Metin ÖNEY
Balyoz, Ergenekon…
2 Nisan 2015 Perşembe

Bir hukukçu ve siyaset adamı olarak asla bu davaların doğruluğuna inanmadım. Bu sebeple katıldığım bütün panel,konferans ve benzeri etkinliklerde ve tüm yazılarım da ve çıktığım tüm TV programların da bu düşüncelerimi dile getirdim. Hatta cezaevine mahkeme kurmak Karacaahmet mezarlığına hastane yapmak gibidir dedim.
 
Elbette pek çok adalet duygusu taşıyan kişi aynı düşünceleri paylaştı.
Hatta Deniz Baykal ben bu davanın “avukatıyım” dedi.
O zaman Başbakan olan kişi de “bende Savcısıyım” dedi.
Sonra :
Şimdi Başbakan Yardımcısı o zaman Başbakan danışmanı olan Akdoğan birdenbire bu “kumpastır” dedi. Ve ip koptu.
Çorap söküğü gibi arkası geldi. 
Ve Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları değerlendirerek bu davalar da “hak ihlali” olduğuna karar verdi. Bunun üzerine tüm tutuklular tahliye edildi.
Ve, Mahkeme Balyoz davasının tüm sanıkları hakkında “Beraat” kararı verdi.
Şimdi:
Biraz geriye gidelim.
Neler yazıldı neler söylendi hatırlayalım.
Hemen her gün kazılar yapılıyor ve yerden mantar biter gibi silahlar bulunuyordu. Devletin Televizyonu da daha olay mahalline polisler gitmeden olay yerinden yayınlar yapıyordu.
Fatih camii bombalanacaktı.
Savaş uçaklarımız insanlarımızı bombalayacaktı.
Krokiler ele geçiriliyordu.
Kasetler havada uçuşuyordu.
Bütün bunları haber yapması için yeni bir gazete çıkmaya başlamıştı. Tirajı azdı ama her şeyi biliyordu.
Bavullarla belgeler taşınıyordu.
Gözaltına alınanların tutuklananların haddi hesabı yoktu.
Her saat başı darbe haberleri veriliyordu.
24 saat bütün kanallar bu haberlerle doluydu.
Koca Ordu “illegal örgüt” O’nun komutanları da “örgüt lideri” olarak tavsif eliyordu.
Hasılı onlarca cilt kitap yazacak kadar haberler havada uçuştu durdu.
Yüzlerce subay, gazeteci, öğretim üyesi, okur yazar siyaset adamı göz altına alınıyor ve arkasından da tutuklanıyordu.
Sonra başa dönelim. Ve bütün bunların “kumpas” olduğu anlaşıldı ve tahliyeler ve arkasından beraat kararları verilmeye başladı.
Şimdi.
Gelelim işin aslına :
Bütün bunları kim yaptı ?
Niçin yaptı?
Devlet ne hale geldi?
Bırakın “hukuk Devletinde” “kanun devletinde” dahi böyle şeyler olabilir mi?
Uğranılan maddi ve manevi zararları kim karşılayacak?
Bu “kumpasın” “hukuki sorumluları” yanında elbette ve kesinlikle “siyasi” sorumluları var ve bunlara karşı ne yapılacak? Herkesin yaptığı yanına kar mı kalacak?
İş “aldatıldık” la bitecek mi?
Şimdi Ülkemizin içinde bulunduğu çok çok vahim durumun öncelikli sebebi bu “kumpas” ve “bu kumpası” tezgahlayanlar değil mi? Son bir hafta için de olanlar dahi Devletin çivisinin çıktığının apaçık delilleri değil mi?Ve bu paramparça olma hali “kumpasla” doğrudan ilgili değil mi?
Sonuç :
Bu dehşetengiz “kumpası” tezgahlayanlar,tertipleyenler, planlayanlar ve planlanmasına göz yumanlar “siyaseten ve hukuken” hem millet ve hem de yargı önüne çıkarılmadığı takdirde “tarih tekerrürdür,hiç ibret alınsaydı tekerrür edermiydi” vecizesinin hükmü tekrar yürüyecektir. Bu böyle biline……
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ülkü aktaş 3 Nisan 2015 Cuma 19:07

Bencede haksız fiillerle suçlanan ve ceza alıp ceremesini alanlar adamsalar şimdiye kadar sergiledikleri yağdanlık tavırlarını bırakıp ,hukuk mücadelesine yüreklice başlarlar,benin azda olsa hukuk bilgimle suç olan işleri yapan.yaptıran ,yardım eden,teşvik edenler ben kandırıldım zırvası ile işin içinden sıyrılabilirmi.Şu ana kadar sadece Dursun Çiçek dik duruşsergiyebildi,açık ve anlaşılır biçimde davanın peşine düşeceğinin sözünü verebiliyor.Geri kalanlar malumu anlatıyor,Aynı M.H.P yetkilileri gibi yarınlardan bir söylem yok.Artık bu seçmenin beklediği olanı deyil olacağı duymaktır.Dile getirilen vecizeyi=tekrar yürümeyecektir,yürümemelidir diye noktalamak gerekirdi.Saygılarımla

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva