Tayfun MARO
Bu defa gerçekten bir alamete binmiş olabiliriz...
13 Ocak 2017 Cuma

Durumun vahametini anlatmak için zaman zaman kullandığım bir deyimdi; Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete. “Tam zamanıdır, başlık bu olsun” diye aklımdan geçirirken, birden irkildim; Gerçekten bir alamete binmiş olabilir miydik?
Tamam, durumun vahametini anlatmak için kullandığım oluyordu bu deyimi; ama o alamete binmediğimizi de biliyordum. Bunu bilmenin rahatlığı içinde okurun yüreğine biraz korku salma arzusu, iyi niyetli bir abartıdan öte ne olabilirdi!
Hâlbuki doğulu ve islamcı değerler üzerinden Cumhuriyet radikal bir değişim ve dönüşüme zorlanırken yaratılan kıyamet, bu defa gerçekten bir alametin üstüne bindiğimizi düşündürüyor.

Türkiye, doğulu ve islami değerler sistemi ile batılı ve seküler değerler sistemi arasında oluşan gerilim hattında derin bir yarılma yaşıyor. Siyasetten beslenen bu yarılma, iktidara tutunmak arzusuyla kıvranan siyaset erbabına umut oluyor.
İktidar olmak veya iktidarda kalmak için sergilenen siyaset oyunları ve bu halin olağan düzeysizlik olarak siyasal yaşamda boy göstermesi, yeni bir durum değildir. 
Gelin görün ki işin adam akıllı cılkı çıktı. İktidar istemenin, iktidarı sürdürmek arzusunun en arsız, en yüzsüz hallerine tanık oluyoruz. Siyasetin düzeyi bu olmamalı. Ne ki insan kalitesinin düzeyi de bu!
Yeni sosyolojinin konuşulduğu bilişim çağının eşiğinde, okuduğunu bile anlamayanların çoğunlukta olduğu kaderci bir toplumla, göklerden mucize bekler olduk.

Toplumsal alanda ayrışma çok net; toplumun bir yarısı Doğu’ya bakıyor, diğer yarısı Batı’ya bakıyor. Değerler sistemi her iki cenahta da uzlaşma kültürüne sırt çevirmiş durumda.
Yüzyıllık bir hesaplaşmanın yeni çehresiyle yüz yüzeyiz. İslam cephesi nihayet rövanşı alıyor. Batı’dan Doğu’ya, Yani Aydınlanma devriminden İslam devrimine çevrilen ibre, Yeni Türkiye’nin neye benzeyeceğine dair süren tartışmaları tehlikeli biçimde tırmandırıyor. 
Popülist ve otoriter dalganın üstünde yükselen islamcı hareket, küreselleşmenin etkisiyle cemaatleşen toplumda karşılık buldu. 
Laik ve seküler alanı savunan demokrasi güçleri ise bir süredir geri çekiliyordu. Şimdi durdu ve yeniden mevzileniyor. Belli ki mücadele çok sertleşecek.

Laiklik ilkesi ve seküler alan, Atatürk’ün kurucusu olduğu modern Türkiye’nin üstünde yükseldiği zemin olup, Aydınlanma devriminin getirdiklerindendir. Laisite ve sekülarite olmazsa, “ilki olmaması gerekenleri ifade eder, ikincisi ise olması gerekenleri tarif eder,” demokrasiyi inşa etmek, farklı din ve etnisite gruplarını bir arada tutmak imkânsızdır. 
Osmanlı İmparatorluğu artık yok, bir arada yaşamak istiyorsak, demokrasi tek çıkar yoldur. İmparatorluk dönemi kapandı, bundan sonra da olmayacak. Her tarihsel dönem gibi emperyal dönem son buldu. Kendimizi imparatorluk safsatalarıyla aldatmanın âlemi yok.

İmparatorluk mirasından ve islami düzenden medet umanların, çağın gerçekliği ve gerektirdikleriyle bağlarının çok zayıf olduğunu tecrübelerimizden biliyoruz.
Hal böyle olmakla birlikte, islamcı cenah iktidardadır ve tarihi rövanşı almak için son hazırlıklarını yapıyor. Ve bu ahvalde, Türkiye’nin Doğu bloğuna kayması kaçınılmaz olacaktır. 
Demem o ki, Doğu-Batı ekseninde, tehlikeli bir hesaplaşmanın orta yerinde bulabiliriz kendimizi…

Sonuç itibarıyla, iç ve dış dinamikler ülkenin hayrına işlemiyor; etnisite ve din gruplarının uzlaşma zemini hızla yok oluyor. 
Gücün sarhoş ettiği yeni muktedirler, önce hesaplaşıp sonra uzlaşmayı düşünüyor olabilirler. Ancak, bu defa yanlış hesap Bağdat’tan, Şam’dan dönmeyebilir ve biz gerçekten bir alamete binmiş olabiliriz.
Herkesin kendi yoluna gitme ihtimalini kimse hafife almasın. Oyun çok büyük.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Güneşli günler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Eskiçağ İnançlarında ve Ritüellerinde Şarap
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ha’di, öldür beni!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Paradigma çökmesi bir gerçek
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi ve yeni dengeler…
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birleşik Krallık ve ahlaki çöküntü
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva