Aydınlanma ve modernitenin hariminde ilerleme ve gelişmeye müptela aydınlar, sol cenahın çoğunluğu, Batı blokunun doğal müttefiki Kürtler ve Ermeniler, Atatürkçülüğü “körü körüne batıcılık” olarak anlayanlar, ABD ve AB muktedirlerinin ağzının içine bakıyor.

Oysa biliyoruz ki Batı vicdan yitimiyle maluldür.Sanayi toplumları ortaya çıkarken iki dünya savaşında yüz milyona yakın insanı gözünü kırpmadan öldürenlerin ön saflarında Batı vardı.

İnsan haklarını yücelten ve aynı zamanda ayaklar altına alan iki yüzlü siyaseti başarıylayürüten Batı, kendi selameti için gözünü kırpmadan insanlık suçu işlemekten çekinmiyor.

Bu ülkede, “Batı ne eylerse iyi eyler” kafasıyla oryantalizmin gölgesinde konforlu hayat süren zümre, yoksul halkı aşağılama hakkını kendinde görüyor. Ve bunu ilericilik, demokratlık adına yapıyor. Bu tavrın mazlumlarda uyandırdığı nefret ve öfke asla umurlarında değil.

Her şeyden evvel, batıya öykünen kafalar, ‘adam olmayı’ öğretmekten artık vazgeçmeli. İslamcılar hakeza… Kimsenin kimseyi “adam etmek” haddi değil.

“Bir İsviçre olamadık!” diye hayıflanarak ders vermeye yeltenenler, Batı refahının tarihsel arka planında olan biteni yalansız dolansız söyleyebilmeli.

Zulüm ve kanla yazılan bir tarihin getirdiklerini referans almak ve buna Aydınlanma demek, günümüzde uygarlığın yaşadığı büyük bozguna bakınca, insana çok saçma geliyor.

Tüketim toplumunu inşa eden modernitenin yarattığı ilerleme ve gelişme fikri duvara çarptı. Tabiat, “bu kafa ile elli yıl daha belki ayakta kalırsınız” diyor.

Gelin görün ki Amerika ve Avrupa, kapitalizmin cenneti olmayı sürdürebilmek için Afrika’dan Asya’ya halklara kan kusturuyor. Sonra da Taliban çok vahşi…

Kusura bakmayın, onlar sizin gibi öldürmenin inceliklerini bilmiyorlar, kitlesel imha yollarını bilmiyorlar, tek tek yakalayıp kesiyorlar. Bir zahmet, öldürmenin inceliklerini öğretip onları da uygarlaştırırsanız, onlar da medeni bir şekilde öldürürler. Üstüne de insan hakları nutukları atarlar, olur biter…

Kapitalizmin 500 yıldır yaptığı tahribat sonucu sistem çöküyor. Yanı sıra, iklim krizi, salgın, afetler…

Uluslararası sistemin yürütücüleri biliyorlar ki kapitalist sistem yolun sonunda.

Batılı veya Doğulu muktedirler, kapitalist metropol halklarının mağduriyetini engellemek, güvenliğini sağlamak için önlemlerini bir bir uygulamaya koyuyor.Göç yollarını kapatmak da bu önlemlere dahil.

Yeryüzünün efendileri, yüzyıl önce ne yaptılarsa yine aynısını yapacaklar…