İki hafta önceyi hatırlayalım.

Cumhurbaşkanı çok önemli gördüğü reformlardan bahsediyordu..

Hukukta, ekonomide ve demokraside reform..

Hemen arkasından Adalet Bakanı mikrofonların karşısına geçti ve anlattı hukukta reformun nasıl olacağını..

Adalet’ten söz etti uzun uzadıya..

Gel zaman git zaman yeni bir şey yok.

Aslında bunlar ne zaman “reform” deseler, şöyle bir yüreğim cızz eder…

Çünkü..

Acaba yine neyi yanlış yapacaklar diye..

Her seferinde mevcudu arar oluyoruz..

Bu kez öyle olmadı ama..

Önce “reform”dan hiç haber yok..

Fakat başka bir şey oldu..

İstanbul Cumhuriyet Baş Savcısı Yargıtay’a atandı..

Ve birkaç gün sonra da Anayasa Mahkemesi’nin boş olan bir üyeliği için, Yargıtay’ın 107 üyesi tarafından aday gösterildi…

Dün bir, bu gün iki..

Belki de üyelerle hiç karşılaşmadı bile..

Nasıl oldu, ne oldu anlamak mümkün değil…

***

Şimdi gelelim bir başka konuya..

Aşıyı hep önemsemişimdir..

Çünkü..

Bütün salgınlar aşı ile önlenmiştir..

İlk okulda,orta okulda boşuna olmadık o aşıları..

Öyle sokakta boşuna konuşulanlara kulak asmam..

Sıram geldiğinde de hemen olacağım..

Ancak…

Bakan “11 Aralık’ta aşı geliyor” dedi.

Hem de çok kere..

“25 Aralık’ta da uygulamaya geçeceğiz” dedi..

Ve öncelikle kimlerden başlanacağına dair bir takvimden söz etti..

Sonra bu konuda derin bir sessizlik…

***

Şimdi sıra takvimde… Hele görelim..

Aslında yazının başlığı “Reform ve güven” olmalıydı..

Her ikisi de çok çok önemli..

Bilen ve anlayan için…