Bu satırları yazarken CHP İl Kongresi başlamak üzereydi. Sonucunu beklemeden yazdım. Çünkü sonuç değişmeyecek. Yani il başkanı ve il yönetimi kimlerden oluşursa oluşsun, yeni bir anlayış ve yaklaşım ortaya çıkmayacak…

Çünkü yarışan ekipler, eskisi (çok eskisi) gibi, ekip veya grup olma gerekçesini belli bir anlayışa dayandırmıyor artık. Bugün şunun ekibi, yarın onunki. Sadece profesyonel konumlanmalar. Geçen kongrede sert bir şekilde karşı karşıya olanlar, bu kongrede kol kola olabiliyor. Tersi de doğru…

***

Parti örgütü profesyonel kişi ve grupların tahakkümü altında uzun süredir. Politikanın / siyasetin gerçek anlamını dikkate alarak siyaset yapmak fantezi gibi bir şey. İl yönetimi kimin ya da hangi ekibin kontrolünde olacak ya da kurultaya hangi ekip ağırlıklı delege gönderecek? Hesaplar bunun üzerine yapılıyor…

En çok tartışılan konular, tek aday doğru mu / demokratik mi ve il yönetimi ile kurultay delege adayları çarşaf liste mi yoksa blok liste mi olsun meselesi. Tabii ki, şekilsel olarak çok aday ve çarşaf liste esastır. Ama inanın demokrasi sadece bu şekilsellik sağlanacak bir şey değil.

Çünkü profesyonel ekipler ve premodern cemaatlerin parti örgütünde ağırlığı çok fazla… Bunlar çoğu zaman, özgür irade ve liyakate göre değil, ağalık usullerine veya cemaat/ekip dürtülerine göre hareket etmektedirler. Delege ağası bazen belediye başkanıdır bazen hemşerilik veya mezhep esaslı üye yığma/mobilize etme yeteneği olan kişidir…

***

Kongreye tek adayla gidiliyor son dakikada bir sürpriz olmazsa. Olsa da, kişilerin değişmesi dışında sonuç pek fark etmeyecek zaten.

Deniz Yücel’in başkanlığı korumasının en önemli nedeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tercihi gibi gözüküyor. Eski Başkan Aziz Kocaoğlu’nun geçen kongrede kolundan tutup, koltuğa oturttuğu Deniz Yücel’in siyasi kariyeri açısından kaderini, Muharrem İnce’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirmek için başlattığı imza kampanyasındaki tavrı belirledi…

O aşamada Deniz Yücel, kendini seçtiren Kocaoğlu’ndan farklı olarak Kılıçdaroğlu’nun yanında yer aldı. İmza sayıları dikkate alınırsa kritik bir rol de oynadı doğrusu…

İl Başkanı Yücel’in kaderinde tali de olsa rol oynayan diğer bir aşama, belediye başkanları adaya belirleme aşamasında, daha önce karşı karşıya olduğu Tuncay Özkan ile yakınlaşması oldu…

***

Daha uzatılabilir hikaye… Ama bu hikaye, bu kongreden yeni bir siyaset anlayışı çıkmayacağını göstermeye yeter. İster üç aday olsun isterse çarşaf liste. Doku bu hale geldi artık…

Oysa ki, İzmir’de uzun süredir yerel iktidarı elinde tutan bir partinin il kongresinden hem bölgesel sorunlar hakkında hem de genel merkez politikalarını besleyecek politik mesajlar çıkmalıydı…