Tayfun MARO
İslamcıların bilmediğimiz yüzü…
24 Nisan 2014 Perşembe

Paradigma çökmesi, İslamcıların dillerinden düşürmediği bir kavramdır. Bir süre önce, AKP milletvekilinin “günah işleme özgürlüğü” açıklamasından sonra, paradigma (sistemin değerler bütünü) çökmesinden bu kadar çok söz etmelerinin hikmeti daha anlaşılır hale geldi.
 
Paradigma, belli bir zaman dilimi içinde bir topluluğun düşünce biçimi ve davranışlarını belirleyen bir dünya görüşü, bir algı dayanağı, bir izlenceler bütünü, bir perspektif, bir model olarak tanımlanabilir.”
“Her paradigma bir belli sorunlar demetine yanıt olarak geliştirildiği için, sorunlar çözüldükçe ve o alanda var olan paradigmayla uyumsuz olan yeni sorun demetleri eklendikçe egemen paradigma giderek etkisini yitirir.”
Bu tanımlama, Thomas Kuhn’un açıklamalarına dayanarak yapılmıştır.
 
Paradigma tanımından da anlaşılacağı gibi, Türkiye’de, paradigma çökmesiyle işaret edilen, Cumhuriyet rejiminin değerler sisteminin çöküşüdür. Cumhuriyet devriminin çöküşü işaret edilirken, yerine gelmekte olanın, İslamcı düşüncenin çözüm modelleri ve düşünce biçimi olduğuna dair bir önkabul ortaya çıktı. Ve bu doğrultuda kamusal yaşamda dönüşüm başlatıldı.
 
Kamusal alanda İslamcı dönüştürme çabaları sürüyor. Değişim, laisiteyi savunan toplumda endişeyle karşılanırken; değişimden çok emin AKP milletvekili Metin Külünk’ün açıklaması hepimizi aydınlattı:
“Allah, insana günah işleme özgürlüğü vermiştir. Günahsızlık talep etme hakkı vermemiştir. Af dileme hakkıyla günah işleme özgürlüğü vermiştir. Hz. Peygamber günahları açan değil örtücü olan bir rahmet geleneğinin mimarıdır.”
Bu felsefi açıklamadan hareketle Külünk; 17 Aralık operasyonuyla ‘insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildiğini’ öne sürüyor.
 
Evet, gerçekten bir paradigma çökmesiyle karşı karşıyayız; Cumhuriyet’in getirdiği hukuk, ahlak ve insan hakları normları 90 yılın sonunda sorgulanırken; yerine önerilen islam normları, 10 yıl içinde sorgulanma noktasına geldi. Paradigma çökmesini konuşacaksak, buna İslamcıların yaptıklarından, ettiklerinden başlamak gerekir.
Kurumsal din normları kamusal alanda yaşam normlarının yerini almaya başladığından beri, kamusal alan, döşemesinin raptiyeleri yerinden fırlamış koltuğa döndü.
 
İslamcı dünya görüşünün, kapitalizmin tüketim ve gösteri toplumu algısı çok sorunlu görünüyor.
AKP iktidarı tarafından merkeze taşınan çevredeki mütedeyyinler, güvendikleri lider ve çevresinin mülkiyet ve para önünde nasıl eğildiğini gördükçe itikatlarının sarsıldığını hissettiler.
Bir günaha ortak olmak fikri, yüce ve kutsal ideal ambalajıyla sunulsa bile, bir dindar için nereye kadar kabul edilebilirdir? Önünde sonunda, AKP’yi destekleyen dindarların da aklı karışacaktır.
Gülen Cemaatinin durumu da bir din grubu olarak artık şaibe altındadır. Karıştığı işler dualarla ve beddualarla geçiştirilecek gibi değil.
 
Şimdi İslamcıların bilmediğimiz bir yüzü ile karşı karşıyayız. İşlenen suçlara kutsal gerekçeler uyduruluyor. Hayali düşmanlar yaratılıyor ve baskı yasaları çıkarılıyor. Kuvvetler ayrılığı fiilen ortadan kaldırılıyor.
Bu tablodan ya bir diktatörlük çıkacak, ya da islam devleti hayalleri tarihin çöplüğünü boylayacak. Ülkeyi zor günler bekliyor.
 
NOT: Bugün 24 Nisan. Yine Ermeni sorunu gündeme gelecek. Yine tartışacağız; tehcir mi, soykırım mı? Yine görevi başında öldürülen şehitlerimizi anacağız. Ve yine törenleşmiş sığlıklarda bir gösteriye sığdırılmış duygularımızı tüketerek parantezi kapatacağız. Seneye görüşmek üzere…
İlginçtir; 05-Mart-1981 yılında, Paris’te, Asala’nın saldırısını yaşamış bir insanım. O saldırıda iki çalışma arkadaşım şehit oldu. Gelin görün ki CHP’de birlikte siyaset yaptığım insanların bu konuda bana bir tek soru sorduğuna tanık olmadım. Çünkü onlar için bu mesele bir törenden daha fazlasını ifade etmiyor. 24 Nisan nedeniyle söyledikleri hiçbir şeyi ciddiye almıyorum. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Filiz SEZER
Filiz SEZER
Etkili fedakârlık ve kayıp milyarlar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’in deprem bölgesindeki büyük dayanışması…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu seçimin neden bunca talibi var?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva