Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk'ü anlama
9 Kasım 2018 Cuma

Tarih felsefesi tarihi kişiliği; ister materyalist, ister idealist okulu temsil etsin,hem içinden çıktığı toplumun ürünü, hem de toplumun kaderini etkileyen ve ona damgasını vurabilen kişilik olarak tanımlıyor.

Atatürk konusunda en ayrıntılı ve nitelikli biyografiyi kaleme alan Tek Adam’ın yazarı Şevket Süreyya Aydemir de ,O’nun için ; “Mustafa Kemal Atatürk de tarihi bir şahsiyettir. Bu şahsiyetin de tarihin akışında bir rolü vardır. Hem de içinden çıktığı Türk Toplumunun kaderine damgasını vuracak ve çağının olaylarına yön verecek kadar güçlü ve etkili bir rol. Bu bakımdan milletinin kaderine olan müdahalesi şüphe götürmez….”.

Çağımızın gelişmelerine olan müdahalesine gelince, Türkiye’de başardığı ve bütün sömürge, yarı sömürge ülkeleri milli kurtuluş hareketlerine önder olan, yön tayin eden milli istiklal, iktisaden ve siyaseten egemenlik savaşı dediğimiz hareket, O’nun çağdaş hüviyetinin orijinal cephesidir”.diyordu.

Şevket Süreyya Aydemir’in değerlendirmesine katılmamak olası değil.

Çünkü;Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde emperyalizme karşı verilen bir bağımsızlık savaşı ile kurulmuştu.

Batılı güçler, bu nedenle Sevr Antlaşmasını yırtan ve Lozan Antlaşması ile siyasal ve ekonomik bağımsızlığını silahlı gücüyle kabul ettiren Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk’ü bir türlü kabul edememişlerdi.

Türkiye, bağımsızlık zaferi ile aynı zamanda diğer sömürge ve yarı sömürgeler için örnek olmuştu.

Atatürk, bir başka deyişle Kemalist ideolojinin özelliklerini ,O’nun söylev ve eylemleri ile kurucusu olduğu Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisinin) ilkelerine dayandırılarak yapılmasının gereği vardır. Bu ilkeler bilindiği üzere Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Devletçilik, Laiklik ve İnkılâpçılıktı.

Bu bağlamda,Atatürk’ün Türk toplumunu yeniden inşa etmede öngördüğü ilkeler içinde “Halkçılık’”ı öne çıkarması özel bir önem taşımaktadır.

O, yaptığı çeşitli konuşmalarda;”Halk devrindeyiz, Halk Hükümetiyiz ve Halkçılık yapacağız” diyor ve Halkçılık’ı “sosyal nizamı emeğin hukukuna dayandıran sosyal meslek” şeklinde tanımlıyordu. Atatürk ve arkadaşları kurtuluşu Halkçılık’ta görüyorlardı. Bu anlamda Halkçılık, kapitalizme, ağa ve eşraf yönetimine karşı doğrudan doğruya çalışan sınıfların iktidarı ele alması demekti.

Diğer yandan,ekonomi tarihçileri, Atatürk döneminin ekonomi-politikalarının birbirini izleyen iki evrede farklı özelliklere sahip olduğunu bildiriyorlar.

1923-1929 yılları arasında açık ekonomi koşullarında yeniden inşa yaklaşımının egemen olduğu, ancak ekonomik hayatın denetiminin milli unsurlara geçmesini kolaylaştırıcı ve ılımlı korumacılığı öngören tezlerin öne çıkarıldığı gözlemleniyor.

Anılan evrede, yabancı sermayenin belirli koşullarda desteklenmesini öngören yaklaşımlar olmakla birlikte, demiryolları ve tütün rejisinin devletleştirilmesi göze çarpıyordu. Limanların ise devletin imtiyaz verdiği yerli şirketlerce işletilmesi yeğleniyordu.

1930–1939 evresinde ise ekonomi-politikaları bakımından iki belirleyici özelliğin; “korumacılık ve devletçiliğin öne çıktığı” görülüyordu.

Bu yönelişte,1930’lu yıllarda kapitalist dünya ekonomisinin yaşamakta olduğu büyük buhranın etkisi olduğu söylenebilir.

Anılan evrede, devletin tarım dışındaki üretken alanlarda asli yatırımcı üretici unsur olarak ortaya çıktığı, sözgelişi; demir ve deniz yolarında, belediye hizmetleri, enerjide, sanayi ve maden sektöründe, tarımsal alt yapı, sağlık ve eğitim gibi hizmetlerde egemen olduğu gözlemleniyor.

Devletin bu alanlardaki etkinlik ve yatırımları,1934 yılından itibaren Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı içinde programladığı biliniyor.

”Devletçilik” olarak nitelendirilen bu uygulamalar  ile Türkiye’nin sanayileşmesi ve kalkınmasında başat rol oynamıştı. Bununla birlikte, devletçilik uygulamalarının salt ekonomik alt yapıyı oluşturma etkinlikleri olarak görmenin eksik bir tanımlama olduğu, bu etkinliklerin aynı zamanda sosyal ve kültürel merkezler oluşturmada toplumun kalkındırılmasında önemli işlevler görmüştü.

Kısaca Atatürk, tam bir anti-emperyalistti, toplumcuydu ve aydınlanmacıydı. İçinden çıktığı toplumu dönüştüren, dönüştürürken eşitlikçi bir toplum düzeni yaratmak için ilkeler koyan ve eylemler yapan, aynı zamanda emperyalizme karşı verdiği başarılı bir savaşla sömürge ve yarı sömürge ülkelere örnek olan tarihi bir kişilikti. 

Bize, çağdaşlaşma hedefini göstermişti. Ancak batıcı değildi. İlkeleri, eskimemiş ve donmamıştır. Çünkü dünyada küresel kapitalizm varlığını acımasızca sürdürmektedir. Küresel kapitalizm, yapısında iki temel çelişkiyi barındırıyor. Birincisi; zalimlerle (Batılı:liberal / kapitalist) mazlumlar (Doğulu:sömürge, yarı ya  da gizli sömürge) arasındaki çelişki. İkincisi ise; emek-sermaye çelişkisidir.

Anılan iki çelişkinin mazlum milletler ve emekçiler lehine çözümlenmesi, Kemalist ideolojinin hayata geçirilmesiyle olası gözüküyor. Bu nedenle Kemalizm dünya ve Türkiye için güncelliğini koruyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva