Tayfun MARO
İstanbul ile yürümek
11 Ocak 2022 Salı

Türkiye, İstanbul-Ankara hattında yönetilir. Ülke rantı bu hatta iner.

İstanbul burjuvazisi, askeri ve sivil bürokrasinin önüne hiçbir zaman geçememiş olsa da ülke meselelerinde önemli rol oynuyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca, burjuvazi, öncü rol üstlenecek kadar güçlü olamadı. Dolayısıyla, sistemde öncülüğünün etkinliği tartışmalıdır.

Bununla birlikte, yerel seçimlerde Millet İttifakı’na destek veren İstanbul burjuvazisi, başarılı oldu.

Akıllardaki soru; Bir sonraki aşama için, Cumhurbaşkanlığı seçimine İmamoğlu ile hazırlanıyor olabilir mi? Bunu düşündüren emareler var.

Akıllardaki bir diğer soru ise, İstanbul sermayesinin Cumhurbaşkanı seçtirmeyi başarması durumunda, o ilişkilerin getireceklerine dairdir.

Nihayetinde, Erdoğan da İstanbul’un ülkeye kazandırdığı bir lider…

Geçtiğimiz günlerde, Millet İttifakı liderleri Kılıçdaroğlu ve Akşener ile birlikte İmamoğlu’nun yaptığı açılışlara bakın; Beylikdüzü Polis karakolu, Kuran Kursu binası, Müftülük binası, Taziye evi… Zihniyet bu!

Yanı sıra, Gümrük Birliği ile Burjuvaziyi göbeğinden kendine bağlayan AB’nin Türkiye’ye bölgesinde biçtiği rol kimsenin meçhulü değil.

Ülke siyasetinde dış dinamiklerin etkisi ABD-AB ekseninde belirleyici olursa getireceklerini ve götüreceklerini görmek gerekir.

Batı, demokrasi ve insan hakları ile perdelediği kimlik siyasetini dayatmaktan vaz geçmeyecek.

Batılı emperyal güçlerin doğal müttefiki Livaneli’nin İmamoğlu yandaşlığı bence hayra alamet değil.

Liberal dönemin Türkiye’ye armağanı AKP’nin ülkeye kaybettirdikleri, ülke gündeminin en tepesinde… 

Ülkeyi bir kere daha İstanbul iradesine teslim etmek, ülke yararıyla ne kadar örtüşür, iyi bakmak lazım.

Tam da bu nedenle, İzmir’in ülke siyasetindeki yeri ve önemi üzerine yeniden düşünmeye ihtiyaç var.

İzmir, yirmi yıldır Erdoğan yönetimine direniyor. Seksenli yıllarda da Özal’a direndi. Şehir, liberal dönemin getirdiklerine kırk yıldır direniyor.

Ancak bu direnişin İzmir’de aktif siyasette karşılığı hiç olmadı. Küresel dönem liberalizmine direnen İzmir’in siyasal temsili sorunlu. Sesini duyurmak için düzenin siyasi bariyerlerini -CHP de bu bariyere dahildir- aşamadı.

Dünya ve ülke ölçeğinde gerçekleşen değişim sürecinde İzmir kendi sözünü söylemeli. Ve İzmir kendi sözün söyleyecekse, İstanbul’un kuyruğuna takılmaktan vazgeçmeli. İstanbul ile ilişkilerini ülke yararına dengelemeli.

Türkiye’nin geleceği şekilleniyor; 40 yıldır direnen şehir dile gelmeli.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva