Tayfun MARO
Büyük başın derdi de büyük oluyor…
26 Kasım 2014 Çarşamba

Geçenlerde, Başbakan Davutoğlu’nun Şam yönetimini ziyareti sırasında konvoyda meydana gelen kazada, gezi heyetindeki garson yaralandı.
Zat-ı şahanelerine hizmet edemeyeceği için iki defa yaralı bu mümin kardeşimize acil şifalar diliyorum.
Şimdi kimi münafıklar, “heyette garsonun işi ne!” diye cahil cahil konuşup, her şeye olduğu gibi buna da karşı çıkabilirler… Ama bilmezler ki büyük devletlerde bu işler böyle olur… Büyük devletlerin başındaki büyük adamlar başka devletleri ziyarete uşaklarıyla birlikte giderler; Aşçı, garson, tencere, tava… Hatta büyük devlet adamı rahmetli Kaddafi otağını bile götürüyordu.
Koskoca Devlet-i Recebi’nin Sadrazamı Davutoğlu, başıkabak, yalınayak müstemleke ziyaretine gidecek değil herhalde… “Nereden geliyorsun?” “Bin odalı Ak Saray’dan!” Ama mahiyetinde hizmetkârların olmayacak…
Prestijimizin alâmetifarikası saraydır, uçaktır, uşaklardır… Gittiğin yere bir kilometrelik konvoyla gideceksin ki dost düşman görsün azametini…
Saltanatın debdebesi vardır ve bunu göstermek elzemdir… Rizeli Recep Efendi ve Konyalı Ahmet Efendi bu işleri iyi bilirler… Saraydan çıkmış, ilim irfan sahibi insanlar…
Bu Efendiler, Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya, Balkanlar’a hükümdar olmaya hazırlanıyorlar. Ve bunun olabileceğine inanıyorlar.
Yüksek cari açık ve dış borç, sıcak parayla dönen ekonomi falan bu bölgesel güç olma hayallerine engel olmuyor. Ülkenin boğazına kadar battığı borç batağında emperyal güç olmak fikriyle yatıp kalkan Osmanlı bakiyesi efendiler, bu halleriyle çok naif görünüyorlar.
Olan biten, sırf halkı aldatmak ve iktidarlarını sürdürmek için uydurdukları bir hikâye ise, bu o kadar mühim değil; ama söyledikleri yalana kendileri de inanıyorsa, hepimizin başı dertte demektir.
 
Türkiye’de sağ iktidarların gösteriş merakı her zaman vardı ama böyle görgüsüzlük noktasına hiç varmamıştı. Öncekilerin görece bir sadeliği ve zarafeti vardı. Şimdikilerin ise sığlığı ve görgüsüzlüğüyle müsemma hırsı ve kibri var. Bu hırs ve kibir, ülkede günlük hayatı gün be gün kuşatıyor
İş veremediği yoksullara makarna, kömür falan dağıtan, hibe ve sadakayla sürdürülebilir yoksulluk koşulları sağlayan AKP iktidarı, gösteriş için sınırsız para harcıyor. Dindar ve kibirli iktidar sahipleri, halk yarı aç yarı tok yaşarken, dünya nimetlerinin tadını dibine kadar çıkarıyorlar. Bu ülkenin gördüğü en vicdansız ve en sığ iktidar sahipleri…
 
Ülkede servet el değiştiriyor; yeni kapitalistlerinin ele geçirdikleri serveti hazmetmesini bekliyoruz. Kendilerini dindar olarak tarif eden yeni muktedirler zengin oldular ama burjuvaziye dâhil olamadılar. Zenginler mahallesinin kıroları gibiler… Bu durumun yarattığı kompleks, iktidarın verdiği güç ile de birleşince, çok tehlikeli olmaya başladı.
Türkiye, büyüklük kompleksine kapılan yeni iktidar çevreleri tarafından, dünya kamuoyunda çok sık küçük düşürülüyor. Ve bu kibirli, yarı cahil iktidar zümresi, uluslararası düzeyde saçmaladıkça aşağılanıyor, aşağılandıkça da daha hırçınlaşıyor. Bu gidiş hepimizi endişelendirmeli.
 
Ülke, iktidarda kalmak için her yolu mubah sayan bir anlayışla yönetiliyor. İktidar sahiplerinin elde tuttuklarını düşündükleri % 50’yi arka bahçelerinde zapt etmek için yapmayacakları şey yok. Gözden çıkarılan diğer yüzde elliden toplanan paralarla kendi yüzde ellilerine geçim imkânları yaratıyorlar. Deli Dumrul gibi para topluyorlar. Devleti akıl ve vicdanla yönetmiyorlar; her ikisinden de yoksunlar. Ve bu durum, gündelik hayatımızın bütün değerlerini altüst ediyor.
Büyüklük kompleksiyle malul büyük başların derdi de büyük oluyor; Kazada yaralanan garson, mutfağa sokulmayan aşçı gibi…
Ama Türkiye’nin bu büyük başların büyük dertlerini çekecek takati kalmadığında, asıl o zaman, derdin büyüğü hepimizin canını çok yakacak.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva