Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ankara’da ilkokul birinci sınıf öğrencisi Mert Yağız Köksal’ın kantinde satılan içinde sıvı çikolata bulunan oyuncak şırıngadan hayatını kaybetmesi üzerine bakışların çevrildiği okul kantinleri konusunda konuştu. “Kantinde istenmeyen ürünlerin satışıyla ilgili bazı durumlar var” dedi Selçuk…

****

Dünyada da “bazı durumlar” var. Gıdalara beyaz renk vermek, saydam sıvıları buğulu bir görünüme getirmek için kullanılan E171 kodlu titanyum dioksit maddesi, 12 gün sonra yani 1 Ocak 2020’den itibaren Fransa’da yasak!

Biz şırıngalı çikolatadan ölen yavrumuzun son görüntüleri karşısında ah-vah çekerken Milli Eğitim Bakanı bile okul kantinleri hakkında çaresiz demeçler verirken Fransa’da böyle oluyor bu işler…

E-171 yasağının nedeni, bu maddenin güvenilirliği konusundaki belirsizlikler. Kesinlik yok belirsizlik var ve yasağın nedeni bu. İnsani gelişmişlik düzeyi bu işte…

Fransa Ulusal Gıda Güvenliği Ajansı (ANSES) bir süre önce, son dönemde yapılan 25 çalışmanın incelendiği araştırmasını bitirerek titanyum dioksit maddesi hakkındaki kararını açıkladı. Kararda, incelenen çalışmaların bu gıda katkısının güvenliği hakkındaki belirsizlikleri gidermeye yetmediği ifade edildi. Bunun üzerine Fransa Maliye ve Ekoloji Bakanlığı, ihtiyatlılık nedeniyle, bu gıda katkısını içeren ürünlerin 1 Ocak 2020’den sonra market raflarında yer alamayacağını açıkladı.

Fransa, 2018 yılı Şubat ayında Avrupa Komisyonundan, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesinin E171 konusunda yeninden değerlendirme sürecinin tamamlanmasına kadar, bu katkının kullanımını Avrupa genelinde durdurmasını talep etmişti.

Fransa bu katkının azaltılması ve kullanımının durdurulması konusunda uygulanabilecek alternatif yaklaşımları ortaya koymak üzere konunun uzmanları ile çalışmaktaydı.

Titanyum dioksit partiküllerinin solunmasının kanser riski oluşturduğu bulgusu sonrasında, Dünya Kanser Araştırmaları Merkezi bu maddeyi olası kanserojen maddeler listesine almıştı. E171’in sıklıkla kullanıldığı gıdalar arasında, sakızlar, çikletler, şekerleme, hamur işlerinin üzerinde kullanılan opak kaplamalar ve pudra şekeri sayılabilir.

Mısır şurubuna sıra geliyor…

Gıda dalında 2020 yılında beklenen yasaklar var. “Mısır Şurubu” üzerine konuştuğumuz insanlar “pek yakında” diyorlar.

Çünkü ABD’de yapılan yeni bir araştırma, yoksulluk ve obezite arasında, başrolde mısır şurubunun olduğu endişe verici bir ilişki olduğunu ortaya koydu, obezite ve yoksulluk arasında belirgin bir ilişki yoktu. 1990’dan günümüze gelen 29 yıllık dönemde, obezite ve tip 1 diyabet hastalığının yoksul bölgelerde hızla arttığı görüldü.  Araştırmacılar buradan hareketle “gıda çölleri” olarak adlandırdıkları yoksul bölgeler ve obezite arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalıştı.

Dünyanın en saygın akademik dergilerinden Nature‘a bağlı PalgraveCommunications’da yayımlanan makalenin en ciddi bulgusu, Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu’nun yoksul bireylerde obezite ile özellikle ilişkili olması.

Mısır şurubu nedir?:Mısır bitkisinden elde edilen nişastanın kimyasal bir işlemin ardından tatlandırıcı olarak kullanılması 1864 yılında başlamış. 100 yıla yakın aynı yöntemle üretilen mısır şurubu, 1967 yılında daha yeni bir yöntemle enzim kullanılarak ticarileştirildi ve ürüne Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu (Mısır Şurubu | Kısaltma: HFCS ) adı verildi.

Mısır şurubu üretilirken,Mısır tanesinden nişasta ayrılıyor,Asit hidroliz adı verilen bir işlemle nişasta şuruba dönüştürülüyor,

Şurupta bulunan dekstroz şekerler tatlandırıcı etkisi olan fruktoz şekerine dönüştürülerek şuruptan Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu elde edilmiş oluyor.

Özellikle ABD’de sağlanan devlet teşvikleri sayesinde üretim maliyetleri oldukça düşük. Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu’nu (HFCS) tatlandırıcı olarak birçok ürününde kullanan üreticilerse bu durumdan oldukça memnun.

Türkiye’de de işi tatlı olan insanlar da oldukça memnun. Afiyet olsun.