Harun ÖZDEMİR
Kentsel yerleşim hikayemiz
21 Mart 2012 Çarşamba

Türkiye’de yaklaşık 15 milyon yapı var. Çoğu konut ve işyeri. Kamu ve özel sektör tarafından inşa edilen yapıların dayanıklılığı, fonksiyonelliği, medeni yaşamın gerekleri ve yapıların ekonomik ömürleri açısından bakıldığında ilk elden 10 milyon yapının yenilenmesi gerekir.
Sık sık depremlere maruz kalmamız, hemen ardından ilan edilen milli felaket dayanışmamız, sınır tanımayan acılarımız üzerine atıla nutuklar, kararlılık, cek caklar çok geçmeden yerini, ülkemizin sığ sorunlarına terk eder.
Yazıklar olsun bu ülkeye mi desem yoksa
Helal olsun mu, ona siz karar verin.
***
Çok geçmez ölümün kol gezdiği binalarda, trajik ölümlerimizi unutur sanki daha önemli sorunlarımız varmış gibi başka konulara dalarız.
Beyler kendimize gelmeyelim!
Ölümün bu kadar kutsal olduğu,
Dirinin beş para etmediği bu ülkede, her şeyi kendi haline mi bırakalım!
Bu ülkeyi koyun sürüsünü satıp müteahhitliğe soyunan Reşo Ağalar mı imar etsin!
Onca haritacı, jeolog, şehir plancı, mimar, inşaat, elektrik, makine mühendisi… Reşo Ağaya plan proje çizsin…
Harita Mühendisleri Odası,
Jeoloji Mühendisleri Odası,
Şehir Plancıları Odası, 
Mimarlar Odası,
İnşaat Mühendisleri Odası,
Elektrik Mühendisleri Odası,
Makine Mühendisleri Odası projeyi onaylayıp paralarını bal gibi tahsil etsinler…
Onaylanmış projeleri bir de ilgili belediyelerin ilgili mühendisleri tekrar ve tekrar incelesin, harçlar alınsın…
İlgili belediyelerin meclisleri iktidar ve muhalefet parti üyelerinden oluşan komisyonlarda bir güzel tartışılsın…
Sonracıma oylansın ve onaylansın…
Reşo Ağa bu süreçleri hepsini bir bir aşsın…
Kontrolör mühendislerin at nalı büyüklüğündeki isimlerinden oluşan tabelalar, muhkem kazıklar üzerinde çakısın…
Görsünler Reşo Ağaya kimlerin hizmet verdiğini…
Görsünler de inşaatın kalitesine inansınlar diye…
Zemin etütleri, tasarımları, hesabı kitabı bitmiş projelerin, ilgili ve yetkili makamlarınca da onaylanmış bir eşek yükü ağırlığınca oluşmuş evraklar, raflara yerli yersiz yerleştirilsin…
İş gelmiş binanın temelinin atılmasına…
Evden kaçıp kazma kürekle girdiği inşaat aleminde kısa sürede kalfalığa terfi etmiş inşaat çalışanları artık ellerinden geleni ardına koymazlar, ellerinden geleni yaparlar…
Sigortasız, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, ücretlerini doğru dürüst tahsil edemedikleri günler aylar içerisinde bir bakmışsın bina bir şekilde bitivermiştir.
Oturma raporu mu, boş ver onu, o da alınıvermiştir.
Hayret ki ne hayret, binanın önemli kısmı daha inşaat aşamasındayken satılıvermiştir.
Reşo Ağa geçmişine yanmaktadır. Ömrünü koyun keçi peşinde koşturmakla tüketmiştir. Yıllarını tüketmiş koyuna keçiye sözünü geçirememiştir. Ama;
Şehirli dediği güruh, gözünde büyüttüğü kadar değilmiş. Kendini akıllı sanan, parasını çok mu çok seven bu şehirli taifesinin, keçi kadar bile aklı yokmuş. Parası bir tutam ot kadar değerli değilmiş.
Çünkü ilk müteahhitliğinde, köyde beş dam kadar maldan 5 yılda kazanamayacağını kazanmıştır.
Bu şehirli, okumuş taifesini büyütmeye gerek yokmuş.
Çuvalla parayı vermiş; manzarası, otoparkı, yeşil alanı, komşuluğu olmayan ve kapısının önünden kamyon geçen binaları sevinçle satın almıştır.
Reşo Ağa mutlu olmasına mutludur. Gelecek için de çok parlar fikirleri vardır. Artık kartvizitsiz görüşme yapmamaktadır. Yeni inşaatlarının katalog taslaklarını da incelemiştir. Havası yerindedir Reşo Ağanın. Ziyaretine gelen hemşerilerinin gösterdiği hürmetten de çok memnundur.
Reşo Ağanın kafasındaki bir soru vardır ki, onu hep rahatsız etmektedir. Özellikle son zamanlarda.
Adlarını aklında tutamadığı, sayılarını bilediği şu kadar mühendise ve odasına ödediği paranın, onay harçlarının, kalfalarına yaptırdığı inşaatla ne alakası vardı, bunu bir türlü anlayamıyordu.
Yoksa şehirli denen taifenin akıllıları bunlar mıydı? Paraları almış, başka bir iş yapmamışlardı.
Parası vardı ve her isteyene makbuzlu, makbuzsuz veriyordu. 
Akıllı olmalarına akıllılardı ama bir işe yaramıyorlardı. Bunların hepsinin yaptığını bir kişi yapsaydı, bütün kağıtları onun makinası yazsaydı ve ne kadar istiyorsa, hepsini ona ödeseydi olmaz mıydı?
Makinada dilekçe yazabilseydi, bu projesini başvekile tez elden iletecekti fakat, tahsili yeterli değildi.
Neyse ki, az kalmıştı onu da oğluna yazdıracaktı.
Projesinde “bütün imzaları bir kişiye attıracak, kağıtları da bir makinaya yazdıracaktı.”
Çünkü Allah güç kuvvet verdiği kadar çok inşaat yapıp şehirliyi daire sahibi yapacaktı.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 28 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Metin Arat 26 Mart 2012 Pazartesi 18:22

Sevgi Hanım Reşo AĞA'yı Ali AĞAoğlu sandı galiba; gerçi Reşo Ağa da YAPINCA OLUYOR (yaptım oldu) ama Ali AĞAoğlu gibi reklama harcama yapmıyor, reklam giderini maliyetten düşünce ev ucuza geliyor:)

Yorumu oyla      12      5  
Sevgi K. - Alsancak 26 Mart 2012 Pazartesi 16:55

Son kez soruyorum Reşo ağa nereli yaşıyormu öldümü evlmi dulmu yoksa sanalmı. Şuda önemli Reşo ağa bi tanemi?

Yorumu oyla      12      5  
Refika Çukacı 26 Mart 2012 Pazartesi 15:51

Yani Ali Roman (Kadın) Bey, her zaman ki gibi kadını tüm kötülüklerin anası görüyorsunuz TÜM KADINLAR LAUBALİDİR YA DA LAUBALİLİK KADINLARA MAHSUSTUR diyerek haddinizi aştınız. Yazık, gerçekten kurduğunuz cümlelere bakılırsa okumuş birine benziyorsunuz. Ama tüm okuduklarınızı KADIN kompleksi ile okuduğunuz için bir işe yaramamış; kendinizi sadece telef etmişsiniz.

Yorumu oyla      12      5  
Refika Çukacı 26 Mart 2012 Pazartesi 12:36

Eğer NS'nin yazdığı doğruysa yani Ali Roman'ın yazdığı Arapça cümlenin anlamı gerçekten "Cemaatin labualilerinin tümü müennestir yani dişidir kadındır" ise size teessüf bile edemiyorum Ali Roman. Kadınlar karşısındaki ezilmişliğiniz ile ilgili yorumlamımın ne kadar haklı olduğunu sanırım siz de takdir etmişsinizdir artık.İşte sizin bu anlayışınız(Kadın cahildir)nedeniyle İzmir seçmeni Ak Parti'den uzak duruyor ya da diğer şehirlerdeki kadar oy artışı gerçekleşmiyor.Engelsiniz, kadın engellisiniz

Yorumu oyla      13      5  
Sevgi K. Alsancak 26 Mart 2012 Pazartesi 12:06

Lütfen yardımcı olun Reşo ağa yaşıyormu onu çok sevdim akıllı adammış!

Yorumu oyla      12      5  
NS 26 Mart 2012 Pazartesi 11:59

Cemaatin labualilerinin tümü müennestir yani dişidir kadındır demiş ALİ ABİM . Adamım ya hastayım senin siyasetine.

Yorumu oyla      16      5  
amazonak 26 Mart 2012 Pazartesi 11:41

"reşo ağalık" terimiyle, tahsilsiz girişimciliğin tiye alınmasının öncesinde ; adalet, devletin denetleme kurumlarındaki mühendis ve diğerlerinin, bu tür girişimicilerin "kestirmeciliğine" rüşvet ile yol vermesinin hesabının sorulmasıdır.

Yorumu oyla      15      5  
Refika Çukacı 26 Mart 2012 Pazartesi 10:47

Ali Roman (bir süre sonra isminize KADIN kelimesini de eklersiniz artık:)))), yazmış olduğunuzun Arapça kelime umarım küfür değildir!!!! Lütfen anlamını yazar mısınız?

Yorumu oyla      14      5  
Seçil Oyalıgil 26 Mart 2012 Pazartesi 10:18

Anladığım arapçayla konuşup kaçmak ancak bir meleye yakışmıştır allahtan bütün meleler erkekmiş.

Yorumu oyla      14      5  
Ali ROMAN 25 Mart 2012 Pazar 23:45

Yazara yorum yaparken, yorumcularla polemiğin göbeğine düşmek işin tadını kaçırmaya başladı. Arapça bir dil kuralına atıfta bulunarak "la ubalii bi cemihim, küllü cem'in müennesin" anlayışıyla korkusuzca ve inatla yorumcularla tartışmayı sürdürebilirdim. Ancak, bu durum, yazarın İzmir siyasetinde Ak Parti için önerdikleri,Kadın, kentsel yerleşim öngörüleri ile ilgili algıları düzeysizleştirebilir endişesiyle, seviyesinde, tadında bırakmalı. Tüm iyiniyetimle, herkesi saygıyla selamlıyorum.

Yorumu oyla      11      9  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bu adam yine mi başkan seçilecek?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Paradigma çökmesi bir gerçek
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
57 yıllık gururun şerefine!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi ve yeni dengeler…
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birleşik Krallık ve ahlaki çöküntü
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Maymunlar Cehennemi ve Cujo
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva