Kıssadan hisse çıkarmak... bir deyim.

Bir öyküden, bir hikayeden, bir olaydan ders almak, ibret almak gibi...

Robert Irwın... İngiliz tarihçi, romancı ve yazar. Öğrenim sırasında İslamiyeti kabul etti. Çok sayıda da makaleler yazdı.

Binbir Gece Masalları üzerinde... Tanınmış bir uzman oldu.

Bu masallar İbni Haldun’un ünlü eseri Mukaddime’de anlatılanlar ;

Pirinç Şehir hikayelerinde kıssadan hisse alınacak bir bölüm var ki... Irwın bunu,

”İbni Haldun Entelektüel Bir Biyografi” kitabında anlatır...

‘421-438 yılları arasında Behram ibn Behram... Sasani Kralıdır.

Bir baykuşun ötüşünü... duyar.

Mobedhan İran Müftüsüdür. Kral bu ötüşün ne anlama geldiğini ona sorar.

Hoca, bu soruya cevap verir ama,

bir kıssayla...

Bir erkek baykuş bir dişi baykuşla evlenmek ister... Ama dişi baykuş da ondan yıkıntılar üzerine konup ötmek için, yirmi harap köy ister. (hani başlık parası var ya bizde, herhalde öyle bir şey!)

Erkek baykuş ise : Kral Behram bu şekilde yönetim sürdürdükçe, bunun hiç de sorun olmadığını söyler. Aksine ona, yirmi değil, on bin köy bile... verebilirim der.

Bunu duyan Kral utanır. Krallığını daha iyi yönetmeye... karar verir’!

***

İbni Haldun’a gelince...

1332 de Tunus’da doğmuş, 1406’da Kahire’de ölünce, bir Sufi mezarlığına gömülmüş...

Alimler ve idareciler sülalesinden.

Endülüs kültürüyle özdeşleşmiş. İyi bir eğitim görmüş : Tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı. Çeşitli saraylarda görevlendirilmiş. Bir darbeye katılmış, hapse de... atılmış !

Önde gelen Arap tarihçileri arasındadır.

Eğer İbni Haldun hakkında yazılmış her şeyi okumayı deneyecek olsanız... Bu işe ömür yetmezmiş.

İbni Haldun ve çoğu orta çağ Arap alimleri, dünyanın yuvarlak olduğunu, tartışmasız kabul etmişler...

***

Geçmiş şimdinin içinde yaşar da...

Şimdi de kimilerince yine hisse alınmaya çalışılıyor. Ama... kıssadan değil !

Koordinatı olmayan kimi partiler kuruldu ya, gözetleyen varsa... Sürüden ayrılanı kurdun kaptığını unutmamalılar. Kendilerini de bulunmaz...! sanmamalılar.

Başkaca da ‘bulunmazlar’ olabilir tabii !

Kimileri katı bir hizipçilikle örgütü dilimliyorlar. Demokrasi ve önseçim diye diye... yetkili makamları alıyor, demokrasiyi rafa kaldırıyorlar... Kendilerini liste başına, avanelerini de seçilecek yerlere yazıyorlar. Yaptıklarını ise... kendileri unutuyorlar!

Parti ve özellikle de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na... Hele de şimdi,

güçlü bir şekilde sahip çıkmak varken ;

Örneğin, sanki eşdeş olmamaları salt başarısızlık ölçüsüymüş gibi, işsizlik oranı ile, parti oyunu kıyas edip... Zihinlerdeki soru işaretlerinin nedeni oluyorlar !

İlginçtir ki, adında sosyal ve demokrasi v.b.gibi... Anahtar kavramlar bulunan kimi kuruluşların bile... Başlarına taç oluyorlar !

Kamu gücü ellerinde olduğunda, asıp kesmeleri... gece yarıları bile üst yöneticileri sıkıştırıp, listeleri de çarşafa çevirmeleri...

Adaysızlıkları... seçimden aylar önce, kamu oyuyla paylaşılanların ; adaylığını istemedikleri birilerinin önüne, taş koyma atraksiyonları...

Belleklerde dururken,

Artık, adaylık siyaset : yok yok yok dedikleri... Çok tanıdık bir nakarattır.

Eğer zaman... yiyip bitirmemişse !

İyi Pazarlar...