Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Malûmu ilâm etmek
13 Haziran 2022 Pazartesi

Malûmu İlâmı, bir kuşak öncesi büyüklerimizin kullandığı bir deyim idi.Türkçe sözlükMalûmu İlâm Etmek “deyiminin “ Bilinen ve açık olan bir şeyi söylemeye, açıklamaya kalkmak" anlamına geldiğini yazıyor.

Şimdi bu deyimi neden anımsatmak gereğini duydum?

Geçtiğimiz günlerde Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi bir yazısında, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 5 Haziran 2022 günlü konuşmasından alıntı yaparak “Dövizi düşürmek için yüksek faiz artışı yapabilirdik. Ama o zaman üretim bundan olumsuz etkilenirdi. Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Yüksek faiz artışı yapardık. O zaman üretim dururdu. Kur korumalı TL’ye geçerek bir yandan doları frenledik. Diğer yandan üretimi ve büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor.” dediğini yazmıştı. Birçok ekonomist, bu açıklama üzerine yüksek enflasyonun bilinçli tercih edilerek dar gelirlilerin daha da fakirleştirildiğini ve orta sınıfın da yok edildiğini söyledi. Daha sonra da Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'den yanlış anlaşıldığını ifade eden yeni bir açıklama geldi.

Açık bir şekilde görülüyor ki gelinen nokta,Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra ağırlığının giderek artıran dışa bağımlı yeni-liberal ekonomi politikaların,daha doğrusu vahşi kapitalizminMalûmu İlâmı”.

Vahşi kapitalizm nasıl uygulandı?
Vahşi kapitalizm politikaları ile;“-Sermaye, mal ve hizmetler akışına çevre ulusal devletlerin koyduğu sınırlamalar gevşetildi ve azaltıldı. -Sıcak para hareketlerine konan sınırlamalar kaldırıldı. -Eskiyenteknoloji ve üretim birimleri, düşük ücretli çevre ülkelerine kaydırıldı. -Çevre ülkelerinde menkul kıymet borsaları kuruldu. -Sendikasızlaşmaya ivme verildi. -Sanayi,Tarım ve Hizmet gibi alanlarda halkın büyük bir çoğunluğu  için bir ölçüde görev yapan kamu şirketleri değişik araçlar kullanarak özelleştirildi.” Süreç devam ediyor.

Bu doğrultuda, iç pazara dönük ithal ikamesi modeli yerine ihracata yönelik sanayileşme modeli benimsendi.

1993 yılı ise  KiT'lerin tasfiyesinin ve/ ya da  özelleştirilmesinin yoğun olarak gündeme getirildiği bir yıl oldu.

Özal Hükümetlerinden sonra gelenler de özelleştirmede önemli adımlara attılar. İşin ilginç tarafı,Türkiye’de merkez sağ partiler ile birlikte TBMM’nde temsil edilen  iki merkez sol parti olan CHP ve DSP yönetimleri de özelleştirmeden yana görüş ve uygulamaları benimsemiş oldular .

Sözgelişi,50.DYP-CHP Hükümeti’nin Başbakanı Tansu Çiller; 1994 yılında özelleştirmeyi savunurken Kemalist Cumhuriyete cepheden saldırıyor “Kendi bölgesinde son sosyalist devleti yıkacağız", 10.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel; ”Devlet elindeki 100 milyar dolarlık tesisi özelleştirmediği sürece, bütçesini denkleştiremez. Devlete dayanarak ekonomiye artık hayır” , Demirel’in bu açıklamayı yaptığı günlerde Başbakan Bülent Ecevit, “Dünya Ekonomik Forumu’na katılmak üzere Davos’a giderken yanında, yabancı sermayeye satmak üzere 53 KİT’in tanıtım dosyası götürdü”. 58, 59 ve 60.Hükümetlerde Maliye Bakanlığı yapmış Kemal Unakıtan; “KİT’ler satılmasın diyenler var. Babalar gibi satarım. Parayı veren düdüğü çalar… Sümerbank’ı tarihten sildik”, R.Tayyip Erdoğan özelleştirme uygulamalarının hız kazandığı 2005 yılında, “Ekonomi mükemmel gidiyor… Özelleştirme yapmazsak halka ihanet etmiş oluruz… Erdemir’i yabancılara söz verdim, yerli firma olmaz” şeklinde açıklamalarda bulunuyorlardı.

Çok özetle gelinen nokta dışa bağımlı vahşi kapitalizmin  bir sonucu.

Ve bütün bu politikalar ile gelir dağılımında durum ne?

Türkiye’nin en zengin yüzde 10’u, gelirin yüzde 55’ini alırken, en yoksul yüzde 50’si ise gelirin sadece yüzde 12’sini alabiliyor.

Bunu görmeksizin ileri sürülen her önlem, geçici olacak.

Ne yapmalı?

Örneğin vergi düzenine bir göz atalım.

Adaletli bir vergi düzeni, kişi ve kurumların gelirleri ölçüsünde vergi ödemesidir. Vergi ödemede de iki yol var; doğrudan vergi(Gelir vergisi, Kurumlar vergisi, Servetten alınan vergiler gibi) ve dolaylı vergi (devletten alınan hizmetya da satın alınan mallara ödenen vergiler gibi.)

Dolaylı vergide zengin ya da fakir aynı düzeyde vergi öder. Sözgelişi; 100 bin liralık araba sahibi olanla 1 milyonluk araba sahibinin akaryakıta ödediği vergi aynıdır. Bu kapsamda, fakirden zengine  en büyük para  aktarımı bu yol ile olur.

Türkiye’de toplanan vergilerin kabaca dörtte üçü, dolaylı vergilerden oluşur. Bu oran, OECD ülkelerinde yüzde 30 dolayındadır.

İktidara talip olanlar acaba vergi politikası konusunda ne yapacaklar?

Çünkü yinelenirse “dolaylı vergiler; vergi yükünü geniş halk kesimlerinin, emekçilerinve  emeklilerin sırtına yüklemek”demektir.

İktidara talip olanlar kaynak arayışına girdiklerinde akıllarına; dış borç almak, özelleştirmeyi sürdürmek, zamlarla, kısaca dolaylı vergilerle faturayı emekçilere, yoksullara ve  işsizlere kesmek mi gelecek?

Vergi politikalarında köklü bir değişime gitmeyi göze alacaklar mı?

Evet,pazardadolaşmak, haklın nabzını tutmak güzel de bu sorulara nasıl cevap verecekler?

Ben merak ediyorum.

Biz daha iyi yönetiriz yaklaşımı doğru değil. Var olan vahşi kapitalizme karşı çıkmaksızın, bunun da başında gelen vergi sistemine karşı çıkmaksızın gelir dağılımını düzeltmek olası olabilir mi?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ahmet uysal 13 Haziran 2022 Pazartesi 15:37

Türkiyede tarım kanunsuz Olmaz.

Yorumu oyla      2      3  
Ahmet uysal 13 Haziran 2022 Pazartesi 15:36

Türkiyede tarım kanunla Buluşmadan Hiç kimse tarıma Çözüm bulamaz.çözüm kaf dağının Arkasında değil var olan kanunları Meşale 5200 s Birlik 1163 s koop eksikleri giderilerek başlamak gerek Yoksa feryat devam edecek...

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva