Dün gece televizyon haberlerinden İstanbul’da yaşanan afetleri izleyince “Olacağı bu. Doğa insanlardan intikam alıyor” dedim. Tufan var, fırtına var, yağış sağanak, yumurta büyüklüğünde dolu araç camlarını patlatmış, şimşekler düşüyor, yangınlar çıkıyor, insanlar göle dönen cadde ve sokaklarda araçlarının üzerinde can derdinde. Depremler ard arda korku salıyor. Neden?.

Bir düşünün lütfen neden. “İnsan” olan bu afetlerin nedenini sadece 2 dakika düşünürse arkasında neler olduğunu bulur. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği raporunu hazırlayan 257 bilim insanı, kürelsel ısınmanın nedeninin (Dünyanın aşırı ısınması) yüzde 99 insan kaynaklı olduğunu açıklıyor. Orman yangınlarının yüzde 92’sinin insan kaynaklı olduğunu uzmanları söylüyor. Tarım arazilerinin yokolması insan kaynaklı, göllerin kuruması insan kaynaklı, denizlerin kirliliği insan kaynaklı. Velhasıl insan, insan, insan…

17 yıldır ben yazıyorum, uyarıyorum

2000 yılında dünyanın gidişatının kötüye gittiğini fark ederek ormanların korunması ve arttırılmasını, tatlı su kaynaklarının, denizlerin, doğanın korunmasını, yaşadığımız gezegenin küresel ısınma ile başının belada olduğunu, karbon gazının azaltılması gerektiğini, aşırı tüketimden kaçınılması gerektiğini tam 17 yıldır aralıksız yazıp televizyonlardan anlatmaya çalışıyorum. Hadi beni geçin. Şu kızıldereli reisi Stella’nın 1873 yılında söylediği, “Ağaçlar yok olduğunda, Irmaklar kuruduğunda, balıklar öldüğünde beyaz adam PARAnın yenilemeyecek bir şey olduğunu anlayacak” sözünü hatırlayın. Bu bir şiir değil sevgiliye methiye yapılsın, şarkı da değil çıkıp oynanılsın. Bu bir farkediş, bu bir uyarı. Laf olsun diye söylenmemiş. 134 yıl önce fark etmiş, görmüş ve söylemiş. İlle bir şeyleri kafalara vura vura mı söylemek lazım.

Bu felaketleri yaşamamak için

Neler mi yapılmalı. En başta, en başta küresel ısınmanın durdurulması için aşırı kömür, petrol kullanımından kaçınılmalı. Bu devletlerin yapacağı bir çalışma olmalı. Dünyada elektrik üreten 1200 kömür santralının atmosfere saldığı karbonmonoksit miktarı 8 milyar ton. Yanlış okumuyorsunuz sekiz milyar ton. Ya elektriği tasarruflu kullanıp bu kömür santrallarını azaltacaksınız ya da karbonmonoksit gazı salmayan temiz enerji üretimini yaygınlaştıracaksınız. İnsanlar aşırı lüks yaşan hırsından yani aşırı tüketimden (Otomobiller, uçaklar, yatlar, ultra lüks evler, residanslar, giyim, kuşam) kaçınacaklar. Çünkü sellerde, fırtınalarda ne o lüks otomobillerini ne de uçaklarını kullanabilirler. Veya süper marka kıyafet ve ayakkabıları onları kurtarmaz. Kısacası doğal kaynakları, ormanları, denizleri korumamız gerekiyor. Az enerji tüketen, geri dönüşüm uygulayan, toplu ulaşımı kullanan, gereksiz tüketim ve israftan kaçınan insanlar olmalıyız. Yoksa görüldüğü üzere FELAKETLER kapıya dayandı…