ABD Suriye’den çekiliyormuş.

Belki de Afganistan’dan da çekilecek.

Çekiliyor mu, arkasında ne gibi planlar var, ayrı bir konu…

Ancak:

Arkada neler bırakarak?

İran, Irak’a yerleşti.

İran, Suriye’de Esat rejimini korudu; Suriye’de kalıcı oldu.

Putin, Çar Petro’nun asırlık sıcak denizlere inme hayallerini gerçekleştirdi… Kalıcı olarak Suriye’ye, Akdeniz’e yerleşti.

Beş milyon mülteci şehirlerimizin sokaklarını işgal etti, ülkemize, aşımıza, işimize ortak oldu.

Mültecilerin boşalttığı yerlere pyd, pkk ve diğerleri yerleşti. Artık komşularımız bu illegal örgütler oldu.

Şimdi bunlarla uğraşıyoruz.

Libya yerle bir edildi.

ABD ve Fransa Libya petrollerinin üzerine çöktü.

Tunus, Cezayir de karışıklıkların merkezi oldu.

Mısır hala kendisine gelemedi.

Irak yerle bir oldu; üçe bölündü.

Bir milyondan fazla Müslüman öldürüldü.

Kadınlara kızlara köle muamelesi yapıldı.

Suriye fiilen parçalandı.

Binlerce Suriye’li öldürüldü.

Binlercesi göçe zorlandı.

Kuzey’de bir Kürt Devleti oluşturulmaya çalışılıyor.

Irak’ın kuzeyinde zaten oluşmuştu.

Suudi Arabistan’ı, Yemen’e saldırtarak orayı da perişan etti.

Eninde sonunda Suudi Arabistan’a da sıra gelecek.

Daha yüzlerce örnek verilebilir.

Bu sebepledir ki:

Ulu Önder Atatürk, boşuna “Yurtta Sulh,Cihan da Sulh” demedi.

Orta Doğu’ya daima “kol mesafesinde” durdu.

Hatta ittifaklar kurarak hem kendi içlerinde ve hem de bizimle olan münasebetlerinde “barış” tesis etmeye çalıştı ve başarılı oldu.

Uydurma heveslerle, boş hayallerle Devlet idare edilemez.

Hele uluslararası ilişkilerde ham hayallere yer yoktur.

Şimdi:

Tümüyle bu olup bitenlerden sonra şu sorulara birisi ve elbette sorumlu olan birisi açık bir şekilde cevap vermelidir:

Neler kaybettik?

Ne kazandık?

Kazanç hanesi bana göre sıfırdır.

Kayıp hanesi ise yaşadıklarımız ile açıkça görülmüyor mu?

Bu sebepledir ki; “Devleti idare etmekle, vaziyeti idare etmek” arasında çok çok fark vardır.

Şimdi başa dönelim:

ABD gidiyor mu?

Emperyalizm bir yere gitmez.

O’nun gitmesini beklemek değil, gelmesine engel olacak şuur ve bilgi ile donanımlı olmak temel şarttır…