Nasıl bir ülkede yaşıyoruz düşünün...
Sporun sevgi, barış, kardeşlik, paylaşım olduğu gerçeğini savunurken...
Artık rehin alınan hakemleri; güç gösterisinde bulunan yöneticileri; kurumları yönettiği sanısında olup, aslında kendilerini bile yönetemeyenleri ibretle ve şaşkın gözlerle izliyoruz!
Ve hiç ayrımsız soruyoruz:
"Biz bu muyuz?"
"Nasıl bu hale geldik?"
Oysa bu noktaya gelinceye dek çok uzun bir yol katlettik!
Sporu, spor olmaktan çıkarmak o kadar kolay mıydı?
X
Köreltilik gençliğimizi!..
Geleceği aydınlatacak dediğimiz spor kulüplerinin altyapılarını bir bir yokettik!
Hem de elbirliğiyle!
Kulüplerin basiretsiz yöneticileri, altyapı diye, kendi potansiyel taraftar gruplarını algıladılar!
Ve biz zaten o noktada yitirmiştik sporun altyapısını!..
Gençliği kişisel hırsların ardına iterek!
X
"Yok öyle olmadı" diyen varsa beri gelsin...
Gelsin ki, bugün yaşananları bir anlatsın görelim!..
X
Mafya görüntülerine teslim olmuş bir futbol sahnesini anlatıversin birileri!
Bugörünfülere sessiz kalan yöneticileri de!..
X
Tüm bunları biz söylemiyoruz!..
TV ekranlarından, güncel basından dünya ailem görüyor ve yorumluyor!..
Daha ne olsun!..
X
Ama bir şey var!
Ben ülkede yaşanan bunca olumsuzluğa karşın...
Bulunduğun kentte Yaşadığım örneklere...
Bu kent insanının "düşmanca yaşanılamayacağı" üzerine verdiği derse bayılıyorum!
X
Bu kentin değerlerinden aldığım dersler...
Bu kente duyduğum saygıyı kat be kat artırırken...
Insanını sevme adına beni bir ileri noktaya taşıyor!
Seviyorum!..
Çünkü aşığım!..
Yaşadıkça taşıdığım güçle!..