Gazetelerin, haber portallerinin en çok tıklanan haberlerinin başında meteoroloji içerikleri geliyor. Haberi galeriye dönüştürüp daha çok tıklanma peşinde koşan koca koca gazetelerin web sitelerinde “çok tıklanma galerisi” gördüğümde devam etmiyorum, okumuyorum. Tek istisna meteoroloji haberleri…

Dün de öyle bir haber okudum… ABD Havacılık ve Uzay Dairesi- herkesin bildiği adıyla NASA tarafından hazırlanan yeni iklim araştırması raporunda “Mini Buzul Çağı'nın tekrar yaşanabileceği” duyuruldu. “Kavurucu sıcaklar” geliyor haberlerini klimacıların, dondurucu soğuklar geliyor haberlerinin de kömürcülerin uydurduğuna dair şehir efsanelerine inanan necip milletimizin fertleri ne der bilmiyorum ama NASA  “bu kış ‘mini buzul çağı’ yaşanabilir” diyor. Buna benzer bir kışı dünya en son 1450 yılında yaşamış. Bu dönemde kıtlık başladı ve ölümler gelmiş. Hatta denir ki Ortaçağı bitiren maddi koşulları yaratan önemli ögelerden biri de bu buzul çağı imiş.,

NASA uzmanları, Güneş’in en dış katmanında oluşan Güneş lekelerini ve Dünya’nın en üst atmosfer tabakası Termosfer’i incelemişler. Termosfer’in soğuyup daraldığı, Güneş lekelerinin kaydedilmiş en düşük hareketlilikte olduğu belirlenmiş.

Bu lekeler yüzümüzde çıkanlar kadar tehlikeli… Güneş lekelerinin en düşük hareketlilikte olmasının dünyaya etkisi iklimde olacak. Zira 11 yıllık dönemler halinde azalıp çoğalan bu lekeler, iklim koşullarında belirleyici rol oynuyor.

Lekelerin az gözlenmesi veya hiç gözlenmemesi, Dünya’nın sıcaklık seviyesini etkiliyor. Termosfer Güneş’teki leke hareketliliği yüksek olduğunda ısınıyor, az olduğunda soğuyor. Şu anda da yaşanan ‘az leke hareketliliği’. NASA işte buna dayanarak mini buzul çağı alarmı vermiş.

Geride kalan Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları hayatımda yaşadığım en sıcak aylardı… O günlerde “gelecek kış hiç üşüdüm demeyeceğim” diyordum. Büyük konuşmamak lazımmış.

Uzmanlar, Güneş’te benzer bir uyku evresine 18’inci yüzyılda rastlandığını ve o dönemin tarihe ‘Mini Buzul Çağı’ olarak geçtiğini hatırlatarak şunları söyledi: “Süreç böyle devam ederse, birkaç ay içinde Uzay Çağı’nın rekor soğuklarına hazırlıklı olmalıyız” diyorlar… Doğalgaza, akaryakıta bu kadar zam gelmişken bize verilecek haber mi bu NASAcığım?

İklim bilimciler uyarıyor da uyarıyor… İşe yarıyor mu?

Ama burada küresel ısınma da çok önemli… Dünyanın önde gelen iklim bilimcileri, küresel ısınmanın en fazla 1.5 derece sabit tutulması için yalnızca 12 yılın olduğu konusunda önceki gün yine uyardılar...

Güney Kore’nin Incheon kentindeki düzenlenen 195 ülkenin katılımıyla gerçekleşen kurulda onaylanan 1,5 derece çalışmasına göre, toplumlara hızlı ve geniş kapsamlı değişiklikler getireceği düşünülüyor.

IPCC 3. Çalışma Grubu Eş Başkanı Jim Skea, “Kimya ve fizik yasalarında 1,5 dereceye kadar ısınmayı sınırlamak mümkündür. Bu iklim değişikliğinin etkilerini azaltacaktır. Ancak bunu yapmak görülmemiş değişiklikler gerektirecektir” dedi.

Bu göz önünde bulundurulduğunda, rapor arazi, enerji, sanayi, binalar, ulaşım ve şehirlerde büyük değişiklikler gerektirecek. Buna göre, küresel net karbondioksit emisyonlarının 2010 yılındaki seviyelerinden 2030 yılına kadar yüzde 45 oranında düşmesi ve 2050 civarında “net sıfır” seviyesine ulaşması gerekiyor.

Ancak raporda, bu tür tekniklerin etkinliğinin geniş ölçekte kanıtlanmadığı ve bazılarının sürdürülebilir kalkınma için önemli riskler taşıyabileceği uyarıları bulunuyor.

Ben çocukken gelişen teknolojiye bakan aile büyükleri “şu dünyaya erken gelmişiz” derlerdi. Ben gelişmelere bakıyorum ve “iyi ki dünyaya daha geç gelmemişim” diyorum.

Çünkü bugünün çocuklarının geleceği için çoook karamsarım.