ ROMAN İNSANLARIN DOĞULU-BATILI,GÜNEYLİ-KUZEYLİ, ALEVİ-SÜNNİ,SAĞCI-SOLCU,LİBERAL-MUHAFAZAKAR-SOSYAL DEMOKRAT-MİLLİYETÇİ-AYRILIKÇI, MELE-ENTEL, İZMİRLİ-TÜRKİYELİ, SOYLU-HALK, DİNCİ-BİLİMCİ ayrıştırmasına ve karşıt konumlandırmasına karşı.Bir de bu unsurların araçsallaştırılıp istismar edilmesine karşı. "Çoğulculuk içinde birliktelik ve bütünlük. Konsorsyumu büyüt,sinerji yarat, uzlaş, barış,güven ve sevgiyi yaygınlaştır."Diyeceğim budur.SAYGILARIMLA

Yorumu oyla      11      10  
Seçil 4 Nisan 2012 Çarşamba 12:47

Ali roman bize karşı ama biz onu da seviyoruz canım diyoruz ona.

Yorumu oyla      17      5  
derya toplar 4 Nisan 2012 Çarşamba 00:39

ALİ ROMAN KESİN CHP Lİ NRDRN Mİ?KADIN DÜŞMANI DA ONDAN

Yorumu oyla      17      5  
Refika Çukacı 3 Nisan 2012 Salı 20:16

"Kocamdır, hem sever hem de döver" diye bir söz vardır hakkını arayamamış, hakkı arattırılmamış kadınların. Ali Roman da yazarın dost-düşman sözü için bunu söyleyebilir; "Yazar bu, döver de sever de":))))

Yorumu oyla      18      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sönmeyen yıldız!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bu adam yine mi başkan seçilecek?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Paradigma çökmesi bir gerçek
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi ve yeni dengeler…
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birleşik Krallık ve ahlaki çöküntü
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Maymunlar Cehennemi ve Cujo
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva