Birleşik Krallığın Alman asıllı İngiliz Kraliçesi geçtiğimiz hafta tahta çıkışının 70. Yılını kutladı. Milyonlarca insanın ellerinde bayraklarla, heyecanla izlediği 70. Yıl gösterilerinin çoğuna Kilise ayini dahil Kraliçe yaşı ve rahatsızlığı nedeniyle katılamadı, çocukları ve torunları onun adına tüm kutlamalarda yer aldı. Basında yer almayı seven Kraliyet ailesi hafta sonuna ekledikleri ulusal 2 günlük tatille 4 gün kutlamalar nedeniyle şık kıyafetleriyle basında bol bol yer aldı.

Uzun yıllardır kral olmayı bekleyen ancak annesinin bırakmadığı taht nedeniyle beklemeye devam eden Prens Charles’ın yıllar içindeki bu bekleme esnasında hayli yaşlandığı gözlerden kaçmadı. Ailenin 1917ye kadar soy ismi Almanca olan Saxe-Coburg-Gotha idi. 1917de İngiltere ve Almanya 1. Dünya savaşı esnasında düşman saflarda olduğundan ve bu Almanca soy ismin halkta güvensizlik yaratacağından dolayı soy isimleri Kraliçe’nin büyükbabası Kral 5. George tarafından İngilizce olan Windsor’a değiştirildi. Hatta 1800lerde yaşamış Kraliçe Victoria İngilizceyi Alman aksanıyla konuşurdu.

Avrupa’daki kraliyetlerin çoğunluğu iki Alman ailesinden gelmişlerdir: Schleswig-Holstein-Sonderburg-Glücksburg ve Saxe-Coburn-Gotha. Oysa Birinci dünya Savaşının sonunda,Kaiser 2. Wilhelm tahtan feragat ettiğinden bu yana Almanya’da Kraliyet ailesi yok. Kraliçe’nin kaybettiği eşi Edinburg Dükü Prens Philip ise Yunanistan ve Danimarka Prensi idi, İngiliz vatandaşı değildi. Yunan Kralının yeğeni olup, Korfu adasında doğmuştu. Yani, Prens Charles yarı Yunanlıdır.

Rivayete göre Prens Philip yemek yapmayı severdi ve İskoçyadaki Balmoral Kalesinde kaldıklarında çocukları için mangal yapardı. Torunlar ve eşleri William, Kate, Harry, Megan da yemek yapmayı sevdikleri ancak Kraliçe’nin mutfakla arasının pek olmadığı, fast food yemediği, kırk yılda bir burger yediği, hatta kebap bile yediği, çukulatayı çok sevdiği söylenmekte. Kraliçenin 20 şefi olduğu ve her gittiği yere onların da geldiği, her gece 23:00 de yattığı, sabah 7:30 da kalktığı belirtilmekte.

Protokola göre kraliçenin yemeği bittiğinde ve çatal bıçağı bıraktığında herkesin yemek yemeği bitirmesi, çatal bıçağı bırakması gerekmekte. Kraliçenin en sevdiği renk mavi, yine protokola göre odaya girme sırası da var, tahta en son çıkacak olanın odaya en son girmesi gibi. Bu nedenle Harry ve Megan odaya hep en son giren oluyormuş.

Bol havai fişekli, ışık gösterili, müzikli, haberli bir “Tahta 70. Yıl” kutlamaları arasında ben de bugün daha hafif ve Kraliçe hiç kebap yemiş mi gibi belki her zaman merak edilmeyen konulara girerek sizlere biraz İngiltere havası yollamak istedim. Yaklaşık 100 yıl önce kurulmuş bir Cumhuriyet’te yaşayan, büyümüş bizler için bu Monarşi öyküleri hayli değişik bir tatta olsa gerek…