Sanki gök gürüldüyor. Alkışlar,alkışlar,alkışlar…
Kelli felli, koca koca adamlar, kadınlar ayakta alkışlıyorlar. Bravo, yaşa sesleri ortalığı inletiyor. Görevlerini yapıyorlar, ellerini birbirine çırpıyorlar. Her taraf vıcık vıcık yağ…

-Neresi mi?
Bazen cumhurbaşkanlığı sarayı, bazen partilerin TBMM’deki grup odaları, bazen meslek kuruluşlarının genel kurul salonu gibi… Say sayabildiğin kadar… 
Sarayın salonu tıklım tıklım dolu. Cumhurbaşkanı; 19. Muhtarlar toplantısında; Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin yayınladığı, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine yükleniyor:
“Yani önünde bir profesör, bir doçent bilmem ne olması kimseyi aydın yapmaz, bunlar kapkaranlık insanlardır. Bunlar zalimdir, alçaktır, katliam yapanlarla birlikte onlarda ayni suçu işlemişlerdir… Alkış, gürültü, kıyamet…

“Çeyrek porsiyon aydın bunlar”…Bravo, yaşa, nurol…
Sıra muhalefet liderinde:
“Cahil ve ahlaksız olduğunu bildiğim için cevap vermemek gerek ama bazı insanlar vardır ki yüzüne tükürsen yağmur yağıyor sanır, Bu da böyle pişkin bir tip. Serseri mayın gibi… Namus ve şeref fukarası”… 
Alkışlar, alkışlar, alkışlar…
“Milletin bile saymadığı bu zatı ben neden adam yerine koyayım ki”…
- Allah seni başımızdan eksik etmesin…
Amin…
Alkışlar, alkışlar, alkışlar…
7 haziran genel seçimlerinde millet AKP yi tek başına iktidar yapmamış…Muhalefetten birini TBMM başkanı seçmek, hükümeti kurmak, yolsuzlukları yapanları yüce divana göndermek, muhalefetin elinde.
-Görüşelim:
 -Hayır… 
-TBMM başkanını seçelim,
-Hayır…
-Ortak Hükümeti kuralım , 
-Hayır…
-Sen başbakan ol,
 -Hayır... 1 Kasım seçimlerinde MHP nin oyu %16.29 dan, %11.90'a düşerek, 1.825.870 seçmen kaybetmiş, 80 olan milletvekili sayısı 40'a inmiş. Bahçeli milletvekillerinin alkışları arasında kürsüden haykırıyor: “Yıkılmadık ayaktayız. Yıkılacak bir şey yok. Alayı birden havasını aldılar.” Alkışlar, alkışlar,alkışlar…

“Partimizin tüm kadroları görevinin başındadır.” Alkışlar, alkışlar, alkışlar…
Her türlü engellemeye her türlü zorlama ve karşı propagandaya rağmen TBMM'de 40 yiğit Türk milliyetçisi milletvekili ile temsil edilmekteyiz.” Yaşa, bravo, Varol, alkışlar, alkışlar, alkışlar…

AKP 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki 5 aylık dönemde oylarını 4.5 milyon arttırarak 258 olan milletvekili sayısını 317 ye yükselterek tek başına iktidar olurken; ana muhalefet partisi CHP, 132 olan milletvekili sayısını ancak 134'e çıkaran CHP lideri:  
“CHP de yaşanan değişim olumludur ve devam edecektir.” Alkışlar, alkışlar, alkışlar…
“Ortaya çıkan tablo, CHP'nin sorumluluğunu çok daha ileriye taşımıştır.” Çok doğru, yerinde tespit bravo. Alkışlar, alkışlar, alkışlar...

Bizim oyumuz da, milletvekili sayımızda artmıştır.” Alkışlar, alkışlar, alkışlar…
Toplum olarak elimiz alkışa çok alışmış. Yerli yersiz, doğru yanlış demeden, sorgulamadan her şeyi alkışlıyoruz. Yürümesini bilmeyen mankeni, Türkçesi bozuk sunucuyu, bet sesli şarkıcıyı, yetersiz politikacıları hepsini ama hepsini milletçe alkışlıyoruz…
Bu ülkede kürt sorunu vardır: Alkış…
Çözüm sürecini başlatıyoruz: Alkış….
Analar ağlamasın: Alkış…
Bu ülkede kürt sorunu yoktur. Alkış…
Çözüm süreci kalkmıştır: Alkış…
Analar ağlasın: Alkış…
Her çelişkinin, her yanlışın, sorgusuz, sualsiz bu kadar çok alkışlandığı, hesabının sorulmadığı ülkemizde, o müteahhit de çıkıp  “Bu milletin a...na koyacağız” der… Maalesef vardığımız nokta bu…

Peki, kimin sayesinde?..