Küçükköy Kültür Merkezi’nin koltukları hıncahınç dolmuş…  Ve ben zeytin ağacını düşünüyorum, “Herkese aitim ve kimseye ait değilim / siz gelmeden öncede buradaydım, siz gittikten sonrada burada olacağım."

***

Ayvalık Ticaret Odası zeytinyağının insan yaşamındaki vazgeçilmez yerini, her defasında daha etkin biçimde hatırlatmak ve zeytinyağı tüketimini arttırmak temel amacıyla, 2005 yılından bu yana her yıl Ayvalık Zeytin Hasat Günleri düzenliyor bilindiği üzere… 12 yıldır olduğu gibi geçen hafta sonu da Ayvalık’taki “Hasat Şenliği”ndeydik… Kimler geldi kimler geçti şu hasat günlerinden 12 yıl içinde… Şükürler olsun ki biz 12 yıldır oradaydık, zeytin ağacı gibi… Hasat şenliğinden hasat şenliğine gördüğümüz Ayvalık dostları ile de selamlaştık…

***

Beslenmede, eczacılıkta ve güzellik iksiri olarak yaygın bir şekilde kullanılan zeytin ağacı akıl ve zaferin, zeytin dalı barışın, zeytinyağı da saflık ve sadeliğin sembolü olmuş. Zeytinyağı ayrıca “huzur”, "bereket", "yardımseverlik", “evrensel iyilik” "barış ve birliktelik" kavramlarının simgesi olarak da benimsenmiştir. Antik çağda yeşil zeytin dalı “Ölümsüzlük ve Yeniden Doğuş” simgesi sayılmış…

Bu yıl temanın “Her hasat bir barış buluşması” diye seçilmesi doğru bir tercih…

***

Salondaki kalabalığın nedeni son dönemin en sevimli sağlıklı beslenme figürü Canan Karatay… Onun gibi zeytinyağı içen biri olarak (ama ben kilo alıyorum, o almıyor, o Gemlik yağı içiyor, ben Ayvalık aradaki tek fark bu) zeytinyağının yararları üzerine söylediği her sözü sevinçle dinledim. Ama ne zaman çok da hissettirmeden, (hızlı konuştuğu için kimsenin anladığını da sanmıyorum)  “riviera yağ” için bir şeyler söyledi. 

Anlayanlardan itiraz geldi. Aslında Canan Hanım “Zeytinyağı yağ değildir. Doğal zeytinyağı ana sütünün aynısıdır. Zeytinyağı zeytin meyvesinin meyve suyudur. Çocuklara rahatlıkla zeytinyağı verebilirsiniz. Zeytin altındır, zeytinyağı da altın suyudur” dedikçe alkışlanıyordu.  'Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman' türküsünün sözlerini hatırlatarak, "Zeytinyağından uzaklaşalım diye 1950'lerde gıda emperyalizmi margarinleri sokmak için söz yazdırıp bunu Sarısözen'e söyletti. Sözlerin şöyle değiştirilmesi gerek, ‘Zeytinyağı yerim de aman, basma da fistan giyerim aman, trans yağları yiyenlere ben efendim diyemem aman” diyerek gönüllerde taht kurdu…

Ama ne zaman ki mesele geldi Riviera yağa dayandı. Önce UZZK Başkanı Ümmühan Tibet müdahil oldu, Tibet, rafine edildikten sonra natürel yemeklik zeytinyağı ilave edilerek elde edilen riviera zeytinyağının içinde kesinlikle başka bitkisel yağ bulunmadığını, sadece rafine işleminden geçtiğini, bundan dolayı riviera zeytinyağının en kaliteli diğer bitkisel yağlardan daha kaliteli bir yağ olduğunu vurguladı. Karatay bunlara katılmadığını söyledi. Tartışma bitti mi? Hayır…

Sektördeki parçalanmışlığı ise bu yıl 25 yaşını kutlayan Özgün’ün sahibi Ahmet Sucu dostumuz aynalar metaforuyla çok güzel özetledi…

*** 

Zeytincinin sıkıntısını ve kaygılarını ise Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gencer kürsüden dile getirdi. Özetle “dokunmayın” dedi.

Türkiye’deki nadir başarılı “coğrafi işaret” örneklerinden biri olan Ayvalık Zeytinyağı İşaretini bölgeye kazandıran Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gencer ile işaretin önünde 12. Yıl hatırası fotoğrafı çektirdik…

Zeytin ağaçlarının üzerinde bir “heyhula” dolaşıyor. Bir yasa değişikliği ile zeytin alanlarına saldırı hazırlıkları yapılıyor. Zeytincilik, Türkiye’ de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağını, işlenen tarım alanlarının yüzde 4’ünü oluşturan bir sektör… Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı beslenmede, istihdam sağlanmasında ve diğer sanayi kollarına pazar yaratmada, yüksek katma değeriyle doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon kişinin geçimini sağlamada, tarımsal ve sosyo- ekonomik yönden ciddi bir önem taşıyor.

Bugüne kadar zeytincilik yasasında yapılmak istenen değişiklik girişimlerine sektör başta olmak üzere bilim dünyası da karşı çıktı. Ama birileri zeytine düşmanlıktan vazgeçmedi.

Başkan Gencer bu kaygıları dile getirdi kürsüden… Var olan zeytincilik kanununun değiştirilmesine karşı çıktı..

Biz de bu fırsatla yineleyelim o zaman: Tüm dinlerde ve tüm kutsal kitaplarda övgüyle söz edilen ve üzerine yemin edilen ölümsüz zeytin ağacına yapılmak istenen veya yapılacak kötülüklerin emsalleri ile sabit olarak maddi ve manevi yaşamda şiddetle karşılığını bulduğunu, ona yapılan iyiliklerin ise kutsandığını kimse unutmasın.

O hep buradaydı… Herkese ait ve kimseye ait değil...