Tayfun MARO
İnsanlığımızla gurur duymuyoruz
23 Ağustos 2021 Pazartesi

Bu kadar çok yanlışı topu topu on bin yıla sığdırdık. O yanlışlar silsilesine de “uygarlık” dedik.

Bugün, o uygarlığa bilim ömür biçiyor. Ve elan, kurmakla övündüğümüz uygarlığın neye benzediği gerçeğiyle yüzleşmeye cesaretimiz yok.

Ne hazindir, kendimize eğlenceli bir son hazırlamak arzusu ağır basıyor olmalı ki uygarlık gösterisinin renkli sahnelerinde neşemizi bulmayı sürdürüyoruz.

Balıklar gibi olmak için gemiler yaptık, kuşlar gibi uçmak için uçaklar yaptık; ama balıklar ve kuşlar kadar beynimiz olmadığı için, onlar gibi tabiat içinde var olmak yerine, tabiata hükmetmeye kalkıştık.

Yerleşik tarım toplumları ortaya çıkalı en az on bin yıl oluyor. Ve bu sürede yerleşik bir düzene geçmeyi beceremedik. Dere yatağında yerleşim olmayacağını bile öğrenemedik.

Şimdi de en zenginlerimiz uzaya göçmek için hazırlık yapıyor. Orada da yeni bir “Âdem ile Havva” hikayesi yazarlar…

İnsan kötü olduğu için iyilik peşinde koşuyor.

Ve kendisinden, egosundan kaçtığı için tepesine “süper ego”yu bekçi dikmiş.

Ama yetmemiş… Cennetten kovulan lanetli tür iflah olmuyor…

Kitlesel cinayetler çağında, iki dünya savaşında, otuz yılda, 100 milyona yakın insan öldü. Faturayı faşizme, emperyalizme çıkardık. Faşistler ayıklandı, geri kalan katiller ellerini yıkayıp yeryüzünü yönetmeye devam etti.

Ve bugün mazlum olduğunu, soykırıma uğradığını söyleyenler, elleri yıkanmış katillerle kucak kucağa…

Mesele şu ki iyinin peşinden giden çok az insan var. Ve kötülerin egemenliğinde ilerleyen uygarlık, üstümüzdeki lanetle hemhal…

Yaşamak bir yarış olmamalı. Başka bir hayatın mümkün olduğunu bilen,her canlının yaşam dokunulmazlığını kavramış vicdanlı insanlara ihtiyaç var.

İnsanlığımızla gurur duymuyoruz. Olmak ile edinmek, yenmek ile yenilmek arasında sıkışıp kalan hayatlarımız Araf’ta…

“En”lerde dolaşan şeytani aklın yönettiği ileri toplumlar, en üstün, en başarılı, en yetenekli gibi yaftalarla donanmış halde, ötekini ezerek ilerliyor.

Ve ilerlerken insanlık suçu işliyor olmak ihtimali kimsenin aklına gelmiyor.

Aydınlanma, modernite, ilerleme, gelişme vs.artık çıkışsızlığı ifade ediyor. Bunu anlamak lazım. Dört kitap, üç din hakeza…

Tükeniş çağının orta yerinde yalnız ve savunmasız kalan insan, çıkışsızlıktan akıl çağına giden yolu bulmaya mecbur.

Budalalık da bir yere kadar…

Kıyamete beş kaldı…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva